Vernik translate French
56 parallel translation
Yemek sorumlusu unutmuş. Vernik kuru değilmiş, filan.
Apparemment, le vernis n'est pas sec.
Bu Rokusuke bir altın vernik ustasıydı.
Ce Rokusuke était un artisan en laque jouissant d'un certain renom.
Dünyada daha iyi bir vernik yok.
La meilleure du monde.
Benim hatam, gerçekten, çünkü kanepeye vernik koyarız.
C'est de ma faute. On a l'habitude de ranger le vernis sur le canapé.
Laboratuara da biraz vernik örneği gönderelim.
Et fais analyser le vernis par le labo.
Ama imza okunmuyor ve vernik çok tuhaf. Fazla donuk.
La plaque est illisible et le vernis est étrange... opaque.
Sadece üzerinde şu uymayan vernik var.
Mais le vernis ne rime à rien.
Size Salı günü bazı vernik örnekleri göndermiştim.
Je vous ai envoyé des prélèvements de vernis.
Sabah üzerine vernik sürdüm. Kokunun kusuruna bakmayın.
Je viens de mettre une couche de vernis, pardon pour l'odeur.
o kadar çok vernik sürmüş ki...
Il y avait tellement de vernis!
Vernik tenekelerini havaya uçurmak çok keyiflidir. 5.
Les pots qui explosent, c'est toujours marrant.
Zeminin, en az 9 kat vernik istiyor.
Votre parquet va avoir besoin d'au moins 9 couches de vernis.
Büyük olanlar için beş, altı kap vernik gerekir.
Pour les grands, il faut six couches de vernis.
Vernik çekiyorum.
- Je vernis.
Ökseotu yağı. Ahşabın üzerinde vernik olarak kullanılmış.
L'huile de gui, c'est imprégnée dans le bois comme du vernis.
Hani şu cidden inatçı lekeler için, Duşakabinlerde oluşanlardan, Onları havlu ile, vernik inceltici kullanarak yok ederim.
Et pour les taches les plus rebelles, enfin, par exemple les portes de douche, je frotte avec une serviette enduite de solvant au xylène.
Hayır, tırabzan. En son ne zaman vernik sürdünüz?
Est-ce que vous l'entretenez avec un coup d'apprêt?
Neden üzerine vernik sürmüyoruz?
Et si on traitait le bois maintenant?
- Evet, bu bu vernik. Masalar ve yerler için.
C'est une laque, pour les tables, les sols.
50 santimlik vernik ver.
Donne-moi pour 50 centimes de vernis.
- "Vernik."
- "Laquer".
- Vernik.
- Laquer.
Vernik.
Laquer.
V-E-R-N-İ-K. Vernik.
L-A-Q-U-E-R.
Vernik, Leningradlı.
Vernik est de Leningrad.
İyi misin, Vernik?
Ca va, Vernik?
Vernik, çabuk, gidelim buradan!
On y va. Dites-lui qu'il faut partir d'ici!
Burası da vernik kururken yıldızların yeri.
C'est là qu'ils ont mis les étoiles pour que le vernis sèche.
Üç grup parmak izi, Sayın Hâkim, takım komutanı Yüzbaşı Gerald Gauthier Er Luis Suarez ve Onbaşı Bradley Vernik.
Son chef d'unité, le capitaine Gérald Gauthier, le soldat Luis Suarez et le caporal Bradley Vernik.
Onbaşı Vernik'ın askeri sabıkası var, Sayın Hâkim. - Eski kız arkadaşına saldırı suçlaması.
Le caporal Vernik a un casier militaire, pour agression sur sa compagne.
Askeri Müfettişin notlarında var, Sayın Hakim hatta bu notlar davalı ve Onbaşı Vernik'in evleri arasında defalarca telefon görüşmesi yapıldığını gösteriyor..
Grâce aux notes de l'enquêteur militaire. Des relevés téléphoniques indiquent des appels répétés entre les maisons du défendant et du caporal.
Ben de o birisinin Onbaşı Vernik olduğunu ileri sürüyorum, ki bu durumda kendisi bir numaralı şüpheli oluyor ve tanık olarak çağırmamız gerekiyor.
Son amant devait être caporal Vernik, ce qui fait de lui un suspect majeur que nous devons faire témoigner.
Onbaşı Vernik, üç ay önce Marja saldırısında öldürüldü.
Le caporal a été tué il y a trois mois, dans l'offensive de Marjeh.
Şüphelin var ya, Onbaşı Vernik, Afganistan'da ölen.
Ton suspect, le caporal Vernik, celui qui est mort en Afghanistan.
Ama Onbaşı Bradley Vernik'in maktulü aradığını gösteren telefon kayıtlarımız var.
Les relevés téléphoniques montrent que Bradley Vernik appelait la victime.
Çünkü aksi halde elimizdeki tek isim Onbaşı Bradley Vernik ve mahkemede de kullanacağız.
- Nous pourrions utiliser le nom du caporal Bradley Vernik.
Saat 11'de ayrıldım, ve Onbaşı Vernik ile Er Suarez'i birliğe bıraktım.
Je suis parti à 23 h, j'ai reconduit le caporal Vernik et le soldat Suarez à la base.
Dekopaj için berrak vernik.
Du vernis pour découpage.
Onu bir kaç kadeh vernik çıkarıcı içtikten sonra dedim dibe vurduğum zamanlardan biriydi.
J'ai dit ça après quelques verres de tord-boyau. A un moment vraiment sinistre de mon existence.
Vernik?
Le vernis?
Vernik o.
C'est un vernis!
Vernik mi?
Un vernis?
- Vernik?
Le Megilp?
Babam bunların üzerinde özel bir vernik kullanır.
Mon père utilise une laque spéciale.
Burada benzoil peroksit ile birlikte işlenip, vernik gibi bir hal almış.
Tu vois, là ça a été transformé avec du peroxyde de benzoyle. dans une laque plus comme, uh, trouvé dans un vernis à ongles.
Sonra da kapıların üzerine vernik gibi püskürtüyorlar.
Et le vaporise sur la porte, comme une bombe de laque.
VERNİK
VERNIS
Bir kat vernik atılacak.
Ce sont des pros...
Vernik.
Du vernis.
- Vernik, haydi!
Vernik, dépêche-toi!
Kate! ..
Vernik!