English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Voodoo

Voodoo translate French

280 parallel translation
Maria, O Voodoo davulları bu gece ne çalacaklar?
Pourquoi y a-t-il les tambours vaudous ce soir?
Hiçbir Voodoo gecesine gitmeyeceğim.
Je ne sors pas un soir de vaudou.
Voodoo geleneği.
Du vaudou.
Voodoo'dan herkesin korktuğunu sanırdım.
Je croyais que tout le monde en avait peur.
Voodoo büyücüleri Bayan Holland'ı iyileştirebilir mi demek istiyorsun?
Tu penses que le prêtre vaudou pourrait guérir Mme Holland?
Daha önce hiç voodoo'dan bahsetmemiştiniz, Bayan Rand.
Vous n'avez jamais parlé du vaudou.
Bu voodoo çaputlarını görünce size engel olmayacaktır. Geçmenize izin verir.
Quand il verra les insignes vaudou, il vous laissera passer.
Wesley'in söylediklerini ve dün gece evinize giren voodoo büyücüsünü göz önüne alarak, Emniyet Müdürü adli soruşturma açmaya karar vermiş.
Vu les circonstances, certaines choses dites par Wesley, et qu'un fidèle ait pénétré chez vous, le préfet a ordonné une enquête.
Ben de hastalarımın ilacı yutması için sık sık voodoo lafları söylerim.
Il m'est arrivé de parler vaudou pour qu'ils avalent un médicament.
Kral'ın Kanun ve Kuralları Kitabı Hotantolu, voodoo'ya tapan, büyücü oğullarının, meydan dayaklarının beyazlardan ayrı yapılacağı kuralını getiriyor.
Le code militaire stipule noir sur blanc que les Hottentots, les religieux vaudous et les fils de sorcières s'entraînent loin des hommes blancs.
Cadılık, voodoo şeytana tapma.
Sorcellerie, vaudou culte diabolique.
# Yaptığın şu büyüyü # O kadar güzel yapıyorsun ki
Do do that voodoo that you do so well
Voodoo mezarlıklar tanrısı ve ölü lejyonunun şefi.
Le dieu Vaudou des cimetières, chef de la légion des morts.
o voodoo diyarında neler olup bittiği.
ce qu'il se passe en terre vaudou.
Voodoo diyarı sadece afyon tarlasıymış.
Le pays du vaudou ne cache que du pavot.
Oh, bir kaç tane voodoo maskem de var.
J'ai même des masques vaudou.
Sen aptalca batıl inançlar ve voodoo törenlerine araştırma mı diyorsun?
Tu oses qualifier de recherches ces superstitions vaudou?
Voodoo yapıyorlar, sanırım
Pour faire une cérémonie vaudou.
Voodoo. Voodoo hiçbirşeyi çözemez.
- Le vaudou ne résout rien.
voodoo gibi şeylere bende inanmam, ama köylüler inanıyor.
Mais on ne peut pas nier l'évidence.
- Daha önce voodoo'yu duydunuz mu?
Vous connaissez le vaudou?
Demek istediğim, bu voodoo sadece basit bir batıl inanç.
Le vaudou est une superstition.
Yerlilere göre... bu voodoo ile yapılan birşey.
Les indigènes disent que c'est à cause du vaudou.
Bize voodoo büyüsü yapıyorlar.
C'est le vaudou. J'ai déjà entendu ça.
- Voodoo mu?
Le vaudou.
Ben voodoo'nun ölüleri hayata döndürdüğüne inanmıyorum.
Je refuse de croire que le vaudou puisse faire ressusciter les morts.
- Bu voodoo saçmalığına inanmıyorum.
Des conneries, tout ça!
- Sen bu voodoo saçmalığına inanıyor musun, Blair?
Vous y croyez, vous, Blair?
Sanki voodoo büyüsü gibi bir şey.
C'est peut-être du vaudou.
Birşey-doo ekonomisi. Voodoo ekonomisi.
Ça se termine par D, O, U. "Économie Vaudou".
- Voodoo gücü.
- Le pouvoir du vaudou.
Voodoo Bir, 090, 15 milde radar teması. 500 knot'ta seyrediyorlar.
contact radar 24 km. Ils volent à 500 nœuds.
Voodoo Bir, Wood isabet aldı.
Wood est touché!
Burası Voodoo Üç.
ici Vaudou 3.
Ben bu voodoo işlerinden anlamam. Ben Brooklynliyim.
Ces conneries prennent pas, avec moi.
Şu zenci gitarist önemsizdi, voodoo işindeydi.
Le guitariste noir, ça dérangeait personne.
Eğer voodoo büyüsüne inanıyorsan...
Si tu crois au vaudou.
Nick, sen ve bu voodoo benimle ön tarafta buluşun.
Laissez tomber ça et suivez-moi.
Ozon tabakasından, kimyasal silahlardan, hatta... voodoo büyülerinden ve uzaylılardan bile şüpheleniliyor.
Tout a été envisagé, de la couche d'ozone, aux armes chimiques, en passant par le vaudouisme et des organismes extra-terrestres.
Voodoo'nun, hoodoo'nun ve bilimum garip işlerin yeri.
Le pays du vaudou et de tous ces trucs bizarres.
Acı onun için voodoo gibi bir şeydir.
On dirait que la douleur le met en transe.
- Voodoo bebekleri mi?
- Poupées vaudous?
Evet, uzun zaman aldı. O fare boku Tin Tin'i Voodoo bebeğine çevirdi!
Je veux l'ordure qui a changé Tintin en poupée vaudou.
- Tarih, voodoo, naturopati.
L'histoire, le vaudou, la naturopathie...
Voodoo'nun sırlarını açığa vuran kişi öldürülür.
Si on trahit les secrets, on se fait tuer.
Evet, efendim, Homer'ın rahatsızlığına ya bozulmuş bir yiyeceği mideye indirmesi.. ... ya da bir çeşit voodoo büyüsü sebep olmuş.
Homer est tombé malade soit à cause d'aliments avariés... soit à cause d'un sort vaudou.
Voodoo gibi şeyler.
Du genre vaudou.
Güzelavratotu, Voodoo ile ritim kazanıyor. Güçlü büyü. Mark!
Regarde, un peu d'eau bénite, des hosties, avec quelques versets du Lévitique.
Kara büyü, Voodoo...
C'est vaudou.
Voodoo'ya inanmam.
- Moi non plus.
Voodoo!
Le vaudou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]