Verts translate French
1,565 parallel translation
Babam işsiz kaldığı zaman, ona parklar bölümünde iş vermişti.
Quand mon père trouvait pas de boulot, il l'a embauché aux espaces verts.
Ve küçük yeşil memeler olarak.
Et sexy comme des nichons verts.
30 yıl boyunca Park Bakanlığı'nda çalışmış, kızlarından uzun yaşamış.
Elle a passé 30 ans au service espaces verts. Elle a survécu à ses filles.
Asla sebze yeme
"Sujet de ce soir Ne Jamais manger de légumes verts"
Lanet kasadan emeklilik fonum çıkacak diye beklerken bunun yerine birkaç dosya ve kalıplaştırılmış yeşil taşlar buldum.
J'ai cru trouver de quoi prendre ma retraite. Au lieu de ça, j'ai trouvé des dossiers et des cailloux verts découpés en lingots.
Yeşil uzaylıları aramak için harika bir yer.
Le meilleur endroit pour chercher les petits hommes verts.
Yeşil tayt, mor pelerin.
Collants verts, cape violette.
Çünkü yeşiller ve insanların onlarla dalga geçeceklerini biliyorlar.
Parce qu'ils sont verts et qu'il savent qu'on se moquera d'eux.
Hayır, limon da olmaz, kokteyl çubuğu da.
Non. Ni citrons verts, ni cuillères à cocktail...
Fakat pembe ve yeşil olanlar, tekrar hiç girilmemiş olanlar.
Les verts et les roses, ce sont les conteneurs égarés pour de bon.
Uzak durun sizi tembel yeşil yılanlar.
Dégagez, sales serpents verts!
Yeşil sebzelerini yemelisin.
Des légumes verts.
11 yaşında sarışın, yaşına göre ufak tefektir yeşil gözlü mavi gömlek ve haki pantolon giyiyor.
Il a 11 ans, cheveux blonds, il est petit pour son âge, yeux verts, il a un... une chemise bleue et un pantalon kaki.
Hayvan yere yuvarlandı, yeşil gözlerini bana sabitledi.
" La bête se renversa sur le flanc et me fixa de ses yeux verts,
Olgunlaşmamış meyveye kuşlar gelmez. Onlar sadece tatlandığında gelir.
"Les oiseaux ne picorent jamais les kakis verts, ils attendent que le fruit soit mûr."
Burun boşluğum yeşil mi görünüyor?
Est-ce que mes loulous sont verts? Oui.
"Her zaman yeşil." Her zaman canlı.
Toujours verts. Toujours vivants.
Olmaz. Boyu 1.90 metreden uzun.
Les yeux verts, châtain.
Benimkiler yeşil.
Les miens sont verts.
Yeşili içemezsin.
Interdiction de fumer les verts.
Güzel yeşil gözleri var.
De beaux yeux verts.
- Tuzak soru. Yeşildi.
- Question piège : verts!
Bu gelenler mutluluk saçan cumartesi sabahı Sleestak'ları değil.
Ce ne sont pas de gentils petits hommes verts en vacances qui arrivent.
- Küçük, yeşil adamlar...
- Les petits hommes verts...
Öbür yatak odasından olmalı, çünkü diğer bütün halılar yeşil.
Elles doivent provenir de la chambre d'ami parce que tous les autres tapis sont verts.
- Bitkilerin felsefesini mi izliyorsun?
Donc tu es une adepte de la philospohie des plantes verts
Bir akşamı kanepede kafayı bulmuş halde geçirirsin. Bir kızın soyunma, odasının başka bir boyuttan senin oraya aktığını sanırsın.
Tu te passes une soirée de rêve bien assis dans mon canapé que tu crois que des petits hommes verts venus d'une autre planéte ont décidé d'envahir la terre avec des magazines!
Benim gözlerim yeşil.
Mes yeux sont verts.
- Yeşiller Partisi kahramanım benim.
Tu es mon héros des Verts. - Tiens.
Hayır, ama kürdanlara dikkat etmen lazım.
- Non. Mais il faut veiller aux citrons verts.
Hooterville yani!
Les Arpents Verts? Hooterville?
Kawatche Mağaralarında küçük yeşil adamlar hakkında daha fazla kanıt bulmak mı?
Trouver des preuves de petits hommes verts dans les grottes Kawatche?
Pekala, o zaman oğlanlar seni kıskanacak.
Tous tes copains seront verts de jalousie.
Bu adamın gözleri yeşil.
Et les yeux de ce type sont verts.
Sakın ona mavi-gri uzaylı tümeninden bahsettirme.
Ne le lance pas sur le sujet des extraterrestres bleus et verts.
Yeşil pirinç fidesini özenle yetiştir.
Ils ont poussé bien verts
Yeşil gözlü.
Il avait les yeux verts.
Hüzün kayboldu, yeni bir coşku başladı, mavi, yeşil ve kırmızı.
Les peines se dissolvent dans une explosion de bleus, verts et rouges.
- Fasulye alır mısın?
- Haricots verts?
- İyi de ringa yeşil değil ki!
- Les harengs ne sont pas verts!
Yeşil gözleri arzu kuyusu olan kadın.
La femme dont les yeux verts sont des océans de désir.
Bunu seveceğini biliyordum.
Je savais que t'aimerais mes choux verts!
-... saçını yaptım.
Des rouges à pois verts.
Vay canına, lahanaların ne hale getirdiğine baksanıza.
Dis donc! Regardez ce que les choux verts ont fait à son derrière!
Kızıl Taksi şirketinden kovuldum, Checkered Deniz Seyahat şirketinden, ve Yeşil Taksi'den de...
Je me suis fait virer des Taxis Rouges, des Taxis Noirs et Blancs et des Taxis Verts.
Shakespeare kıskançlığa yeşil gözlü canavar demiş.
Shakespeare appelait la jalousie "le monstre aux yeux verts".
Öğretmenler odasında limon bulunur, değil mi?
Je trouverai des citrons verts dans la salle des profs, non?
Biraz yeşil çizgiler.
Des rayons verts.
Kılıç çek.
- Tes verts étés radieux - Présentez armes.
Bu yeşil şey ne?
Ces trucs verts?
Rita, istemediğini söyledi.
- J'ai des choux verts. Du gambo... - Rita.