Virtanen translate French
29 parallel translation
Günaydın, Virtanen.
Bonjour, Virtanen.
... lsto Virtanen.
Je suis lsto Virtanen.
Nokia'dan Janne Virtanen'le tanışmanı istiyorum.
Voici Janne Virtanen de Nokia.
Araba Samuel Douglas adına kayıtlı. Virtanen eczacılık şirketinde kriz yönetiminin başında herif.
Un certain Samuel Douglas, directeur de la gestion de crises, Virtanen Pharmaceuticals.
Bay Lawson Virtanen'i tamamen yönetiyor.
M. Lawson est pressenti pour diriger Virtanen.
Virtanen'in bir bayan yollaması ne kadar da hoş.
Virtanen est sympa d'envoyer une nana.
Toplamda iki yüz atmış sekiz eşleşme buldu, onlardan altısı New York'ta yaşıyor lakin yalnızca birisi, Virtanen eczacılıkta çalışıyor.
J'avais 268 correspondances. Sur six personnes vivant à New York, l'une d'elles travaillait à Virtanen Pharmaceuticals.
Virtanen, basit bir eczacılık şirketinden öte bir şeydir.
Virtanen est plus qu'une simple société pharmaceutique.
Virtanen bir ailedir.
Virtanen est une famille.
- Lawson Virtanen imparatorluğunun varisi.
Mark Lawson doit hériter de l'empire Virtanen.
Virtanen sermayesinin şu anda yüzde sekizine sahip adam.
Il possède 8 % des titres Virtanen.
Virtanen adına çalışıyordu.
Elle travaillait à Virtanen.
Virtanen ile iş anlaşması yapmak istiyorsun.
Vous voulez négocier avec Virtanen.
Bu gece, Virtanen eczacılığa birisi gizlice girecek.
Virtanen Pharmaceuticals va être cambriolé ce soir.
Virtanen'in Gıda ve ilaç idaresine yolladığı listeden altı eksik isim var.
Il manque six noms dans le document que Virtanen a soumis à la FDA.
Her neyse. Bu sohbeti her ne kadar sevmiş de olsam, yönetim kuruyla beraber merak ettiğimiz Virtanen'in yüzde sekiz hissesiyle ne yapmak istediğiniz.
Quoi qu'il en soit, trêve de bavardages, le conseil et moi aimerions savoir quelles sont vos intentions, maintenant que vous détenez 8 % de Virtanen.
Aslında bakarsanız, Virtanen hissesini çoktan sattım.
En fait, je viens de vendre mes actions.
Virtanen baş idarecisi Robert Keller, mali işler üst yöneticisi damadı Mark Lason ile birlikte mahkemeye çıkarılacak. Dolandırıcılık, komplo ve cinayetle suçlanıyorlar.
Robert Keller est attendu au tribunal avec Mark Lawson, son gendre et directeur des finances pour répondre à des accusations de fraude et de meurtre.
Virtanen migren ilacı olan Sylocet, resmî olarak piyasadan toplandı.
Sylocet, leur nouveau médicament, a été retiré.
Virtanen'in rakibi, Beecher eczacılık ise -
Beecher Pharmaceuticals a abandonné
Dana Miller'in ailesi, Virtanen'e karşı açtıkları davada sağlam bağış alacak ama.
Mais la famille de Dana Miller a reçu une importante compensation de Virtanen.
Bunu takip ediyor musun? Robert Keller, Virtanen Eczacılık'ın eski yönetim kurulu başkanı.
L'ancien P.D.G. de Virtanen Pharmaceuticals.
Gözümden kaçsın diye son dakikada Virtanen'de açığa satış yapmışsın.
Tu as retenu la vente Virtanen jusqu'au dernier moment.
Dur biraz, Virtanen'de açığa satış mı yaptın?
Tu as vendu à découvert?
Açıklamanın hemen ardından Virtanen'in Mali İşlerden Sorumlu Müdürü Mark Lawson hakkında da dava açılacağı duyuruldu.
Dès l'énoncé du verdict, le procureur annonce l'inculpation de Mark Lawson, directeur financier de Virtanen. Félicitations.
Virtanen Eczacılık'ın defnedilmesini kutlamaya ne dersin?
On va boire un coup sur la tombe Virtanen?
Virtanen. Bir taşla iki akbaba vurdun. Nasıl anladın?
Virtanen... d'une pierre deux coups.
Virtanen'in elinde satışa hazır durumda olan, piyasaya bomba gibi düşecek bir ilaç yoktu.
Virtanen ne produisait plus aucun médicament porteur.
Geçen gece Virtanen'deki kısa pozisyonu kutlamak için açmıştık.
On l'a bue l'autre soir pour célébrer la vente Virtanen.