Voice translate French
196 parallel translation
[In Normal Voice] Söylemem!
Je ne dirai rien! Je ne dirai rien.
Selam, Voice.
Salut.
Hey, Voice, beni merkezde tutmaya çalış, tamam mı?
Salut! J'aimerais rester dans le centre.
Cuba's Voice Raquel Revuelta
Voix de Cuba : Raquel Revuelta
Oh, bu bir Serene Voice!
Mais c'est un Serena Vox.
Village Voice?
Dans le Village Voice?
Village Voice, People Magazine falan oku biraz...
Prends Village Voice ou People Magazine!
Bunu Village Voice'ta okumak istemiyorum.
Et surtout, que les médias n'apprennent rien!
Evet, yapabilirsin. Village Voice gazetesini ara. Ya da New York Times, Daily News.
Ouais, tu peux.'le Village Voice','le New York Times',
The Village Voice bir şaheser olarak değerlendirdi.
Le "Village Voice" le qualifie de chef-d'œuvre.
Bu köylünün sesi.
C'était le Village Voice.
- İstemem. Burada kalıp, kahvemi bitireceğim, Voice dergimi okuyacağım. - Seninle odada buluşuruz.
C'est bon, je vais rester ici et finir de boire mon café, lire "The Voice" et je te retrouverai dans la chambre.
Village Voice'da üçlü yapacak birini arayanların ilanları aylığı 1000 $ olan, küçük, fare dolu stüdyo ilanlarından fazlaydı.
Le Village Voice publiait plus d'annonces pour des trios que pour... "Couples cherchant compagne" de petits studios infestés de rats à 1000 $ par mois.
Neden sizin gazetenizi alayım? Neden Time ya da Voice almayayım?
Mais pourquoi devrais-je acheter votre canard plutôt que le Times ou le Voice?
The Village ücretsiz efendim. Onu istiyorsanız gidip kendiniz almalısınız.
Le Village Voice est gratuit, y a qu'à se baisser.
"Village Voice" daki ilanından anladığım kadarıyla... oda arkadaşı arıyorsun.
J'ai vu que tu cherchais un colocataire... Pour partager un appartement dans le "Village Voice."
- Hey, The Voice dan bir muhabirim ben.
- Hé, Je suis reporter pour The Voice.
[Violet's Voice On Machine] Hey, bu benim bir mesaj bırakın.
[Voix de Violet sur le répondeur] Hé, c'est moi. Laissez un message après le bip.
- Hey, The Voice gazetesinin iç sayfasına bir bak.
- Hé, fais-toi une faveur et regardes à la page 137 dans The Voice.
Sesi bir şarkı gibi Gözleri büyük bir güçle bakıyor
Her voice is like a song Her eyes are so, so, strong.
Hiç kimsenin sesimi duymadığım yerde
Where nobody hears my voice
Sanırım, birkaç gün annem olmadan idare edebilirim.
( baby voice ) : je crois que oui sans ma maman pour quelques jours.
l can tell From the voice on her answering machine.
Je le sais, à sa voix sur le répondeur.
On my voice mail, Bıraktığın mesajda babamla ilgili bir hikaye yazdığını söylemişsin.
Sur le répondeur, vous disiez écrire un article sur mon père.
Nice yıllara Bay Grissom.
MlLLANDER's voice : Joyeux anniversaire, Mr.
Bu Village Voice'in arka sayfasında reklamını yaptıkları tedavilerden.
Le genre de thérapie dont on fait la pub dans Village Voice.
And I hear your lovely voice... "
Et j'entends ta douce voix...
Voice'da ufak bir program görmüştük.
On a vu une toute petite annonce dans le Voice.
Rolling Stones, Village Voice dışında kimse başaramadı.
A part Rolling Stone et Village Voice, tout le monde s'en foutait.
Kasabanın Sesine
Au Village Voice journal
Ben Amerika'nın Sesi radyosundan Willis Conover size özgürlük şarkıları getirdim.
Vous êtes en compagnie de Willis Conover de l'émission Voice of America avec qui vous écoutez la musique de la liberté.
Kafanızdaki ses ne derse desin dış düşman diye bir şey yoktur...
There is no such thing as an external enemy, no matter what that voice in your head is telling you.
Düzyazılarımda bu biçimi bir şekilde kullandım. Örneğin, Voice of the Fire gibi çalışmalarımda.
On peut trouver cela dans mes écrits en prose dans des œuvres telles que La Voix du Feu ( Voice of the Fire )
"SES"
VOICE ( Yeogo Goedam 4 )
Tamam, size voice 3, veri 4'ten ulaşacağız.
Ok, on vous aura sur les canaux vocaux 3 et donnés 4.
The Voice ( gazetesi ) aşırı istekli bir eleştiri yazdı, ve bu insan ortaya çıkıp şovun tüm akışını sigortaladı.
The Voice l'encensait ( journal branché de N.Y ) et'cette personne'arrive et finance l'intégralité du spectacle
O gün olanları defalarca zihnimde tekrarlayıp duruyorum.
[Red's Voice] Je revis ce qui c'est passé ce jour là sans arrêt.
Ama daha ne kadar, Dave ve Krist'le, gitarımın sesiyle ve kendi sesimle devam edebilirim bilmiyorum.
But I do not know how much I can still do with Dave, Krist and sounds of my voice and guitar.
Analog sisteme çevrilmiş kablosuz sinyaldir.
[* VOIP = Voice Over Internet Protocol] C'est un signal sans fil converti en analogique. Combien de temps pour le tracer, McGee?
Tüm gece ellerim direksiyonda, araba sürdüm kafamda bir ses- -
I--I been drivin'all night my hand s wet on the wheel Th-there's a voi- - voice in my head that drives my heel
Bir yeni mesajınız var.
Electronic Voice : Un nouveau message.
Başka mesajınız kalmamıştır.
Electronic Voice : Fin des messages.
Merhaba, burası Araba Kiralama.
ELECTRONIC VOICE : Bonjour, vous avez atteint Auto Rent.
Lütfen telefonu kapatıp tekrar deneyin...
ELECTRONIC VOICE : S'il vous plaît raccrocher et tenter un appel...
Air Voice Cep Telefonu Şirketi. Ofisim
Nous y voilà, à Air Voice.
Şu anda Michigan'ın Sesi'nin son sayısı basılıyor.
Le dernier numéro du Michigan Voice.
# But I hear a voice of freedom calling #
Et j'entends la voix de la liberté qui m'arrive
[Bill's Voice On Machine] Merhaba ben Bill Sanford.
/ / Cowboy / / [La voix de Bill sur le répondeur] Salut, vous êtes bien chez Bill Sanford.
Bana yardım et.
Aide-moi. GHOSTLY FEMALE voice : help me.
Bu ablam, Kit.
Voice ma soeur, Kit
IP üzerinden ses gönderimi.
"Voice over Internet Protocol." ( Voix sur Protocole Internet )