Vakıf translate French
457 parallel translation
- Yargı, vakıf fonunu kaldıracak. - Vakıf fonu mu?
Le juge lui retirerait le fonds de placement Le fonds de placement?
Çocukların vakıf fonundan Bayan Ritchey mi sorumlu?
Mme Ritchey est elle responsable du fonds de placement des enfants?
Kızı öldürüp annesiyle evleneceksin ki vakıf fonunu kapacaksın.
Pour l'épouser et vous emparer du fonds de placement
- Ama bu yanına kalmayacak. - Vakıf fonu olduğunu kim demiş?
Vous ne vous en tirerez pas comme ca Oui a parlé d'un fonds de placement?
5 milyon doların tamamının... onlar için açılacak bir vakıf fonuna gitmesini sağlayacağım.
Je veillerai personnellement à ce que les 5 millions leur reviennent.
- Kim? Vakıf avukatı.
- L'avocat de la fondation.
Vakıf gemimizi suya indirdiğinde denizlerin eski bir kuralını benimsediler :
La fondation nous a fait adopter une vieille loi de marins.
Bay Henry Brocklehurst, Vakıf yönetim kurulu başkanı.
HENRY BROCKLEHURST, PRÉSIDENT DU CONSEIL D'ADMINISTRATION
Ama ben bir vakıf değilim Bay O'Neil.
Mais Je ne suis pas une fondation.
Vakıf fonu babasının mülkleriyle ilgili yasal sıkıntılar.
Une histoire de placements, l'héritage de son père et autres complications juridiques.
- Vakıf fonu da, babanın mülkü de, senin mi?
- L'héritage, c'est le vôtre?
- Babanın anısına kurmakta olduğun bir vakıf fonundan bahsetti. - Evet.
Il a parlé d'une fondation en mémoire de ton père.
Vakıf üzerine yediemin anlaşması imzalayacağın gün.
Aujourd'hui, tu signes le pouvoir pour la fondation.
Bahsettiğiniz vakıf mı?
La Fondation dont vous parliez?
Yeni binalar için kurulan vakıf deprem bölgelerini inceliyor.
Les fondations du nouvel édifice ont été creusées au mouton.
Vakıf Sekreterliği...
Secrétaire aux Administrateurs...
Bayan Marple hiçbir... Vakıf için oynadığımız Pansiyoner'in İkilemi'ni hatırladınız mı?
Mlle Marple, sûrement... rappellez vous notre pièce pour le fond de rénovation, le Dilemme du locataire!
Tahmin edemeyeceğiniz konulara vakıfım.
Je connais des choses qui vous surprendraient.
"Vakıf, atom radyasyonunu gidermenin çaresini arıyor... "... böylece nükleer enerjinin barışta sanayi ve tıpta kullanımı daha emniyetli olacak.
La fondation veut trouver une façon de neutraliser les radiations atomiques afin de rendre plus sûrs les usages pacifiques de l'énergie nucléaire pour l'industrie et la médecine.
" Kâr gayesi güden bir firmayla iş yapan Vakıf, yasaya aykırıdır!
Parce qu'une fondation en affaires avec un organisme à but lucratif, c'est illégal.
Unidyne ile Vakıf arasındaki bağla ilgili her şeyi biliyorum. Joe Turtle ve Caselle'in bildikleri bunun yanında solda sıfırdı!
Je suis au courant du lien entre Unidyne et la fondation, j'en sais bien plus que Joe Tortue ou Caselle!
Birkaç vakıf yöneticisinin bunu paylaşmasını istiyorum.
Je demande à plusieurs administrateurs de s'en occuper.
- Henüz olaylara vakıf değiliz efendim.
On n'en a pas la preuve.
- Vakıf işi de öyle. - Pekala.
Tout comme la fondation.
Vakıf ise malikaneyi 11 yıl kadar önce satın almış.
La fondation l'a achetée il y a 11 ans.
