Viral translate French
328 parallel translation
Sabahları yüzüme sürüyorum ve daha...
Le matin, je m'en mets et je me sens... viral.
"Ereksi kokuyorum" mu dedin?
"Sens viral"? Coupez!
Belki de geniş çaplı viral tedaviyle olabilir.
Peut-être par thérapie virale intensive.
Katherine Pulaski, "Viral Çoğalma Modelleri" kitabının yazarı mı?
Katherine Pulaski, l'auteur de "Modèles de propagation virale"?
Ama... içinde bu değişimleri yaratan yabancı bir beden, bir viral kreş gibi bir şey yoksa elbet.
A moins que..... que toutes ces transformations soient causées par un corps étranger, une sorte de parasite ou de virus.
Peki öyleyse, viral mi bakteriyel mi?
Virale ou bactérienne?
Anlaşılan viral bir enfeksiyon var.
C'est une infection virale.
Onun sorunu ne? O akut viral zatürre ve çok ciddi.
Il a une pneumonie virale aiguë et une phlébite très sérieuse.
Açıkça bir çeşit viral parazit ama kaynağı ve genom sınıflaması kayıtlarda yok.
C'est un virus d'origine et de classe inconnues. - La radiation de thorons l'a tué.
Düşündüm ki Dunn Zengin biri tarafından işe alındı... Başkanın eşini vurdu... Böylelikle Amerikan askerleri üzerinde kimyasal silahların denendiği... gizli kalabilsin Çok güzel senaryo.
A mon avis, l'idée que le Sgt Dunn ait été engagé par un personnage puissant pour tuer la First Lady, afin d'occulter le fait qu'il utilisait des soldats pour tester un agent viral, est un bon scénario, non?
Viral enfeksiyon ya da ensefalit başlangıcı olabilir.
Ça peut être une infection virale ou un début d'encéphalite.
Aşı olmadan bu virüs yıkımından gerçekte tek hayatta kalacak olanlar ona bağışıklıkları olanlar insan-uzaylı karışımları olacaktır.
Sans vaccin, les seuls réels survivants de l'holocauste viral seront ceux immunisés. Des clônes humains-extra-terrestres.
Üreyip çoğalmalar viral seviye ile sınırlı kalmayacak... Bedeni temasla da geçecek.
Sa transmission ne se limitera plus à l'histoire... il se propagera aussi par contact physique.
Fakat şu andaki görüş, çoğu vaka viral olduğu için bunun abartıldığı yönünde.
On sur-médicamente peut-être car beaucoup de cas sont viraux.
Taramalarda herhangi bir canlıya ya da bakteriye rastlanmadı.
Les scanners n'ont révélé aucun agent viral ou bactérien.
Virüs mutajeni çok hızlı davranıyor ve tamamen yayıIıyor, yaşayan hiçbir hücre dayanamıyor.
Un mutagene viral, si rapide et si intrusif, qu'aucune cellule ne peut lui resister.
- Viral mı?
- Pneumocystose?
Şimdiye kadar çoğu alerjiye tedavi bulduğumuzu biliyorum ama bu viral olabilir.
Je sais qu'aujourd'hui les allergies n'existent plus... mais c'est peut-être viral.
Senin DNA nı virüsle birleştiren benim.
J'ai épissé votre ADN au substrat viral.
Röntgen viral prömoni olduğunu gösteriyor.
- Ceux d'une pneumonie virale.
Viral ekzantem olmalı.
- Un exanthème viral?
Bence bilinmeyen etiyolojite sahip viral bir hastalık
Infection virale d'origine inconnue.
Viral enfeksiyonlar perikardite ve ani kan toplanmasına sebep olabilir.
Une infection virale peut donner une péricardite et beaucoup de liquide.
Ona hızlandırılmış Detoksin vereceğim.
Je lui fais une cure de désintox accélérée par rétro-viral.
Tanımlanamayan bir virüs bulaşmış bir kadını tedavi ediyorlarmış.
