Uğraşıyorum translate French
2,695 parallel translation
Tamam, uğraşıyorum.
Je m'y mets.
Fuller'ın geçmişimi unutması için çok uğraşıyorum.
Je fais tout pour qu'il oublie mon passé.
Müşteri sayımı tekrar arttırmaya uğraşıyorum.
J'essaie de relancer mon cabinet.
Çok önemli işlerle uğraşıyorum, uzun sürer.
Mince. Je travaille sur des trucs pour le boulot, donc...
4 yıl tıp fakültesinde okudum, genelde yaşlılarla uğraşıyorum, kalp krizleri ve felçler falan.
Quatre ans d'école de médecine, la plupart du temps c'est des vieux, des crises cardiaques et des AVC.
Tüm gün yumurtalıklarla uğraşıyorum zaten, şimdi bunu mu soruyorsun?
J'y passe mes journées et tu me demandes ça ici?
Teşekkürler, uğraşıyorum işte.
Oh, merci. J'essaie.
- Uğraşıyorum.
J'essaye.
Mike, hala dosyaların üstünden geçmekle uğraşıyorum.
Mike, je regarde encore ces dossiers.
Ve şu anda pek çok saçmalık ile uğraşıyorum.
Et je fais face à beaucoup de probleme en ce moment.
Beni dinle şu anda pek çok saçmalık ile uğraşıyorum.
Écoutez-moi, je m'occupe de beaucoup de conneries en ce moment. Beaucoup de conneries.
Tekrar canımın yanmaması için gerçekten uğraşıyorum.
J'essaye tant bien que mal de ne pas l'être encore.
- Uğraşıyorum.
J'essaie.
Uğraşıyorum işte.
J'essaie.
35 yıldır bu iş için uğraşıyorum.
Je veux ce poste depuis 35 ans.
- Doğal olarak, hala yemek tarifiyle uğraşıyorum, elbette çalışıyor.
Naturellement. Je dois avouer que la recette est pas encore au point.
Zamanında faturalarını ödesinler diye müşterilerle uğraşıyorum ben.
J'essaie de convaincre mes clients de payer leurs factures à temps.
Çok uğraşıyorum başarmak için
Je vis à la sueur de mon front
Güçlü arkadaşını devreye sok. Uğraşıyorum.
Vous mettez votre puissant ami sur l'affaire?
Mesela ben şu an origami ile uğraşıyorum.
En ce moment, je travaille avec les origamis...
- Uğraşıyorum tamam mı, kıçımı yırtıyorum.
Attends, je bosse comme une bête sur ce dossier.
Şu anda konuşamam. Kendi gizli dosyalarımla uğraşıyorum.
Désolé, je n'ai pas le temps, j'ai mes propres dossiers secrets sur lesquels je travaille.
Uğraşıyorum.
Je n'arrête pas d'essayer!
Çatlak bir müşteriyle uğraşıyorum.
C'est un client difficile.
Çalışmaya uğraşıyorum tatlım.
J'essaie de travailler.
Evet, bakalım... Uğraşıyorum, uğraş ~ - Olmuyor.
Oui, mais j'ai beau essayer, j'ai beau essayer, je n'y arrive pas.
- Uğraşıyorum işte.
- Oui, oui, je m'y efforce.
Evet, uğraşıyorum.
- Oui... oui... Je sais, je... j'y arrive.
Her gün çocuklarla uğraşıyorum.
J'ai à faire à des enfants tous les jours.
Uğraşıyorum.
Ouais, et bien j'y travaille.
Evet, uğraşıyorum.
- n'est-ce pas? - Oui, en effet.
- Bir şeyler yapmaya uğraşıyorum Blades.
- Je fais de mon mieux.
Helal konusunda uğraşıyorum.
Je travaille au Halal.
Ayrıca... "Sevgili Suzy, arkadaş edinmek için çok uğraşıyorum ama insanların benden hoşlanmadığı hissine kapılıyorum."
Chère Suzy, j'ai vraiment essayé de me faire des amis, mais les gens n'aiment pas ma personnalité.
Tecrübem sana fayda sağlasın diye uğraşıyorum.
Toi, t'as cinq heures. Tu vas pouvoir bénéficier de mon expérience.
İşleri yoluna koymaya uğraşıyorum.
J'essaie de faire en sorte que ça marche.
- Üzgünüm. Bununla her gün uğraşıyorum.
J'essaie de pas y aller.
Zavala sen yakalıyorsun ben uğraşıyorum.
Tu les attrapes, et je les nettoie?
- Bundan uzak tutmaya uğraşıyorum.
Je la tiens à l'écart. Elle dort.
Öz annem burada yatarken nelerle uğraşıyorum görüyor musun?
Regarde ce que j'endure. Et devant le cercueil de ma mère!
Biraz bekle, uğraşıyorum!
Tiens toi tranquille, j'y travaille.
21. yüzyıla ayak uydurmanız için uğraşıyorum burada.
J'essaye de vous amener dans le 21e siècle.
Kapıdan yolumu bulmak için uğraşıyorum.
Je m'efforce de passer cette porte.
- Şu evin hâline bakın. - Uğraşıyorum.
Mais regarde cette endroit!
Hiç değilse ben bağımlılığımı kabullenip uğraşıyorum.
Ouais, eh bien, au moins j'ai ma propre addiction.
- Neden başkanlık için uğraşıyorum?
Pourquoi je me présente comme maire?
Bu soyağacı şeyiyle uğraşıyorum.
Je creuse vraiment.
Nelerle uğraşıyorum gördünüz mü?
Oh, c'est une bonne idée- - mais j'ai les clés, donc... Tu vois à quoi j'ai à faire?
- Uğraşıyorum.
- J'essaie!
Burada işlerin bizim yolumuzda gitmesi için uğraşıyorum.
Je suis ici pour voir ça disparaître de notre chemin.
Neden uğraşıyorum ki?
Pourquoi je m'en fais encore?