Vaktini boşa harcıyorsun translate French
178 parallel translation
Vaktini boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Vaktini boşa harcıyorsun doktor.
Vous perdez votre temps.
Evet. Maalesef vaktini boşa harcıyorsun.
Je crains que vous n'ayez perdu votre temps.
- Bak, vaktini boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Vaktini boşa harcıyorsun.
- Je me suis pas occupée de Brignon.
Vaktini boşa harcıyorsun, Duke.
Vous perdez votre temps.
Vaktini boşa harcıyorsun, Rembrandt.
N'insistez pas, Rembrandt.
Onları dinleyerek vaktini boşa harcıyorsun.
C'est perdre son temps que de les écouter.
Vaktini boşa harcıyorsun!
Ne perdons pas de temps.
Joe vaktini boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
- Öyleyse vaktini boşa harcıyorsun!
- Alors, vous perdez votre temps.
Vaktini boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps...
Vaktini boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps.
- Vaktini boşa harcıyorsun. - Onu dışarı çıkaramayacaksın.
Vous ne réussirez jamais.
Üzgünüm ama vaktini boşa harcıyorsun.
Désolé, mais vous perdez votre temps.
Ama vaktini boşa harcıyorsun. Çünkü altınları bulamayacaksın.
Mais vous perdez votre temps, vous ne trouverez pas l'or.
Vaktini boşa harcıyorsun.
C'est une perte de temps.
Vaktini boşa harcıyorsun.
- Tu perds ton temps avec lui.
Vaktini boşa harcıyorsun güzelim.
- Tu perds ton temps.
Oy hakkı konusuyla vaktini boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps avec ces suffragettes.
Bence vaktini boşa harcıyorsun.
Mais vous perdez votre temps.
Vaktini boşa harcıyorsun, söyleyeyim.
C'est une perte de temps, je vous dis.
Eğer Greenland hakkında konuşmaya geldiysen vaktini boşa harcıyorsun.
S'il s'agit du Groenland, vous perdez votre temps.
Gaz ve karbondan başka bir şey yok. Vaktini boşa harcıyorsun.
Il n'y a que des amas de gaz et de carbone, et vous perdez votre temps!
Vaktini boşa harcıyorsun.
Une pièce de stockage.
Vaktini boşa harcıyorsun.
Je crois que tu perds ton temps.
Pekala, vaktini boşa harcıyorsun. Oynamayacağım.
Eh bien, je ne jouerai pas.
Sadece vaktini boşa harcıyorsun.
Vous perdez votre temps.
Çok dramatik, ama vaktini boşa harcıyorsun.
Très théâtral mais c'est inutile.
Eğer benim de kendimden geçmemi bekliyorsan, vaktini boşa harcıyorsun.
Si vous attendez que je m'évanouisse, Vous perdez votre temps.
- Vaktini boşa harcıyorsun. - Yemeğe ne dersin?
- J'appelle ça de la dictature.
Vaktini boşa harcıyorsun ama madem mutlu olacaksın, sorun değil.
Inutile, mais si ça vous fait plaisir...
Beni susturmak için buradaysan vaktini boşa harcıyorsun.
Si vous voulez me faire taire, vous perdez votre temps.
İlk soru "Benimle yatar mısın?" değilse vaktini boşa harcıyorsun.
Si ça parle pas de galipettes, vous perdez votre temps.
Vaktini boşa harcıyorsun, Aragorn.
Vous perdez votre temps, Aragorn.
O dükkanda, vaktini boşa harcıyorsun.
Tu perds ton temps dans ce magasin.
Dinle, Chase... Eğer geri dönmemi istiyorsan vaktini boşa harcıyorsun.
Si tu essayes de me faire revenir...
Ne dolap çeviriyorsun bilmiyorum ama vaktini boşa harcıyorsun.
Je ne sais pas ce que vous manigancez, mais vous perdez votre temps.
Neden onun vaktini boşa harcıyorsun?
Pourquoi la mener en bateau?
Eğer bebek hakkında konuşmak istiyorsan, vaktini boşa harcıyorsun çünkü bununla ilgili konuşmayacağım.
Si vous voulez que je vous parle du bébé, vous perdez votre temps, je ne vais pas en parler.
Yani, eğer özür dileyip cüppeni öpmemi bekliyorsan vaktini boşa harcıyorsun.
Donc... si tu espères que je vais m'excuser et me mettre à genoux devant toi, tu perds ton temps.
Vaktini boşa harcıyorsun dostum.
Tu perds ton temps, mec.
Vaktini boşa harcıyorsun işe yaramayacak.
Vous perdez votre temps, ça ne va pas fonctionner.
Vaktini boşa harcıyorsun.
Ca ne sert à rien. Laisse tomber. Tu perds ton temps.
Vaktini boşa harcıyorsun.
T'es toujours en retard.
Ne istersen yap ama inan bana vaktini boşa harcıyorsun.
Faites ce que vous voulez mais croyez moi, vous perdez votre temps.
Sen de vaktini boşa harcıyorsun.
Ces appareils nous font défaut.
Vaktini boşa harcıyorsun Gil.
Tu perds ton temps.
- Vaktini boşa harcıyorsun.
C'est inutile.
- Harcıyorsun vaktini boşa
- Tu perds ton temps
Vaktini boşa harcıyorsun Lane.
Tu perds ton temps, Lane.