Varies translate French
92 parallel translation
İngilizce bilmiyorsaniz 187 başka dil, çeşitli diyalektleri ve alt dilleri ile hizmetinizdeyim.
Si vous ne parlez pas anglais... je peux parler 187 autres langues... avec leurs dialectes varies et leurs derives.
Bir aygır mümkün olduğu kadar çok ot yemeye meyillidir... ve çeşitliliğe.
Le mustang raffole des paturages, de preference varies.
Hayır, dedim ki biraz da ondan olsa, hoşuna giderdi.
Nan, j'ai juste dit que je pense qu'il aimerait que tu varies la composition de temps en temps.
- Değişik oluyor.
Lls sont variés.
Birinci ve ikinci dereceden cinayet gibi çeşitli yasal kategoriler, çeşitli cinayet dereceleri aslında farklı derecelerdeki suçlu dürtülerimizin medeni bir şekilde tanınmasıdır.
Les différentiations légales, meurtre au premier ou au second degré... la distinction entre homicide et meurtre... sont la reconnaissance de degrés variés de culpabilité.
Buz içinse oldukça özel eserimizle gurur duyuyoruz. - Renkli ışıklarla...
Nous voudrions des sandwiches variés.
Çeşitli cisimlerle.
Objets variés.
- Onun düşüncesine göre... Açık bir mahkemede karşılıklı çirkin suçlamalar olmaksızın bir çözüm yolu... bulmak herkesin yararına olacaktır.
Les avantages de cette solution par rapport à un échange de récriminations publiques sont, selon lui, variés et évidents.
Gördüğüm kadar oldukça parlak bir kariyeriniz varmış.
Antécédents variés. Professeur de gymnastique?
Her çeşit zehri kullanarak hayat sigortaları için dokuz kişiyi öldürmüş.
Neuf malades, assurés sur la vie, ont péri de ses mains! Grâce à des poisons variés.
Çavuş Theron kullandığım içeriklerin bir listesini benden istedi, kendi piliçleri için böylece bir karışım oluşturacakmış. Buna memnun oldum. Hepsini listeledim.
Les ingrédients étaient variés et je les ai fait moi-même utilisant mon nouveau broyeur pour tout moudre très finement.
Böyle çeşitli yetenekleri olan bu çocuğa ne iş verebiliriz?
Quelle position avons-nous pour un garçon aux dons aussi variés?
Fransız şarapları dünyanın en bol çeşitli şaraplarıdır.
Mais le vignoble français est l'un des plus variés d'Europe, du monde même.
Tarihi eser ve raporlardan oluşan oldukça ağır nakliyatlar yapmışlar.
Ils ont expédié des objets variés assez lourds et des rapports.
Darwin ve Wallace'ın dönemine göre, kanıtların çok daha artması tartışmaları bitme noktasına getirdi.
Cela est parce que les évidences pour elle sont tellement plus riches et plus variés maintenant qu'elles avaient été aux jours de Darwin et de Wallace.
Ey deniz tanrısı, krallığının bol miktardaki çeşitli ürünlerini, bu yıl bizlere bağışlaman için, bu birayı senin şerefine denize döküyorum.
Dieu des Mers! Je t'offre cette bière, afin que tu nous accordes, dans l'année qui va suivre, les fruits variés et abondants de mon royaume.
Ama sonra her konuda konuşabilen o harika gazeteciyle tanıştı.
Et puis elle a rencontré ce merveilleux journaliste qui pouvait aborder des sujets très variés.
Regula "D" sınıfıdır. Farklı vasıfsız elementlerden oluşmuştur.
Regula appartient au groupe D... des minerais ordinaires variés.
Galiba ilişkilerim konusunda fazla ince eleyip sık dokuyorum. Önemli olan ilişkiyi korumak ise karşındakinin sahip olduğu eksiklik ve kusurlar, iki kişiyi bir arada tutmak adına birer eğlence kaynağı haline gelebiliyor.
Je l'avais probablement considéré sous ses aspects les plus variés, y compris celui selon lequel certaines blessures ou imperfections sont motifs d'amusement tout en restant choses sérieuses pour celui qui les possède.
Tadı farklıydı, fakat bunu sana söylemeliyim... ucubelerle randevulaşmaz.
Ses goûts sont variés. Mais je te dirai ceci : Elle ne fréquente pas les monstres.
İlginç holografik karakterlerle dolu on yedi bölümlük bir süreç programladım.
J'ai un programme de 80 cours complets et variés avec des partenaires holographiques préréglés.
