English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Veba mı

Veba mı translate French

109 parallel translation
Hiç veba diye bir şey duydun mu? - Veba mı? - Bu adam bu sabah vebadan öldü.
Vous savez ce qu'est la peste?
- Veba mı?
- La peste?
Veba mı?
La peste?
- Ben veba mıyım?
- J'ai la peste, moi?
Veba mı?
Des nouvelles?
Veba mı?
Nous ne pouvons attendre plus longtemps.
Veba. Veba mı?
Il y a la peste.
Veba o zaman. Buraya veba mı taşımışlar?
Ils nous ont amené la peste?
- Hıyarcıklı veba mı?
- La peste bubonique?
Veba mı?
La peste noire?
Ne gibi? Veba mı?
- Il y a un responsable?
Kara veba mı?
La peste noire! C'est la peste noire?
Bir kadın havaya veba mı bırakıyor?
Une femme libère un fléau dans l'air?
Yani zarftaki tozda hıyarcıklı veba mı varmış?
La poudre dans l'enveloppe contient de la peste bubonique?
Veba mı soluyoruz sence?
Est-ce qu'on est en train de fumer de la peste?
Bubonik veba, sizin de bildiğiniz gibi, fare piresinde bulaşıyor.
Presque, M. le Maire. La peste bubonique est propagée par les rats.
Konu şu ki ; onu oraya atan her kimse yeni başlamış bir veba ile etrafta geziniyor. Şimdi bir dakika dur bakalım.
Qui que ce soit, cette personne porte des germes de peste.
- Veba mı? - Bu yüzden olayı basına veremedik.
La peste pneumonique.
Poldi'de veba vardı.
Vous m'avez entendu?
İlk önce ateşlendi ve sonrada bir sonraki şeyler, ve sonra veba yıldırım gibi çarptı?
Il a commencé à se plaindre d'avoir de la fièvre, et ensuite... Quelle autre maladie achève ses victimes aussi vite?
Sıcaktan yanan bir gemide yirmi dört saat... limanda kaldıktan sonra, büyücüden farksız bir doktoru... veba olmadığıma ikna etmek için sekiz saat uğraştım.
24 h dans le port dans un bateau surchauffé, 8 h à essayer de convaincre un abruti de rebouteux que je n'ai jamais été exposé à la peste bubonique.
Hayatımı kazanmak zorundayım. En azından veba beni de götürene dek.
Il faut bien vivre, jusqu'à ce que la peste nous emporte.
Umarım bir mezarlıkta, kolera, kuduz ve veba içinde çürürsün.
J'espère que tu crèveras du choléra et de la peste.
Veba salgını mı var?
Est-ce la peste?
Yanmış bir kalabalık ve kör ve sakat tıbbi bakım yokluğu hastalıklar, veba toprak ve suyun uzun ömürlü radyasyon zehirlenmesi. tümör ve ölü doğumlara tehdit ve bozuk çocuklar.
perte d'êtres chers, grands brûlés, aveugles, mutilés... absence de soins, développement de maladies... radiations polluant le sol et l'eau... risques de tumeurs, de malformations chez les nouveaux-nés.
Hıyarcıklı veba olsanız bile umurumda değil. Parayı ödeyemiyorsanız... özel eşyalarınıza el koyar ve sizi dışarı atarım.
Vous pourriez avoir la peste, si vous ne payez pas votre loyer... je confisque vos affaires et vous expulse.
Sana bir uyarı, seni pislik taciri! Bebeğimi bir daha böyle bayağılıklara maruz bırakırsan suspansuarına, hıyarcıklı veba aşısı yaparım.
Je te préviens, essaie encore de pourrir mon bébé avec ces nullités et je t'inocule la peste bubonique.
Veba salgınında, tuvalet kapısı gibi dolaşan mı?
Ouverte comme une latrine par temps de dysenterie?
Yapma Dave, AlDS kapacaksın. Veba ya da uçuk! Aman Tanrım.
Dave, tu vas attraper le sida ou la peste ou de l'herpès!
Veba mı?
Un fléau?
Hey, Fairlane. Kara Veba'nın solistini kimin öldürdüğünü bulacak mısın?
Tu vas chercher qui a tué Bobby Black?
Bu bakışla beni veba etme!
Alors ne vient pas m'emmerder avec ce regard!
Veba ve bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği bir zamana gider... ve bu hastalıkları cinayetlerim için bir kılıf olarak kullanırdım.
J'irais dans le passé, à l'époque de la peste et des épidémies, afin de tuer sous le couvert de ces maladies.
Benim adım Veba.
Je m'appelle La Peste.
Bay Veba, Ağda garip bir şey oluyor.
m. La Peste, quelque chose de bizarre se passe sur le Net.
Veba! O zaman ben açarım.
Alors je l'ouvre moi-même.
Ve sorma ihtimalinize karşı söylüyorum bana veba bulaştırmanıza da izin vermem.
Je ne mettrai pas ça. Et vous n'allez pas m'inoculer la peste.
Bütün Mısır Toprakları üzerine Veba ve musibet yolluyorum
J'envoie une peste et une plaie
Bir kere bile veba taşımadım!
Et j'ai jamais transmis la peste, jamais!
Ben de Veba'yı okuyayım ki dersten geri kalmayalım.
Je vais lire La Peste pour qu'on prenne pas de retard en cours.
Bakalım. Veba, hastalık, ayak çürümesi, sefalet,... ama, Zeyna, biliyor musun?
La peste, la maladie, le piétin, la misère.
Memnon'un kervanlarına saldırdım, birliklerine giden erzak yollarını kestim... ama yine de veba gibi yayıldı topraklarımızda.
J'ai dévalisé les caravanes de Memnon, empêché le ravitaillement de ses troupes, mais il a quand même envahi le territoire tel la peste.
Walterlar kadar uzun sürmüş bir aile yoktur birkaçımız veba yüzünden ölmüş olsa da.
Le messager arrive. Préparez le chemin. La descente infinie, un souffle dans l'air.
Yıl 1986, bir veba var, arkadaşlarımın yarısı öldü ve ben daha 31 yaşındayım.
J'ai du mal à penser que c'est juste d'être offensé. Je n'ai pas inventé cette merde.
Tanrı Nirrti geldiğinde, halkımızda bir veba baş göstermişti. Ölüyorduk.
Quand Nirrti est arrivée, un fléau avait frappé notre peuple.
Hayır, veba halkımızı o gelmeden çok önce yok etmişti.
La maladie nous a ravagés bien avant son arrivée.
Yani, hıyarcıklı veba olduğundan emindim, ama doktoru bir şey olmadığını söylüyor.
Je veux dire, j'étais sûre que c'était la peste bubonique, mais le médecin m'a dit que ce n'était rien.
- Veba yüzünden değildir umarım.
J'imagine qu'elles sont pas mortes de la peste.
Geçtiğimiz sonbahar veba çadırında tedavi gördükten sonra... kurtarılıp yeniden doğdum ve kendimi Yüce Tanrı'ya adadım.
On m'a soigné contre la peste l'automne dernier, et sauvé. Je suis rené pour prêché le Christ ressuscité.
- Veba mı?
La peste?
"Kara veba" mı?
La peste noire?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]