Üstüne vakıf size kira mı ödüyor?
Et la fondation vous paye un salaire?
Ne serveti? Bir vakıf için çalıştığını sanıyordum.
Vous ne travaillez pas pour une fondation?
Vakıf falan yok.
Il n'y a pas de fondation.
Hepsi vakıf fonlarına öyle bağlı ki ben bile elimi süremiyorum.
Mon patrimoine est verrouillé, même pour moi.
Vakıf yeni bir çek yazacak... ve onu senin için konservatuara gönderecek.
La fondation établira un nouveau chèque qu'elle vous enverra au conservatoire.
Öyle sanıyorum bu kiralanmış sahil evini gözetlemeyi sıkıcı bulacaksın. Unutma ki bütün masralarımız Vakıf tarafından karşılandı.
C'est sûrement fastidieux, aussi, de mener ta surveillance dans une maison située sur la plage, louée et payée par la Fondation.
Şimdi, Bunun senin için, vakıf için ve ileride birlikte yapacağımız işler için ne kadar zor olacağını söylemene gerek yok.
Je n'ai pas besoin de te dire combien ça va être difficile pour toi, pour la Fondation et pour l'avenir de notre travail ensemble.
Aklıma bir yöntem geliyor, belki bir vakıf fonu üçüncü bir kurumsal kimlik adına kurulacak ve tüm köy halkı bundan yararlanabilecek.
Je verrais bien un fonds en dépôt, en plus du prix d'achat pour intéresser la communauté.
Yeniden hesapla, Gordon, biraz oynama yap vakıf fonundan çek meselâ.
Serre tes prix, jongle, pique du fric dans le fonds de dépôt.
Dr. Crane gibi olaya vakıf olmayan avcıyı çuval ile birlikte meydana bırakır ve ses çıkartarak çullukları ona yönlendirsin.
Mais comme le ramasseur l'ignore, il reste pendant qu'on s'en va.
Fakir zenci çocuklar için bir vakıf kurmayı düşünüyorum...
Je pense à faire une collecte pour les pauvres petits de couleur.
- Vakıf mı?
La fondation?
Eğer çocuk hayır kurumuna 1000 dolar bağış yaparsam Harvard'ı unutup, vakıf üniversitesine gider misin?
Si je donne 1 000 $ à ton association, tu oublies Harvard et tu t'inscris à la fac d'ici?
Sonra Vakıf'ta olacağım. Askerler ortaya çıktığında haberim olsun.
Prévenez-moi si les soldats arrivent.
O Vakıf işidir.
C'est lié à la Fondation.
Jenny, iyi dostlarımız çeki İlk Vakıf adına tanzim etmişler.
Jenny, nos amis ont fait un don à la Fondation.
Albay Braillie imiş. - Vakıf'dasınız.
Colonel Brailie, de la Fondation?
Soracağınız bir şey varsa beni Vakıf'tan çağırırsınız.
En cas de besoin, je serai à la Fondation.
Vakıf ve eğitim taburu birbirinden çok farklı şeyler değil mi?
La Fondation et le bataillon sont très différents.
Yine de aldığımız aidatlar Vakıf işimize destek sağlıyor.
Mais les droits d'inscription financent la Fondation.
Muhasebeden pek anlamayabilirim ama milyonlarca Vakıf dolarının Özel Tasarımlar Fonu dedikleri bir yere hortumlandığını biliyorum.
Je ne connais pas grand-chose en comptabilité. Mais je sais que des millions de dollars de la Fondation ont été engloutis par le Fonds pour les Projets Spéciaux.
Belki Vakıf hakkında?
Peut-être sur la Fondation.
"Vakıf Hastanesi"
Hôpital de la Charité
Grastner, kızı için vakıf fonu kurmuş.
Sans pension.
- Vakıf için mi?
Pour le fonds en dépôt?
Vakıf fonu.
L'argent de maman pour la tantine.