Arazi beklediğimizden daha engebeli, ekosistem yörüngeden göründüğünden çok daha farklı.
Le terrain est plus difficile que prévu et les écosystèmes sont plus variés que ne le montraient les balayages.
Bu kadar yetenekli bir çocuk için nasıl bir işimiz var acaba?
Les classiques, vraiment? Quelle position offrir à un garçon aux talents si variés?
Sekiz farklı bitki suyunun birleşmesiyle oluşan canlandırıcı bir içecek.
C'est un délicieux cocktail de huit... légumes variés.
Ne kadar becerikli olursan, her şeye karşı o kadar hazırlıklı olursun.
Plus tes talents sont variés, mieux préparée tu es.
Çok değişik zevklerin var.
Tu as des goûts variés.
İkinci etkisi ise değişken ; ama zayıf bir hafıza kaybına yol açabiliyor.
Les effets secondaires sont variés, mais peuvent inclure la perte aiguë de mémoire.
Pek çok farklı iklim, farklı coğrafi yapılar, büyük okyanuslar, çeşitli uygarlıklar. Ve hepsi pek çok farklı insan topluluklarının vatanları.
Il y a des climats différents, des paysages variés, de grands océans et plein de civilisations composées de gens très différents.
Her çeşit mal alan 4 şirketi bulduk.
Pour l'instant, on a quatre sociétés de couverture, des trucs variés.
Çeşitli unsurlar.
Des éléments variés.
Dikkat et, Mole,
Attention! Il n'est pas habitué à des aliments aussi variés.
Bunun içinde her türlü kutlamalar eğlenceler ve benzeri şeyler.. .. ve noel şarkıları da var.
Incluant, à seul titre indicatif, toutes festivités et agapes appropriées, jeux divers et variés, ambiance "Noël" garantie.
Öyle çok seçenek var ki.
Les choix sont variés.
Uçsuz bucaksız, değişken, güzel,
Les océans, vastes, variés, merveilleux,
Her türlü orgazmı tattırdım.
Ouais. Elle a eu des orgasmes variés.
O yüzden bırak da ateşli, sırılsıklam... değişken ve deneysel oyunuma devam edeyim.
Laisse-moi avec mes coups torrides, moites, furieusement variés et débridés, tablés à court terme.
Kafamı çok karıştıran değişik hikayelerinizi duydum.
Les ouï-dire à votre sujet sont variés et me rendent perplexe.
İlgi alanlarınız dünyada olanlardan, spor ve gösteri dünyasına kadar geniş bir yelpazede.
Vos intérêts sont variés : Les nouvelles internationales, la science, le sport et le show-business.
Siz ikiniz... Çok farklısınız.
Vous, les mecs, vous avez des styles variés.
Çok farklıyız.
On a des styles variés.
Wacken pek çok metal gruba evsahipliği yapıyor.
Wacken accueille des groupes variés.
Semptomlar oldukça değişken.
- Non. Les symptômes sont trop variés.
Çeşitli çikolatalı sürprizler, bira sevmeyenler için alternatif alkol ve bira.
- C'est bon. Délices chocolatés variés, alcool alternatif pour celles qui n'aiment pas la bière, et bière.
Evet... Karışık sebze ve pilav alabilir miyim?
Euh, oui... je peux avoir les légumes variés et le riz blanc?
Tamam, karışık sebze ve pilav.
OK, légumes variés, riz blanc.
Karavan kullandığı için her yaştan, yerden ve meslekten birileri var.
Utilisant une caravane, l'activité, l'adresse, et l'âge sont très variés.
Geniş bir yer ve zaman dilimi içerisinde çeşitli tip ve karakterlerle karşılaşacaksınız.
Que des personnages très variés évoluent tous dans un même espace et au même moment.
Her keseye uygun klima çeşitlerimiz var.
Vous savez, nous avons toute une gamme à des prix très variés.
Çok çeşitli konular hakkında yayınları var.
Elle a beaucoup publié, sur des sujets variés.
Çok çeşitli ve bereketli ihtiyaçlarıma hizmet... etmen dışında başka bir görevin olmaksızın.
Sans autre devoir que celui de servir mes nombreux besoins si variés.
Ailemle, dostlarımla, ve dikkat çekecek derecede çekici farklı 7. sınıf arkadaşlarımla.
Et pas de meilleure façon pour commencer que de fêter mon 1er anniversaire, avec mes parents, mes amis, et mes camarades de cinquième aussi variés que séduisants.