Vermişti translate French
3,314 parallel translation
Joan gün sonunda bitecek diye söz vermişti.
Joan m'a promis que tout serait fini à la fin de la journée.
Geçen hafta doğum gününü hatırlattığımda da aklından çıkıvermişti.
La semaine dernière, il a oublié votre fête d'anniversaire après que je lui en ai parlé
Alicia vermişti sana.
Alicia te l'a donné.
Kat sorumlusu onun masalardan uzak tutulacağı hakkında güven vermişti.
Le régisseur de plateau m'a assuré qu'il serait gardé à l'écart des tables.
Çünkü bir temiz enerji konferansında açılış konuşmacısı ve bana beladan uzak duracağına söz vermişti.
Parce qu'il est l'intervenant principal à une conférence sur l'énergie verte, et il m'a promis qu'il resterait en dehors des problèmes.
Hayır, Sergei mali evrakları daha önceden vermişti.
Oh, non, Sergei a valsé avec moi à travers les financiers plus tôt.
İşte o zaman bana bir gün benimle evleneceğine söz vermişti.
Et c'est là qu'il me promit qu'un jour, il m'épouserait.
Beni bambaşka biri yapacağına dair söz vermişti.
Il m'a promis de me rendre comme unique.
Benim için geleceğine dair söz vermişti.
Il m'a promis qu'il viendrait pour moi.
Gary, payını zaten bana vermişti bu da demek oluyor ki, burayı biz yönetiyoruz.
Gary m'a déjà donné sa part, donc... Ca nous met en charge.
Amcam vermişti.
Mon oncle me l'avait donnée.
Kartını vermişti.
Georgette m'a donné sa carte d'affaire.
O kız, düşüncelerini ve duygularının, dışarıya çıkmasına izin vermişti.
Elle exprimait simplement ses pensées et ses émotions.
Görevden aldım çünkü büyük jüri nihai kararını vermişti.
- Je l'ai renvoyé Parce que que le grand jury avait rendu sa conclusion.
Benim annem, o henüz bebekken vermişti ona.
Ma mère le lui avait offert à sa naissance.
İnternetten düşürdüğüm hatunların hepsi cips ve altılı biradan sonra izin vermişti.
Chaque Svetlana d'Internet a dit oui après des tacos et une bière Foster.
Wilfred bu kolyeyi o sene vermişti.
L'année où il m'a offert ce collier.
Emri o vermişti.
Il a donné l'ordre.
Emri o vermişti.
Il donnait les ordres.
Aleyhinde ifade vermişti.
Il a témoigné contre toi.
Ben üniversiteye gidene kadar babama söylemeyeceğine de söz vermişti.
Elle a promis de rien dire à papa avant que j'entre à la fac.
Charlie Rangel bana madalya vermişti.
Charlie Rangel m'a donné une médaille.
Bizi bizzat karşılamaya geleceğine söz vermişti.
Il devait venir nous accueillir en personne!
Babası, kiralık evinin adresini bize vermişti.
Son père nous a donné l'adresse de l'appartement qu'il louait
Tamam, Jane kamyonun güvenliği için ayıcık kamerasını bana ödünç vermişti.
Jane m'a prêté son ours-caméra pour surveiller le camion.
Sana kızını verdi ama bu sana kızını vermişti.
Il t'a confié sa fille. Il t'a confié sa fille.
- Konuşmaya karar vermişti.
Il allait nous le dire
Babam bana değerli bir öğüt vermişti.
Vous savez, Mon vieux père m'a transmis beaucoup de sa sagesse.
Michael, Grant ödevi değerlendirirken özgüvenin konusunda tavsiyeler vermişti.
Michael, on a remarqué des problèmes de confiance dans le devoir.
- Çocukken babam bana bir at vermişti. Senin deden yani.
Quand j'étais jeune, j'avais un cheval que mon père m'avait offert, ton abuelo.
Artık yapmayacağına söz vermişti.
Elle avais promis d'arrêter.
Kendi taraflarında duracaklarına dair söz vermişti.
- Ils devaient rester de leur côté.
Sadece sezona değil- - bütün altı yıla anlam şekil ve bir bakıma doğruluk vermişti.
Je trouve qu'il donne, non seulement à la saison, mais à l'ensemble des six années... Il leur donne une sorte de silhouette, un sens, une sorte d'authenticité.
'Dr. House söz vermişti.'
"Non. Dr. House me l'a promis."
Ben küçük kız iken Büyükannem bana vermişti.
Ma grand-mère me l'a donné quand j'étais une petite fille.
Çünkü Leona Lansing geçen yıl bana da aynı yeni yıl hediyesini vermişti.
Leona Lansing m'a aussi offert ça à Noël de l'an dernier.
- Evet. Bay Delamar kapıya kendisi cevap vermişti.
Oui, M Delamar a ouvert la porte lui-même.
Terapistim bana vermişti.
Ma psy me l'a offerte.
Beni pazar günkü Islanders-Rangers maçına götüreceğine söz vermişti.
Il m'a promis qu'il m'amenerait au match Islanders / Rangers de dimanche
Onları bana 12.doğum günümde babam vermişti.
Ils m'ont été donné par mon père à mon douzième anniversaire.
Eric Palmer bana bu çeki vermişti.
Eric Palmer m'a donné ce chèque.
Ne vermişti?
Quels cadeaux?
Amy'ye büyükannesi vermişti.
La grand-mère de Amy le lui avait donné.
Piney onu bana 5. yılım için vermişti.
Piney me l'avait offert pour mes cinq ans.
Bir kere saçını traş etmeme izin vermişti.
Je l'ai rasé une fois.
O haber vermişti.
C'est lui qui a prévenu.
Filipinli bar sahipleri öldürüldükleri zaman bütün haberler bu adamın yüzünü vermişti.
Quand ces propriétaires de bar philippins ont été tués, le visage de ce type était partout dns les journaux.
Damon bana bu konuda göz kulak olacağına dair söz vermişti. Ama şuanda aramız çok iyi değil, özellikle de konu Elena olunca.
Damon a promis qu'il allait m'aider, rester à l'écart du bord mais, lui et moi on est pas en très bon termes en ce moment, pas quand il vient à elle.
Zarar vermeyeceğini söz vermişti.
Il a promis de ne faire aucun mal.
Bana bakacağına söz vermişti!
Il a promis qu'il s'occuperait de moi!
Onu annem vermişti.
Ma mère m'a donné ce livre.