English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Veto

Veto translate French

701 parallel translation
ANDREWS İTİRAZ ETMEKTEN VAZGEÇTİ
ANDREWS RETIRE SON VETO
Ofisime gidip birkaç kanun veto edeyim.
Je serai dans mon bureau.
Bir yasa değişikliğini veto ettiğim zaman uzun, kalın kirpikleriyle o bana bakışını.
La façon dont il me regardait à travers ses longs cils lorsque je m'opposais à un amendement.
Burada resim çekemezsiniz! İnsanların özel hayatı vardır.
Il existe un "veto à l'image"!
Tabii ki. Ve bizim de veto hakkımız saklıdır.
Bien sûr, nous nous réservons le droit de veto.
- Veto ediyoruz.
- Nous y mettons notre véto.
Veto ediyorum.
Pas question.
Maglione seni veto etti.
Maglione a mis le veto sur votre nom.
O zaman o veto kaldırılacak.
Faites-le-lui enlever.
Paris. Ulusal Eşcisel Derneği Büyük Av'la ilgili vetoyu kaldırdı.
L'Association Française des Homosexuels... a finalement supprimé le veto sur la Grande Chasse...
- Seni veto ediyorum. - Ne yapıyorsun?
- Je m'y oppose.
Önyargı olmadan vazgeçebilirsin.
Vous êtes libres de mettre votre veto.
Yasalarıyla, vetolarıyla, vergileriyle, ticarî tekelleriyle yabancı egemenliği mi yoksa bağımsızlık mı?
La domination étrangère avec ses lois, ses veto, ses taxes, ses monopoles commerciaux ou l'indépendance?
En küçük bir skandalda bile ailem asla onaylamaz.
Ma famille opposerait son veto s'il y avait scandale.
Onay, Darwin.
Veto, Darwin.
İsteseydim bu Simpson - Gardner meselesini veto edebilirdim, ama bunu istemiyorum.
Je pourrais y opposer mon veto, mais je ne le veux pas.
- Sanırım veto edecek.
- ll va y mettre son veto.
Bill Mitchell... veto ediyor.
Bill Mitchell... vote "non".
Anlamıyorum. Biliyor musun, sen bir kanunu veto etmedin.
Tu sais ce que représentait cet amendement.
Ödeneği veto ettin, buna hata diyemezsin.
Tu n'annules pas une subvention par erreur.
"Amme Hizmetleri Yasasına Veto."
"Veto du Président."
Bunu veto mu ettik?
Nous avons fait ça?
Biz hiçbir şeyi veto etmedik.
Non. "Nous" n'avons rien fait.
- Tamam, birimiz beğenmezse... -... o isimden vazgeçilir. - Tamam.
Chacun a son droit de veto.
Hayır. Geç.
Non, veto.
- Veto'mu çalışıyorum, adamım.
- J'exerce mon droit de veto.
Veto.İzin verin.
Veto. Désolée.
Veto! Veto!
Veto!
- Veto ediyorum dedim!
- Que le secouriste entre.
- Bu laboratuvarda sadece veteriner değilim.
- Je ne suis qu'un véto dans ce laboratoire.
Bu sefer boğazla ilgili değil, veteriner onu kısırlaştıracak.
- Le véto va le châtrer.
- Ben veterinerim.
Je suis véto, vous savez.
Yarın veterinere götüreceğiz.
On l'emmène chez le véto demain après-midi.
Kuçu kuçu doktoru, işi bu İyileştirir dört ayaklı dostları
Etre véto, c'est son truc Les bêtes à 4 pattes, c'est son truc
Güvercinler sincaplar sever onu Kuçu kuçu doktoru
Pigeons et écureuils trouvent réglo Notre ami le véto
İncelenecek bir hayvanmışım gibi veteriner masası üstünde kaçmayı denedim.
Ce véto m'a bien arrangé sur la table de cuisine.
Ya veterinere götürüp muayene ettirirsek?
Et si on disait au véto de l'examiner?
Veterinere götürüp muayene edildikten sonra bir şeyi yoksa ve biri gelip onu sormazsa, bizim olabilir mi?
Si le véto l'examine, dit qu'il est en bonne santé, et que personne ne le réclame, on peut le garder?
Veterinerde.
Il est chez le véto.
Marcie bu veterinerin bizden çok uzakta olmadığını anımsattı.
Il y a un véto pas très loin d'ici.
Kelly, canım, bir dakika buraya gelsene. Biraz yanıma gel, tatlım.
Maintenant, je vérifie les factures des yeux, dents, véto, livres...
Sessiz olmazsan veterineri çağırır şeylerini kestirtirim, Cyndi Lauper gibi havlarsın.
Silence, ou j'appelle le véto... il te coupera les choses et tu couineras comme Cyndi Lauper.
Resmi bir eğitimim yok, ama hayvanları severim ve iki yıl veterinerlik eğitimi aldım.
Je n'ai pas de vraie formation, mais... j'aime les animaux et j'ai fait deux ans de prépa-véto.
Veterinere göre çikolata yememeli.
Le véto ne conseille pas les biscuits au chocolat.
- En son veterinere ne zaman gitti?
Quand a-t-il vu un véto?
- Hayvanlarla aranız iyi.
- Vous savez vous y prendre! Oui, je suis véto.
Kasabanın veterineri nasıllar?
Bonjour! Comment va le véto de la ville?
Veterineri götürdün.
- T'as tiré la véto!
- Çok acı çekiyor.Bir veterinere ihtiyacı var.
- Elle souffre beaucoup. Il lui faut un véto.
Söylemeyecektim ama. Yarın veterinere gidiyorum. Sağ çıkmayabilirim.
Je voulais pas le dire... mais je risque de laisser ma peau chez le véto.
Şekil falan yok.
Dink a le pouvoir de veto, non?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]