English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Valenti

Valenti translate French

229 parallel translation
Giovanni'Cotton'Valenti'ye ait. "
"du Gang de Jarrett."
Orazio Valenti.
Orazio Valenti.
Oh, Valenti, "Orijinal Amatörler" saati'nde bisiklet pompası ile müzik yapan kişi, evet.
Oh, Valenti, l'homme qui joue de la pompe à vélo... dans l'émission de recherche de talents nouveaux de Ted Mack.
Evet, şey, ben Bay Valenti ile bağlantı kurmaya çalışıyordum. Çünkü...
Moi aussi, j'essaye de contacter M. Mack... parce que... eh bien, j'ai essayé de...
Bay Valenti sadece bisiklet pompası ile "Oh, Johnny" yi... çalabildiği için sıradışı değil aynı zamanda yüksek, düz bir masada tırnak törpülüyor. Ve ayrıca elektrik süpürgesi hortumu ile müzik yapıyor! "Bugün İrlandalılar için Büyük Gün."
M. Valenti est insolite parce que... non seulement il joue "Oh, Johnny" à la pompe à vélo... mais aussi de la lime à ongles sur une table haute... et qu'il interprète "C'est un grand jour pour les Irlandais"... au suceur d'aspirateur.
Gay Orloff, Olga Valenti, Roland de Witt, Geza Pellemont da orada olacaklar.
Il y aura Gay Orloff, Olga Valenti, Roland de Witt...
Hayır tam tersine, ama Gay Orloff ve Olga Valenti'nin aralarının açık olduğunu zannediyordum.
- Si, mais je pensais que Gay Orloff et Olga Valenti étaient brouillés.
Yani Valenti Kardeşler mi?
- Les Frères Valenti?
Valenti.
Valenti.
Bir kaç hafta önce, Michael ve ben Şerif Valenti'nin ofisine girdik... Senin gördüğün 1959'da çekilen resmi bulmaya çalışıyorduk.
Michael et moi, on est entrés par effraction chez le shérif... pour trouver la photo de 1959 que tu as vue.
Az önce Valenti'yi Alex'le konuşurken gördüm. - Müdürün ofisindeydiler.
Je viens de voir Valenti parler à Alex chez le proviseur.
Alex, Şerif Valenti'ye ne söylediğini bilmem gerekiyor.
Je dois savoir ce que tu as dit au shérif Valenti.
- Valenti'ye ne söylediğimi öğrenmek için mi?
Tu m'as amené ici pour savoir ce que j'ai dit à Valenti?
Çünkü kelimesi kelimesine herşeyi Şerif Valenti'ye anlatacağım.
Parce que je vais tout dire au shérif Valenti. Je cite :
Bu yüzden Topolsky buradaydı, bu yüzden Valenti bizi tutukladı.
C'est pour ça que Topolsky est là, que Valenti nous a arrêtés.
Valenti'nin seni öylece götürdüğünü gördüğüm zaman... Tam beni kalbimden vurdu.
Quand j'ai vu Valenti t'embarquer comme ça... ça m'a ouvert les yeux, tu sais?
- Kyle Valenti bu tarafa geliyor.
- Kyle approche.
Bu. o gece Valenti'nin ofisinde işte gördüğüm.
C'est ce que j'ai vu la nuit où j'étais dans le bureau de Valenti.
Demek istediğim, Liz Parker'a bak. Kyle Valenti ile çıkıyor?
Je veux dire, regarde Liz Parker qui sort avec Kyle Valenti.
Şerif Valenti?
Shérif Valenti?
Tamam, Şerif Valenti'ye arkadan çarptın. iyi misin?
Tu as embouti la voiture du shérif?
Şerif Valenti!
- Shérif Valenti!
Yani yarın Valenti'yi görmeye gittiğinde iyi olacak?
Tout se passera bien quand elle ira voir Valenti, demain?
Şimdi, beni Valenti farzet.
Faisons comme si j'étais Valenti.
Herşeyi bilmeliyim. Ya da şimdi Valenti'ye gidip bildiğim herşeyi anlatırım
Je veux tout savoir ou j'irai voir Valenti... pour lui raconter tout ce que je sais.
Max, Valenti bana bu fotoğrafı gösterdi.
Max, Valenti m'a montré une photo d'une victime d'assassinat.
Kyle el izini gördü ve Valenti kurşun deliği olan garson elbisemi buldu.
Et Valenti a trouvé un trou dans ma tenue de serveuse. Il m'a demandé si tu étais là quand ils ont tiré.
Bu salak festivale gitmeden önce herşeyi bilmek istiyorum ve eğer bana şimdi doğruyu söylemezsen Valenti'ye gidip bildiğim herşeyi anlatırım.
Avant d'aller à ce stupide festival, je veux savoir une chose. Et si tu ne me dis pas la vérité, j'irai moi-même voir Valenti... et je lui dirai tout ce que je sais.
Bakın, olanları değiştiremem.
Mais si vous fuyez, Valenti saura que c'est vous.
Ama kaçarsanız, Valenti sizin olduğunuzu bilecek.
Vous le prouverez à ses yeux.
Valenti'nin Liz'e gösterdiği resim... 1959 burada da başkalarının da olduğunu gösteriyor.
La photo que Valenti a montrée à Liz signifie qu'on n'est pas les seuls. Quelqu'un était là en 1959.
Ajan Hart, Ben Şerif Valenti.
Agent Hart, je suis le shérif Valenti.
Kyle Valenti buraya geliyor.
- Kyle Valenti vient par ici. - Par ici ou... - vers moi?
O dosya Valenti'nin ofisinde.
Le dossier doit être dans le bureau de Valenti. Il termine à 19h30.
Jack Valenti ve senin gibi istedikleri bütün kadınları elde edeceklerini düşünen Hollywood züppelerinden bıktım artık.
J'en ai assez de ces mignons d'Hollywood comme Valenti et toi qui pensent pouvoir avoir n'importe quelle femme.
Valenti'yle konuşacağım... Milton'ı bulmasını sağlayacağım.
Demander à Valenti de nous aider à retrouver Milton.
Peki ya Liz ve Valenti?
Et Liz, et Valenti?
- Bunu Valenti'nin önünde mi yaptın?
- Valenti a tout vu?
Peki Valenti ne yapacak?
Que va faire Valenti?
Valenti'ye güvenmemiz mi gerekiyor?
Tu penses qu'on doit faire confiance à Valenti?
Peki ya Valenti'nin bize bahsettiği diğer el izleri ne?
Et les tirages à la main dont Valenti nous a parlés?
Kime, Valenti'ye mi?
Auprès de qui, de Valenti?
"Herhangi bir şey" ya da Jim Valenti mi?
N'importe où ou dans les bras de Jim Valenti?
İyi arkadaşın Şerif Valenti onu tutuyor... Çünkü dün gece nerede olduğunu açıklayamıyor.
Ton cher ami Valenti le retient... car il n'a pas d'alibi pour la nuit dernière.
Profesör Valenti.
Pr.
Sanırım bir fikrim var.
Si on s'unit, on pourra peut-être se débarrasser de Valenti.
Eğer hep beraber çalışırsak Valenti'den kurtulabiliriz.
On n'est pas ensemble.
Ben Valenti'ye doğru dönüyorum.
Je vais me livrer à Valenti.
Valenti geri döndü.
Michael.
- Kyle Valenti, Budist.
- Kyle le bouddhiste.
- Valenti Michael'ı almış.
Michael est chez Valenti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]