Ils ont quelqu'un qui est contaminé par un agent viral non identifié.
Portland'da, bilinmyen bir viral ajanın 39 vatandaşın ölümünden sorumlu olduğu iddia ediliyor.
À Portland, un agent viral inconnu a causé la mort de 39 citoyens.
Bilemiyorum, mide-bağırsak durumum düşünülürse, bence virüs olabilir.
Ça pourrait être viral, vu mon état gastro-intestinal.
Viral sendromla karşı karşıya olabiliriz. Belki de mononükleoz.
Je crois qu'il s'agit d'un virus, peut-être une mono.
Daha sonra Serano'yu mikro-makinelerin üretimine ölümcül bir virüs sokmakla tehdit etti. tehditler kesildi.
Dans la foulée, il menace Serano Genomics d'introduire un programme viral mortel dans la chaîne de production de micromachines. La vente des micromachines à vocation médicale est paralysée.
HIV-1 / HIV VİRAL
VIH / CHARGE VIRALE
Bir çeşit virüs sentezliyorlar.
Ils synthétisent un genre d'agent viral.
Epidermal tabakası benim kesikler ve morluklar için... kullandığım viral bir bastırıcı salgılar.
Ses couches épidermiques sécrètent un anti-viral que j'utilise pour les coupures et les contusions.
Illyria'nın Fred'e karşı bir düşmanlığı yoktu, sadece bir virüs gibi vücuduna girdi.
Illyria a infecté Fred... sans plus de malice qu'un phagocyte viral.
Pennsylvania'da antiviral üreten bir şirket var.
Une compagnie en Pennsylvanie développe un anti-viral.
Viral olmalı.
C'est sûrement viral.
Viral kalp enfeksiyonu.
Une myocardite.
Ben viral enfeksiyon tahlilleri yapmak için laboratuara gidiyorum.
Je vais au labo faire les tests des virus.
Haklıysam ve viral bir enfeksiyon varsa iki şey olabilir. Hasta ya ölür, ya da bağışıklık sistemi savaşır. Onun nesi var?
Si c'est bien un virus, soit le patient meurt, soit son système immunitaire s'en débarrasse.
Mikroskopta incelersek belki viral bir enfeksiyon, belki fibrozis,..
En l'observant au microscope, on verra peut-être une infection virale,
Bence viral menenjit.
Je parie que c'est une méningite virale.
Ventriküler katetere bağlı bir ommaya rezervuarını kafa derisinin altına yerleştireceğiz. Anti viral doğrudan beyninin sol yarısına gidecek.
On implante un réservoir sous le cuir chevelu, connecté à une pompe ventriculaire qui envoie l'anti-viral directement dans le cerveau.
Anti viral- -
L'anti-viral...
Bu plazma doğrudan tümörlü hücreleri hedef alıyor ve anti-CD33 üreten insancıl bir proteine dönüşüyor.
Ce plasma cible les cellules cancéreuses et abrite un vecteur viral produisant des protéines anti-CD33.
Tabii bunların virüse faydası olmaz.
Bien sûr cela ne va rien faire à tout ce qui est viral.
Kanında hiçbir çeşit viral, bakteriyel veya parazit hastalık görünmüyor.
Aucun virus dans le sang, aucune bactérie, aucun parasite.
Elizabeth'te akut viral kardiyomiyopati var.
Elisabeth a une cardio-myopathie
Akut viral kardiyomiyopati ile nihayetinde...
Ça devrait passer Si elle a une cardio-myopathie, ça n'aura...
Genetik bir mutasyon olmalı. Çevresel ya da virüs kaynaklı.
D'une mutation génétique, d'un truc environnemental ou viral.
Daha önce hiç görmediği bir mikrop ya da virüs.
Un genre d'agent pathogène ou viral qu'il n'a jamais vu auparavant.
Viral mi?
Un virus?
Virüsle ilgili.
C'est viral.