English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ U ] / Uğrayacağız

Uğrayacağız translate French

201 parallel translation
Ama önce buraya uğrayacağız.
On va entrer là d'abord.
Ama yolda bir yere daha uğrayacağız. Neresi olduğunu söylerim.
Nous nous arrêterons en route.
Ama önce bir kaç dakikalığına tiyatroma uğrayacağız.
Mais je veux faire un crochet par mon théâtre.
Boş ver. Benim eve de uğrayacağız nasılsa.
On s'arrêtera chez moi.
Giderken benim eve uğrayacağız.
Allons chez moi. J'attends un coup de fil.
Jess Ryman'la beraber Şerifin yanına uğrayacağız.
Ryman et moi monterons voir le shérif. Et alors
Sizi iyi ağırlamışlar mı diye bakmak için yarın uğrayacağız. - Hoşça kalın.
Nous reviendrons voir si on ne vous martyrise pas.
- Uğrayacağız. - Her gece ona kadar açığız.
On est ouvert jusqu'à 22 h tous les soirs.
Evet. Önce bir mezarlığa uğrayacağız.
D'abord, on va s'arrêter dans un cimetière.
Fotoğraf sizde kalsın. Gene uğrayacağız.
N'hésitez pas à me demander.
- Uğrayacağız.
- On y passera.
Ben'e uğrayacağız
On doit aller voir Ben.
İki yere daha uğrayacağız. Sonra bu akşamlık iş biter.
Deux autres visites et ce sera tout pour ce soir.
Uğrayacağız. Görüşürüz Setsuko. Biraz ister misin?
On verra. A plus tard, Setsuko. T'en veux?
Önce senin evine uğrayacağız.
D'abord, on va chez toi.
- Tekrar ediyorum, saldırıya uğrayacağız.
- Nous allons être attaqués.
Sizin arkadaşa bir uğrayacağız.
Nous allons voir votre ami.
Kaptan, bir saldırıya uğrayacağız. Yabancı gemiler yaklaşıyor.
On est sur le point d'être attaqués par des vaisseaux extraterrestres.
Şimdi ya osuruğumuzu tutup ani yanışa uğrayacağız ya da osuruğumuzu salıp tüm gezegeni öldüreceğiz.
Soit on retient nos pets et on explose, soit on pète et on tue la planète. Je ne péterai plus jamais...
Uçuş sırasında Paris'e uğrayacağız.
Je prends un supplémentaire via Paris.
Belki bir arkadaşıma uğrayacağız, hepsi bu.
On passera juste voir un ami à moi.
Dönüşte bara uğrayacağız ve sana özel bir şarkım var.
Après dîner, on ira au bar. J'ai une chanson... exprès pour toi.
Sadece bir yere uğrayacağız.
J'ai juste un petit truc à faire d'abord.
Hunter'lara uğrayacağız, Noah'la tanışmasını istiyorum. Sonra çamaşırlarımı almak için geri geleceğiz.
On passe chez Hunter, puis on reviendra pour mon linge.
Golos Prime'a uğrayacağız.
J'aimerais te faire une autre visite guidée du cosmos.
Saldırıya uğrayacağız!
Nous sommes attaqués!
Eğer benim doğru kişi olduğumu düşünmüyorsanız hayal kırıklığına uğrayacağım, ama tabii dava her şeyden önce gelir.
Si je ne conviens pas, je serai déçue, mais la cause avant tout.
Arada uğrayacağı çok yer var ama yarın öğlen oraya varırsınız.
Il y a beaucoup d'escales, mais vous y serez demain après-midi.
Söylesenize size uğrayacağımı düşündüğünüz için mi bu sabah dışarı çıktınız?
Dites-moi. Êtes-vous sortie ce matin en vous disant que je viendrais peut-être ici?
Uğrayacağınızı tahmin ettim.
Je me doutais que vous passeriez.
