English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vardıya

Vardıya translate French

3,619 parallel translation
Ben bir müzisyenim ve bizim hep bir uyarıcıya ihtiyacımız vardır.
Tu sais, je suis musicien et on a toujours besoin de stimulants.
Köprüde ölen sihirbaz vardı ya...
Le magicien qui est mort sur le pont...
Şu ana kadar sadece profesyonelce bir ilişkimiz vardı ve Avustralya'ya gidiyorsun falan ama...
Je sais que jusqu'ici, notre relation a été strictement professionnelle et que vous partez pour l'Australie, mais...
Adamım, iyi geldiniz ya. Buna o kadar ihtiyacım vardı ki!
Je suis tellement content que vous soyez passés.
Panikledin, bir mazerete ihtiyacın vardı bu yüzden kapıya içten hasar verdin ama anahtarın cebinde olduğunu unuttun.
Vous avez paniqué. Pour avoir un alibi, vous avez abîmé la porte de l'intérieur, mais en oubliant... que vous aviez la clé sur vous.
- Bu kanıya nasıl vardın?
Comment ça?
Belki bir kaç kişi vardı ya da bir kişi, belki işe almamamız gereken.
Il y a peut-être quelques individus, ou un individu, que nous n'aurions pas dû employer.
He hani her şeyin bir ilki vardır ya.
Il y a une première fois à tout.
Bir işim çıktı. Size bahsettiğim şu kumarhane vardı ya.
Vous savez, ce casino dont je vous ai parlé?
Bir bildiği vardır diye Tanrıya dua ettik.
Pour nos parents Nous avions priés que Dieu Ait un plan en marche
Ya öyle oldu ya da işin içinde zehirli meyveler vardı.
C'était ça ou les baies empoisonnées.
Ya da vardı, ta ki Mom genetik mühendislik kullanarak beni iyileştirene kadar.
Ou plutôt je souffrais, jusqu'à ce que Mom me guérisse de cette terrible maladie en utilisant la manipulation génétique.
Önünde iki seçenek vardır ya etkilenmemek için bahaneler uyduracak ya da suçluluk duygusunu bastırmak için başka yollar arayacaktır.
Ça le force à inventer des excuses dans sa tête pour ne pas être affecté ou à trouver un moyen de réprimer sa culpabilité.
"Dalgacı" ya da "Gerçek Vahşi" de vardı...
"Je divague".
Tanrı'ya inanırdım ama onunla ilgili çarpık bir izlenimim vardı ve ona güvenmezdim.
Ma mère verbalement et physiquement.
Hani bir kadının öğrencilerini bıraktığı ve çocukların keyfinin kaçtığı bir film vardı ya?
Allons.
Sen içerdeyken etrafta zombi gibi oradan oraya giden insanlar vardı ya?
Vous savez, ceux qui erraient, en zombies, l'œil hagard, dans la cour de la prison?
Tüm şehri tahmin edecek olursak muhtemelen günde binden fazla ölüm vardır.
En extrapolant à l'ensemble de la ville, il ya sûrement plus de mille morts par jour.
Önce yaşlı adam geldi ya da bilet sattığım bir ihtiyar vardı.
Mais... Il y avait ce vieil homme qui a acheté un billet de car.
Görüyorsun ya, üçgenin hala bir açısı daha vardı, henüz tam olarak hesaba katmadığım bir açısı.
Il y avait un autre angle au triangle, un que je n'avais pas pris en compte.
Anlaşmaya vardığımız için kendimizi tebrik etsek ya.
Je pense qu'il faut se féliciter d'avoir abouti à cet accord.
Soytarı olmakla ilgili söylediklerin vardı ya?
Que disais-tu déjà, c'est toujours de toi qu'on rit?
İki tür acı vardır seni güçlendiren türde acı ya da faydasız acı sadece canını yakan acı.
Il y a deux types de douleurs... Celle qui vous rend plus fort ou la douleur inutile. La seule qui n'est que souffrance.
Gördüğümüz o park yeri vardı ya?
Vous vous souvenez du parking?
Geçen hafta Madison'a göndermem için verdiğin para vardı ya?
Tu te souviens de l'argent pour Madison?
Evet, Rahul Jaykar. Hani şu şarkıcı vardı ya.
Ouais Rahul Jayekar que chanteur.
