Vietcong translate French
71 parallel translation
Hatta Vietkong bile o yılın eylül ayında kullanmayı bırakmıştı.
Même les Vietcong n'en ont plus utilisés depuis Septembre cette année-là.
Belki de Vietkong Apalachicola'ya inmiştir.
Peut-être que les Vietcong ont atterri à Apalachicola.
Sonra Vietkong'luları ezdik.
Et écrasé le Vietcong.
Burası Vietcong ve Kuzey Vietnam'ın kontrolünde olan bir bölgedir.
Cette zone est aux mains du Viêt-công et des Nord
Burası Vietcong ve Kuzey Vietnam'ın kontrolünde olan bir bölgedir. Hey!
Cette zone est aux mains du Viêt-công...
Hey, popoma onur madalyası istemem adamım.
Je ne veux pas me faire enculer par le Vietcong.
Bu çekik gözlü orospuların yarısı Viet Kong ordusunda subay.
La moitié de ces putes bridées sont des officiers Vietcong.
İstihbaratlara göre kızıllar Tet Bayramında saldırılar düzenleyecekmiş.
D'après les Renseignements, gros coup du Vietcong pendant le Têt.
İstihbaratın bildirdiğine göre... Kuzeyliler geceleyin bizim bölgeyi boşaltıp... nehrin karşı kıyısına konuşlanmış.
La cellule Renseignements nous a signalé que pendant la nuit, le Vietcong a évacué notre zone et s'est positionné sur l'autre rive de la Perfume River.
Bir Güney Vietnamlı çocuğun Vietkong bölgesine... nasıl girip çıktığını hiç düşündün mü?
Pas bizarre qu'un Sud-Vietnamien entre et sorte d'une zone vietcong?
5 aydır Saygon'dayım ve en iyi dostum, Vietkong'lu çıkıyor.
Cinq mois á Saigon... et mon meilleur copain, c'est un Vietcong!
Vietkong'un parası yok.
Le Vietcong n'a pas d'argent pour "boum-boum".
Vietkong saçmalığını unutun.
oubliez les conneries qu'on dit sur le Vietcong...
Vietkong'lar, Fransızlar ve Japonlarla 30 yıl savaştı. Gerçekten kökleri kazınabilir mi sizce?
Vous pensez pouvoir arracher le Vietcong comme une mauvaise herbe?
Vietcong'un geldiği o yağmur mevsiminde.
Les premiers Viêt-cong vinrent à la saison des pluies.
Vietcong'la kuzeye, Hanoi'ye giderlerken büyük ağabeyim Bon'la küçük ağabeyim Sau'yu uzun, çok uzun bir zaman göremeyeceğimi hissettim.
Quand ils partirent vers Hanoi avec les Viêt-cong... je sentis que je ne reverrais pas mon frère aîné, Bon... et mon cadet, Sau, avant très longtemps.
Vietcong'a karşı barikatlar kurdular.
Ils dressèrent des barrages.
Bir Vietcong görürseniz veya ona yardım eden birini duyarsanız ne yapacaksınız?
ce que vous ferez si vous voyez un Viêt-cong... ou si vous apprenez que quelqu'un les aide?
Yakalanmasına yardım ettiğiniz her Vietcong için büyük ödül alacaksınız.
Et il y a une grosse récompense pour chaque Viêt-cong capturé.
Ama her gece askerler üslerine döndükten sonra oyun oynardık. Vietcong savaşçıları hiç eksik olmazdı.
Mais le soir... quand les soldats regagnaient leur base, dans nos jeux... on ne manquait jamais de combattants Viêt-cong.
Bir gece Vietcong öğretmenimi almaya geldi.
Un soir, les Viêt-cong prirent mon instituteur.
Gece Vietcong'a aitti.
La nuit était aux Viêt-cong.
Vietcong bizde bir xa duygusu yerleştirdi vatana hizmet ülkeye hizmet.
