Uçastik translate French
35 parallel translation
O bir Uçastik!
C'est du flubber!
Şimdi de kayar kalıp mekanizmasını dikkatlice Uçastik'in altına sürüyoruz.
Maintenant, on place délicatement le mécanisme de l'obturateur sous le flubber.
Gama ışıması, Uçastik'in içinde yarı kararlı bir ayrışmayı tetikleyecek. - Böylece aşırı miktarda bir enerji açığa çıkacak bu da Uçastik'e sevk edilecek.
Les rayons gamma déclenchent un déclin métastable dans le flubber, libérant l'énergie qui propulse le flubber.
- Bence gama ışıması akımını kontrol edersek Uçastik'in hareketlerine de hakim olabileceğiz.
Je crois qu'en contrôlant le flux de rayons gamma, on peut contrôler les mouvements du flubber lui-même.
Uçastik.
C'est du flubber.
Uçastik!
Du flubber.
Uçastik bu fakülteyi kurtarabilir.
Le flubber peut sauver l'université.
Uçastik'i arka cebime koyuyorum.
Le flubber est dans ma poche.
Yere çarpınca, Uçastik sayesinde hiç yaralanmadan yükseleceğim.
Quand je toucherai le sol, le flubber me fera rebondir.
500 miligram kadar kristalize Uçastik'i bildiğimiz el kremine ekleyelim.
J'ajoute 500 mg de flubber cristallisé à une crème hydratante commune.
Uçastik'i ince bir katman halinde bovling topunun dışına sürelim.
J'applique une fine couche de flubber sur une boule de bowling.
Sıvı Uçastik ve uygun bir püskürtücü alet.
Du flubber fluide, avec un vaporisateur très pratique.
Uçastik, basketbol maçına gidecek.
Je suis tout ouïe. Le flubber va aller au match de basket.
Sıvı Uçastik'i ince bir tabaka halinde suni deriden imal edilmiş basketbol topuna uyguluyorum.
J'applique une fine couche de flubber sur la surface en cuir synthétique du ballon.
İkincil Uçastik deneyi.
Expérience flubber secondaire.
Boyadığımız her raptiyeye Uçastik sürdün mü?
Tu as mis le flubber sur chaque crampon avant de peindre?
Weber boyamadan önce her raptiyeye % 15 oranında Uçastik karışımı sürdün mü?
Tu as mis une solution de flubber à 15 % sur chaque crampon avant que Weber ne peigne?
- Uçastik'in hemen işleme geçme ihtimali de var. - 30 dakika içinde.
30 minutes.
Sara'ya Uçastik'in işlediğini bir şekilde kanıtlamalıyım.
Je dois prouver à Sara que le flubber marche.
Uçastik'i sakın haznesinden çıkarma.
Assure-toi que le flubber reste dans le conteneur.
Pekala Uçastik, ikimizin tanışma vakti geldi.
Bien, Flubber. Il est temps qu'on fasse connaissance, toi et moi.
Uçastik?
Flubber?
Uçastik! Neredesin?
Flubber, où es-tu?
- Uçastik. - Uçastik mi?
Le flubber.
Maçı kazanmamızı Uçastik sağladı.
Le flubber nous a fait gagner.
Uçastik'i de sayarsak üç kişiyiz.
Et trois avec Flubber.
Uçastik.
Le flubber.
Uçastik'i götürmüşler.
Ils ont pris le flubber.
Uçastik'i satmaya geldim.
Je suis venu vous vendre le flubber.
Uçastik, hayal gücü çok kuvvetli bir maddedir.
Le flubber est une substance très instable.
Borcumuzun son ödeme tarihini 30 gün ileri atarsanız bildiğim her şeyi anlatırım ve size, oldukça fazla Uçastik imal edebilirim.
Donnez-nous 30 jours supplémentaires pour le prêt, et je vous dirai tout ce que je sais sur le flubber et j'en ferai en masse.
- Uçastik'i görebilir miyim?
Puis-je voir le flubber?
Enerji endüstrisini altüst etme fırsatını nasıl geri tepebilirdim? Uçastik.
Je ne pouvais pas rater la chance de transformer l'industrie de l'énergie.
Uçastik'e bu sayede hakim olabiliyorum.
C'est pour pouvoir manipuler le flubber.
Anne! Uçastik kaçtı.
Le flubber est parti.