Tanrı'ya inancım vardır.
Je mets ma foi en Dieu.
Kaslarınızın yaptığı büzülmelerle içsel bir bağlantısı vardır.
Il ya une connexion interne avec les contractions que vos muscles font.
Iyi çalıştırmak, onlara izin vermeyeceğim değilim vardı zehir beni tam doldurmak sadece bu yüzden ayrılmamak olabilir bir ay ya da iki.
J'ai eu une belle vie, je ne vais pas les laisser me remplir de poison, juste pour pouvoir gagner un mois ou deux.
- Bu kanıya nereden vardın?
- Comment peut-tu savoir ça? - C'est facile.
Ondan önce, görgü tanıkları vardır, izleyenler, ya da köşedeki güvenlik görevlisi, sağlık görevliler... hatta daktilo kız...
Avant lui, il y a les témoins oculaires, les curieux, le vigile du quartier, les secours... et même la dactylo...
Meksika'ya vardınız mı?
Vous êtes déjà arrivés?
Hani beni çukurda ölüme terk eden bir sevgilim vardı, demiştim ya?
Tu sais, le copain qui m'a abandonnée dans un fossé pour me laisser mourir?
Aileye karşı ifade veren tanık vardı ya?
L'informatrice que tu as préparée à témoigner contre la Famille,
Barmenlik de yapan bir mürebbiye vardı. Birlikte Büyük Zekâ'ya karşı savaştık ve o öldü. Benim hatamdı, o da sendin.
Il y avait une gouvernante qui était une barman, et nous avons combattu la Grande Intelligence ensemble, elle est morte, et c'était ma faute - et elle était toi.
Hepsinin içinde aydınlık ya da karanlık vardır.
Ils ont tous de la lumière et des ténèbres en eux.
Sidkiya'ya ileteceği tek bir buyruk vardı artık.
Il livre maintenant un dernier message à Sédécias.
Cinsiyet ayrımı yaparak beni fark etmeni sağlayan vuruş vardı ya hani? Bir kızın bunu yapması çok havalı diye mi düşünüyorsun? Bunu bana Danny, hayatımın aşkı öğretti.
Ce botté qui t'a fait me remarquer, parce que t'es si sexiste que tu trouves génial qu'une fille fasse ça, c'est Danny, l'amour de ma vie, qui m'a appris ça.
Marty ile iyi bir iş ilişkimiz var. Ya da en azından vardı.
J'avais une bonne relation de travail avec Marty... avant, en tout cas.
Tanrı'ya şükür son yedi ayda yanında sen vardın Maggie.
Dieu merci il t'a toi depuis ces 7 derniers mois.
Inşaat demiri ile isabet incelikleri vardır.
Il ya des subtilités dans frappant avec des barres d'armature.
- Hani bir tane maç vardı ya... - Ah şu...
Vous vous rappelez ce match incroyable, en...
Hani burada kaldığın zaman yanında hatırlayamadığın iki kadın vardı ya?
Tu savais comment avant Tu ne peux pas te rappeler de comment il y avait deux femmes avec toi cette nuit où tu étais là?
Er ya da geç, ister dilenci ol ister kral, her şeyin sonunda ölüm vardır.
Tôt ou tard, mendiant ou roi, tu es voué au trépas.
İhtiyar herkesi kullanır. O hemşire kız vardı ya?
Le vieux utilise tout le monde.
- Orada, neredeyse bir haftalık mal vardı. - Tanrı'ya şükür!
C'était genre, une semaine au moins là bas.
Hani bahsetmeni istemediğim hackleme becerilerin vardı ya...
Tu sais ces talents de hacker dont je n'arrête pas de te demander de ne pas parler?
Biliyor musun, benimde bir zamanlar aynı buna benzeyen bir işim vardı.... ya da işim olacak mı demeliyim?
J'ai eu un travail comme celui-ci, il y a longtemps... où c'était avant?
Çatıya vardı. Güvende.
Elle est sur le toit, en sécurité.
Bir keresinde bir kamp rehberi vardı. Britney. Yaklaşık üç ya da dört yaz önceydi.
Il y avait un guide, Britney, il y a 3 ou 4 ans.
Ya bunu yapan kişinin anahtarı vardı.
Nous avons deux possibilités : la personne qui a fait ça est un clodo, ou bien...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]