Le Viêt-cong nous inculqua le sens du xa... le devoir envers la terre, le pays.
Vietcong bizi kazandıysa nedeni hayatlarını bizimle yaşamalarıydı.
Les Viêt-cong gagnaient les paysans parce qu'ils vivaient à nos côtés.
Sen bir can bo cai'sin Vietcong militanı.
Tu es cân bô câi... Cadre Viêt-cong.
Vietcong üssü nerede?
Où est la base Viêt-cong?
Nihayet Vietcong beni almaya geldi.
Finalement... les Viêt-cong vinrent pour moi.
Neden tecavüz ettiklerini ama öldürmediklerini hiç anlamadım. Hatta Vietcong'un beni gerçekten cezalandırmak isteyip istemediğini.
Je n'ai jamais compris pourquoi on m'avait violée... et pas tuée... ni si j'avais vraiment été condamnée par le Viêt-cong.
Vietcong içeride sandılar. Önce babanı iceri soktular.
Ils cherchent des Viêt-cong, font entrer papa.
"Vietcong."
"V. C."
Amerikalılar bir çatışmada pek çok askerini öldürünce Vietcong geldi.
Les Viêt-cong sont venus, après avoir perdu beaucoup d'hommes au combat.
Vietcong'la hükümetle.
Viêt-cong. Gouvernement.
Pirinc ciftcileri Vietcong'u finanse eden zenginleri.
Des paysans. Des grossiums qui finançaient le Viêt-cong.
VC, * savaşı kokainle finanse etmeye çalıştığı zaman..... savaşın içine girdi ve yok oldu.
Quand le Vietcong a voulu financer la guerre en vendant de la cocaïne... Ils ont brûlé leurs récoltes.
Bir Vietnam toplama merkezinde bunu 2 yıl boyunca taktım.
Je l'ai porté pendant 2 ans dans un centre Vietcong.
- Bir de kârı Vietcong'a aktarıyordum.
- Oui, enfin... je donnais l'argent de la société au Viêt-cong.
Sen Vietnamlısın.
Vous êtes le Vietcong.
Vietcong komutanının köyü toplanma bölgesi kullandığı yönünde raporlar almıştık.
On nous avait prévenus qu'un commando viêt-cong se servait du village pour s'y réapprovisionner.
Bull kızın Vietcong sempatizanı olduğuna ve silahların nerede olduğunu bize gösterebileceğine iknâ olmuştu.
Bull était convaincu que la fille était une sympathisante et qu'elle devait savoir où se trouvaient les armes.
Bu insanlar Vietcong değil.
Ce ne sont pas des Viêt-Congs.
Ne Vietcong ile ne de Vietnam'la hiç bir sorunum yok...
Je n'ai aucun problème avec les Vietcongs tant qu'ils restent au Vietnam.
Vietcong, bana üç gün boyunca işkence yaptı.
Les Viêt-Congs m'ont fait ça pendant 3 jours.
Savaş esiri olduğu resmi olarak doğrulanmamış birisi. Costavo :
D'accord, donc Minh pour les Vietcong...
Vietcong'a karşı birlikte savaşıyorduk. Düşman gibi bir adamla sıkışıp kaldım.
Nous repoussions les Viêt-Cong et j'étais coincé avec un mec qui ressemblait à l'ennemi.
Vietcong hamlesi.
Le frottement du Vietcong.
Ters Vietcong hamlesi!
- Le renversement du frottement du Vietcong!
Vietkong'un her şeyi bitireceğini sandığımız sırada.
Quand on pensait que les Vietcong allaient en finir.
Çünkü o bir Asyalı?
À cause de son passé Vietcong?
Bu adam Vietkong'lu bir katil.
Il s'agit d'un tireur d'élite Vietcong.
Kızıllar götlerini iyi koruyorlar.
Le Vietcong se démerde bien.
Bunları düsün Bayan Vietcong Kahramanı.
Penses-y...