Valium translate French
520 parallel translation
Sana bir sakinleştirici getireyim.
Je vais te trouver un Valium.
Bayan Hunter, Profesör Stewart'a iki yatıştırıcı ve sert bir bira verin.
Mme Hunter, deux Valium et une bière pour le professeur Stewart.
- Valium yazdı.
Il m'a prescrit du valium.
- Yatıştırıcı alsana?
- Prends un Valium.
- İki hap birden işe yarar.
- Deux Valium, ça doit marcher.
Yatıştırıcı.
Un Valium.
Yatıştırıcı almalıyım.
Il me faut un Valium.
Size Valium yazdım.
Je vous ai prescrit un peu de Valium.
Valium'a ihtiyacım var.
Il me faut du Valium.
Size reçetesiz Valium veremem.
Sans ordonnance, c'est impossible. - C'est la loi.
Sorduğum için bağışlayın ama neden bu kadar çok almak zorundasınız?
Excusez mon indiscrétion, mais pourquoi tant de Valium?
Sana Velium'u vereceğim.
Je vais vous donner du Valium.
İşte canım, Valium'un.
Tiens, chérie : ton Valium.
Her zaman Valium almasından ve diğer şeylerden belliydi.
Avec son Valium et tout le reste...
Valium 5.
Valium 5.
Dışarı çıkıp biraz hava alsak...
- Tu veux un Valium?
- Pardon. - Valium ister misin? - Henüz değil.
Une relation qui en dit long.
Bir yatıştırıcıya ihtiyacım var.
Je suis tendue. Il me faut un valium.
Nerede şu lanet hap?
Bon sang! Où est le valium?
Şimdi sana bir Valyum vermek istiyorum ve...
Je vais te donner du Valium
Valium gibi bişey almalıyım.
Je pourrais prendre du Valium ou autre chose.
Valium ya da Librium?
Du Valium ou du Librium?
Pezevenklerin 50 sente Valium sattığını biliyor muydun?
Les macs nous vendent du Valium à 50 cents le cachet.
- Valium içme.
Tu ne devrais pas prendre du Valium.
Yarım bir Valium mu?
- La moitié d'un Valium?
Sakinleştiricisi olan var mı?
Quelqu'un a-t-il un Valium?
Gerekmez, bende sakinleştirici var.
J'ai du Valium.
Asla ciddi değildi. Valium'un tedavi edemeyeceği bir şey değildi.
Pour des riens, qu'un Valium ou qu'un Mogadon arrangeait.
Küçük çürüyen oteller ve... - Valium'unuz.
Dans des vieux hôtels en décrépitude, tu sais?
- Ben asıl gösteri dünyasını sakinleştirecek bir şeyler istiyorum.
- Voilà des Valium. - Super, un calmant du show-biz.
Dün gece migrenim tuttu. Biraz Darvon aldım, beni sinirli yaptı. Sonra 40 mg.
Mais hier soir, j'avais la migraine... alors, j'ai pris du Darvon... et ça m'a rendue si nerveuse que j'ai pris 40 milligrammes de Valium.
Valyumlar midemde cungul cungul oynuyor.
Je suis si plein de valium, je tremble en marchant.
Gidip fazla Valiumu kalan birilerini bulayım.
Je vais voir si quelqu'un a du Valium pour nous.
Mandrax.Valium bulamadım
C'est du Mandrax. J'ai pas trouvé de Valium.
Birçok Valeron, Valium gibi şeyler lazım
Tout ce qu'il faut c'est beaucoup de Valeron, du Valium et ce genre de truc.
Kaç tane Valium aldı? İki.
Combien de valium a-t-il pris?
- Bu sabah Valium aldınız mı?
- Vous avez pris du Valium?
Tanıklık etmeden önce, sakinleşmeniz için üç Valium mu gerekiyor?
Il vous en faut trois pour pouvoir témoigner?
Eczacı size, reçetesiz Valium verdiğine göre, başka uyuşturucu maddeleri de reçetesiz veriyor mu?
Si le pharmacien vous donne du Valium sans ordonnance, fait-il de même pour d'autres drogues?
Mübaşir, Valium.
Huissier, du Valium.
- Bu kadar Valiumu alabilir misin?
- On peut prendre autant de Valium? - On verra.
Şimdi, Sekizdeki ilacını aldın mı?
As-tu pris ton Valium à 20 h?
- Bana Valium lazım.
- J'ai besoin de Valium.
İstersen Valium'um var.
J'ai aussi du Valium, si vous voulez.
Esrarlı sigara, hap, sakinleştirici, Valium, sarı haplar, kırmızılar, Kokain öğütücü, iğneler.
Des joints de marijuana, des pilules, du Quaalude, du valium, des jaunes, des rouges, de la cocaïne, des seringues.
Hokey topu büyüklüğünde bir Valium almalıyım.
Il me faut un Valium gros comme un palet de hockey.
- Ona Valium verin. CPR'ı hazırlayın.
On lui a deja donne 10 milligrammes.
Sakinleştirici alması gerekirdi.
- Qu'il prenne du Valium!
- Valium ister misin?
- Tu veux un Valium?
- Yatıştırıcı?
- Valium?
On miligram Valium.
300 mg de Valium.