Vicomte translate French
143 parallel translation
" Ben Edward Frederick Lindley, Viscount Halifax Majestelerinin Dışişleri Bakanı olarak vesaire, vesaire yetkili kişilerin bunu taşıyan kişinin hiç bir engelleme olmadan geçiş yapması..
"Nous, Edward Frederick Lindley, Vicomte Halifax... " Premier secrétaire d'État de sa Majesté "etc... " demande à tous ceux qui peuvent être concernés...
Büyük şehir Tokyo, Bahriye Sancağı oldu Ordudaki askerler General'in kızına sırılsıklam âşık oldular
Autrefois, il y a longtemps, dans la bonne ville de Tokyo, un jeune enseigne de vaisseau tomba éperdument amoureux de la fille d'un général de l'armée de terre, la fille aînée du Vicomte Kataoka.
- Bu da Vikont.
je sais bien qu'il y a le vicomte...
Onu bize Kont sattığı için adı Vikont oldu.
Je l'appelle vicomte, parce que c'est le comte qui nous l'a vendu.
Vikont!
Vicomte!
Saxon Vikont ve Vikontesi.
Vicomte et vicomtesse Saxon.
Vikont ve Vikontes Hillyard.
Vicomte et vicomtesse Hillyard.
Kentimizin lordu Vikont Matsudaira bunu asker ve öğrencilere davranış ve hareketlerinin daima münasip olması gerektiğini hatırlatmak için yazdırmıştır.
Son auteur est le vicomte Matsudaira, gloire de notre région. "Soyez digne d'être militaire." "Soyez digne d'être élève." Voilà ce que ça signifie.
İşin doğrusu, ben bir vikontum.
Parce que je suis vicomte.
- Vikont Trimingham mı?
- Vicomte? - C'est cela.
İlkel bir yer ama amcam Vikont Chesterfield'in yardımıyla ayni ismi taşıdığın WILDEbeest avlayabilirsin.
C'est un peu sauvage, mais mon oncle, le vicomte de Chesterfield, sait recevoir. Il t'aidera même à capturer un gnou.
Leydi Hazretlerinin papazı Bay Runt... annesine aşırı düşkün, hüzünlü küçük Vikont Bullingdon'ın... eğitimiyle ilgileniyordu.
Le Chapelain de la Comtesse, M. Runt... tenait lieu de précepteur à son fils, le petit Vicomte Bullingdon. Un petit garçon mélancolique, très attaché à sa mère.
Risley ile çok kötü bir iş.
Horrible, cette histoire avec le Vicomte Risley.
İyi geceler Vikont.
Bonne nuit, vicomte.
Tabii ki tanıyorum Vikont. Lütfen kalkmayın.
Oh, je vous connais, M. le Vicomte.
Arkadaşınız Vikont Valmont... sizin adınıza çok çabaladı.
Votre ami, le vicomte de Valmont, ne cesse "de s'activer en votre nom." Vous ne feriez pas mieux.
Aşağıda, arabada bekleme nezaketini gösterir miydiniz? Vikontla özel olarak görüşmem gereken bir konu var da.
Veuillez attendre en bas, je dois parler au vicomte en privé.
Sevgili Vikont, birkaç haftalığına gitmek zorundayım... ama anlaşmamızı unutmuş değilim.
Cher vicomte, je dois partir pour quelques semaines, "mais je n'oublie pas notre pacte."
Sevgili Vikont... Kendinizi böyle geri çekmekle iyi yapmıyorsunuz.
Cher vicomte, je crains que votre abstinence "d'ermite ne vous vaille rien."
Bunu onun devamlı aşığı... Vikont Valmont'dan öğrendim.
Je tiens cela de son amant... habituel, le vicomte de Valmont.
Vikont, aklımdaki şey için size oldukça canlı ihtiyacım var.
- Vicomte, pour ce à quoi je pense, votre vie est ma plus sûre alliée.
Katılıyor musunuz, Vikont?
- Vous êtes d'accord, vicomte?
Vikont, tüm gece boyunca merak ettiğim bir şey var.
- Il est une chose que je me demande, vicomte :
Vikont.
- Vicomte!
Ondan sır saklamana hiç gerek yok. O bizim arkadaşımız.
Nous n'avons aucun secret pour le vicomte de Valmont.
Vikont, evlilik planlamaları hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
- Vicomte, vous ne savez rien des mariages de raison.
Size Cecile'e gösterdiğiniz incelikten dolayı teşekkür bile edemedim.
- Vicomte! Je n'ai même pas eu l'occasion de vous remercier de votre gentillesse envers Cécile.
- Vikont.
- Vicomte...
Seni hala seviyorum, biliyor musun?
C'est que je vous aime encore, vicomte.
Vikont.
- Vicomte?
Bu mösyö Valvert, hoşgörülü Vikont.
C'est un Monsieur Valvert, vicomte et complaisant.
Şu Vikont, şu budala usta bir kılıç darbesi ile dün onu mat ettiniz.
Ce vicomte, ce fat qu'au brave jeu d'épée hier vous avez fait mat.
Onun iki torunundan yaşlı olanı, George, ve Vike Kroft bir aymazlık anında yakalanmışlar, gazeteye Badger Game diye yansıtılmış.
Un de ses deux petits-enfants, George, le plus âgé - c'est le Vicomte Croft - a été surpris dans une situation compromettante. Les journaux parlaient d'un coup monté.
M.J. Addison, 555...
Jo Vicomte, 555- -
Bana Vikont Oglethorpe'u hatırlatıyorsunuz.
Vous me rappelez le vicomte Oglethorpe.
Dikkatli olun Vikont. Çan çalıyor!
Prenez garde, vicomte, le clocher est branlant.
Sir Sav-A-Lot'da bir kadın ve iki çocuk rehin alınmış.
Prise d'otages au Vicomte d'Epargne. Une femme, deux enfants.
- Sir Sav-A-Lot ne?
- Le Vicomte d'Epargne?
Sir Sav-a-lot nerede?
Où est le Vicomte d'Epargne?
- Buffalo Vikontu?
Le vicomte de Buffalo.
- Hayır, Vikont değil, Dük.
Non, il n'est pas vicomte.
Şimdi Viscount'un onurunu koruması, sana acı veriyor.
Et voilà que le vicomte vient défendre son honneur, et tu en es peinée.
Neden bir vikontun kızı olmasın?
Pourquoi pas la fille d'un vicomte?
Otuz Frank'a Vikont Chagny'ye satıldı.
Adjugé à 30 au vicomte de Chagny.
Ve yeni patronumuz Vikont Chagny'yi tanıtmaktan derin onur duyarız.
Et nous avons l'immense honneur de vous présenter notre nouveau mécène : Le vicomte de Chagny.
Beyler, Sinyora Carlotta Giudicelli üç sezondur baş sopranomuz.
M. Le vicomte, messieurs, la Signora Carlotta Giudicelli, notre première soprano.
Teşekkürler Sayın Vikont bir kez daha Sinyor.
- Merci, M. Le vicomte. Reprenons, voulez-vous?
"... seyirciye kafasını çevirmiş yatan bir aslan. "
SIDWICH Le comte de Sidwich. Kent. Vicomte
- Vikont.
Vicomte!
Buraya geldiğiniz için çok cesur olmalısınız Vikont o çılgın harp öğretmenini buraya beni öldürmeye gönderdikten sonra.
... Vous ne manquez pas d'un certain courage, vicomte, de vous montrer ici après y avoir envoyé cet assassin de professeur de harpe.
Viscount Tourville öldü mü?
Le Vicomte Toville est mort?