Henry Kissinger'ın ne zaman... uğrayacağını bilmek imkansız, değil mi?
On ne sait jamais quand Henry Kissinger va débarquer, hein?
Precedium'un Doğulu Birlikler tarafından saldırıya uğrayacağı inancıyla adamlarımız gece gündüz havada.
Le Precedium s'attend tellement à une attaque qu'ils font voler nos hommes nuit et jour.
Oraya daha sonra uğrayacağız. Bu taraftan gidelim. Günaydın.
Le département du personnel, on y passera... après le rendez-vous...
Uğrayacağımız çok yer var daha.
On a du pain sur la planche.
Tamam, daha sonra uğrayacağız.
D'accord, nous repasserons.
Bak burası son uğrayacağımız yer, tamam mı?
Regarde, c'est le dernier arrêt et puis on y est, d'ac? Je promets.
Esir düştüğünde tecavüze uğrayacağınızı bilmiyor musunuz?
T'avais pensé à ça, en cas de capture?
Evet? Dr. Bryson, Michael Garibaldi. Notlarınızı almak için uğrayacağımı söylemiştim.
J'avais dit que je passerais ce matin pour examiner vos notes.
Bu tarz spekülasyonlar ilgi çekicidir, lütfen daha sonra hayal kırıklığına uğrayacağımız şeyler yapmayalım.
Quoi de plus intriguant que ces suppositions? Mais vous risquez d'être déçus.
Ve kanalımızın bu nedenle uğrayacağı maddi zararın tamamından sorumlu oluyorsun.
Et vous serez responsable de toutes les pertes de la chaîne.
Öncelikle uğrayacağımız bir yer var.
On fera d'abord un arrêt.
Arkadaşlar toplandı. Uğrayacağımızı söyledim.
J'ai dit que je passerais à sa réunion.
Siz ve eşiniz gemide ve uğrayacağımız limanlarda serbest olacaksınız.
D'ICI LA, VOUS ETVOTRE EPOUSE SEREZ LIBRES D'ALLER ETVENIRAMON BORD AINSI QU'AUX TERRES COMME... MES INVITES PERSONNELS, DISONS.
Kısa sürede bu davalarda ilerleme kaydedilmezse dava açmak için zaman aşımına uğrayacağının farkında mısınız?
Si on ne résout pas ces affaires rapidement, des questions de temps empêcheront toute inculpation.
Buraya uğrayacağınızı öğrendiğim zaman heyecandan bayılacaktım.
Quand j'ai su que vous alliez venir, j'arrivais pas à le croire.
Ve ikiniz bir hafta boyunca bizimle kalmak zorundasınız gel, Sana uğrayacağım
Et vous devez rester avec nous une semaine. Venez, que je vous dépose!
Görüşlere göre Rasputin adeta yıllar içinde şeytani bir güç kazandı, Suikasta uğrayacağı zaman, bunu gerçekleştirecekler onu öldürmenin neredeyse imkansız olduğunu gördüler.
L'idée qu'il était en fait maléfique prit de l'ampleur des années plus tard, quand il s'avéra presque impossible pour ses poursuivants de le tuer.
-... saldırıya uğrayacağımızı düşünmüyorum.
- Je sais, tu as raison. C'est une question de temps.
Liderlerini yakalayamadığımız için Kronos'un hayal kırıklığına uğrayacağını düşünüyorum.
Je crains qu'il ne soit déçu que nous n'ayons pas capturé leur chef.
Afrikalı-Amerikalı toplumundaki taraftarlarınızın hayal kırıklığına uğrayacağını düşünmüyormusunuz?
Ne pensez-vous pas que vos supporters, dans la communauté afro-américaine, seront particulièrement surpris?
- EM Alan değişikliğe uğrayacağı için farklı olaylarla karşılaşmaya başlayacağız, düşen uçaklar gibi.
- Le champ va se déstabiliser, on va avoir des incidents isolés, par exemple des avions qui tombent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]