Viendra translate French
8,073 parallel translation
Senin için gelecek sanıyorsun.
Pensez-vous qu'il viendra à vous sauver.
Bulacaklar.
Ça viendra.
Buraya gelecek.
Il viendra.
Burada güneyde siz değişiklikleri görmüyor olabilirsiniz... ama göreceksiniz.
Ici, dans le Sud, vous n'avez pas vu ces changements, mais ça viendra.
Ama gün gelecek... biz kendimiz ata olacağız.
Mais le jour viendra où nous serons nous-mêmes des ancêtres.
Eşin gelmeyecek mi?
Elle ne viendra pas?
Hiç kimse yardıma gelmeyecek.
Personne ne viendra à notre secours.
Zamanı geldiğinde centilmen arkdaşınla bunu tüttürün.
Quand viendra le moment, fume ceci avec ton ami.
Zamanı gelince...
Quand le temps viendra...
O dalga yine gelecek.
- Ça viendra, hein? - Oui.
Bishop'un şahsen geleceğini düşünüyor musun? Yoksa kendi işini görmesi için adamlarını mı gönderecek?
Tu crois que Bishop viendra en personne ou il enverra ses sbires?
Gelecektir.
Il viendra.
He bu arada.. Bizim gibi zavallı erkeklere biraz acı yahu! Git de Komal'in ailesi ile konuş.
Le jour où belle-sœur se rendra compte... elle viendra vers toi te faire des excuses.
Hatasını anladığında özür dilemek için koşa koşa gelecek merak etme.
Que quelqu'un appelle une ambulance, s'il vous plaît! " Elle viendra vers toi te faire des excuses...
Seni davet edecektik ama birkaç kadeh içtik ve "Sevgilisi var, işi var ve ilgisini çekmezsek gelmez." diye düşündük.
On voulait t'inviter... mais on s'est mis à picoler et on s'est dit "Avec sa copine, son boulot... " il ne viendra pas si on ne capte pas son attention ".
Peki ailen döndüğünde eve kim taşıyacak?
Qui mettra ça chez toi quand ta famille viendra?
Bana birkaç saat verirseniz bir sistem oluştururum. Böylece benden sonra gelen kişi herhangi bir sorunla karşılaşmaz.
J'aurais besoin de deux heures pour trouver une organisation pour que la personne qui viendra après n'ait pas de problème.
Parayı ödemezsen seni vurmayız.
Si tu paies pas, c'est pas toi qu'on viendra tuer.
- Onu buraya getirdim.
Je suis celle par qui il viendra.
Anneannen seni okuldan alırken sana bir sürpriz yapacak.
Et mamie te ramènera une surprise quand elle viendra te chercher, d'accord?
Ama bizi ziyaret edecek.
Mais il viendra nous voir.
Biz de onu ziyaret ederiz.
Et on viendra le voir.
Belki de bazı şeyleri zamanı geldiğinde fark ediyoruzdur.
Peut-être nous remarquons seulement des choses. Quand le moment viendra pour nous de les voir.
Oğlum gelecek ve beni serbest bırakacak.
Mon fils viendra et il me libèrera.
Beni bulmaya gelecek, biliyorum!
Il viendra me chercher!
Oğlum yakında gelecek... o hayvanı sürükleyecek...
Mon fils viendra... il traînera cet animal...
Oğlum yakında gelecek!
Mon fils viendra!
Adı Brad Syed. Düğünüme geliyor.
Il viendra au mariage.
Adamımız gelmeyecektir belki de.
Le gars ne viendra peut-être pas.
Niye bu kadar sıkı davranıyorsunuz bilmiyorum ama üç saat sonra yeni vardiya gelecek.
Et vous, un. J'ignore pourquoi vous persistez à limiter les effectifs, mais d'ici trois heures, une nouvelle unité viendra prendre la relève.
Bu araba havaya uçarsa bizi kim gelip kurtaracak?
Donc, s'il font sauter cette voiture, qui viendra nous sauver?
Sen farkında değilsin ama ben farkındayım.
Tu le vois pas encore. Ça viendra.
Eninde sonunda sende ayrılacaksın, Chloe, benim ki şimdi olsun.
- Ton tour viendra. Pourquoi pas maintenant?
Verirler.
Ça viendra.
Geleceğini sanmıyorum dostum.
Je ne crois pas qu'elle viendra.
Benimle geliyorsun, benimle geliyorsun, tamam mı?
Il viendra avec moi. Tu veux venir avec moi?
Artık buralarda olmayacak.
Il ne viendra plus.
Bütün şehir oraya gelir.
La ville entière viendra.
Bir hizmetçi gelecek, ahırı temizlemek için gönüllü olan var mı diye soracak.
Un servant viendra et demandera à un volontaire de nettoyer les étables.
Ve vakti geldiğinde sizden de aynısını yapmanızı beklerim.
Quand le temps viendra, je m'attends à ce que vous fassiez pareil.
Bulunacak.
Ça viendra.
Yani, biz muhtemelen de bir okul alırsınız.
Après ça, l'École viendra aussi.
Eğer bir mektup yazmak istiyorsanız, şimdi yazmak. Bu bir cevap almak için sekiz ay sürer.
Si tu veux envoyer une lettre, fais-le maintenant, car la réponse viendra que dans huit mois.
Marka, "Artık sizinle devam etmiyoruz, daha ucuz olan bir yere gidiyoruz." diyecektir.
La marque dira : "Alors on ne viendra plus chez vous. On va trouver un autre endroit moins cher."
Victor bugün müsait değil.
Victor ne viendra pas.
-... o da bizimle gelsin. - Evet.
- Il viendra avec nous.
İleride fırsatın olacak.
Ton tour viendra.
Siz bize daha sonra cevap verin.
On est débordés, là, avec la nouvelle boutique. Écoute, tu peux confirmer qu'on viendra et heu...
Dünyada bunu açıklayacak bilim yok ama olduğunu sanıyorlar.
Aucune science n'en viendra à bout, mais eux le croient.
- Olacak.
- Il viendra.
Kimse geliyor'.
Personne ne viendra.