Vp translate French
125 parallel translation
Eğer kartlarımızı doğru oynarsak, yakında baş VP olabilirsin.
En jouant bien, tu seras bientôt vice-président.
Junior VP, yüksek kalite yiyecekler.
Second vice-président, Aliments de Qualité.
Helikopter iki dk. Sonra bir araba kazası kurbanını getiriyor.
L'hélico arrive dans 2 mn avec un A VP.
İlk yardım kaza kurbanı getiriyor.
Les ambulanciers nous amènent un A VP.
Araç kazası.
A VP.
Araç kazası, 25 yaşında.
A VP, 25 ans.
Hematokriti ne?
C'est de ta faute! - Deux soeurs dans un A VP au ralenti.
Etil klorür parlayıcıdır!
On a besoin de toi. Un A VP qui arrive.
İki kardeş. Düşük hızda kaza.
- Deux soeurs dans un A VP au ralenti.
Mark, trafik kazası geliyor.
On a besoin de toi. Un A VP qui arrive.
Bu benim B. P'em değil, bu S. P, sizin probleminiz!
Ce n'est pas "mp", mais "vp". "Votre problème".
Ben bu endüstrideki jargonu bilmiyorum.
Je comprends rien à tes "vp" et "mp".
Jim Feingold, VP Mühendislik, Veri Tahlilinden.
Jim Feingold, analyste de données.
VP ( Vice President ) sanat odasında bunu bulduğunda az kalsın kalp krizi geçiriyordu.
Le concierge a presque eu une crise cardiaque en trouvant ça dans l'atelier.
Jennifer Jenzen, VP'de yönetici- - Yalan söylüyorsun.
Jennifer Jenzen, vice-PDG...
Bence onu platin ve VP-16 ile tedavi etmeliyiz.
Il faut donner cisplatine et VP-16.
Doğu yakasını düşünürsek, oradan böyle nazik insan çıkmaz.. - VP casting veya başka bir şey...
La chaîne est sympa de m'envoyer le... directeur-adjoint du casting de la côte est.
Sanırım Steckle VP takımı için onu aldı.
Steckle a dû le prendre dans son équipe de vice-présidents.
- They made this ditz a VP?
- Cette folie est vice-presidente?
MICHAEL MCCLELLAN, Başkan Vekili ve Film alıcısı, Landmark Sinemaları
MICHAEL MCCLELLAN, VP / CONTRACTANT POUR LES CINÉMAS LANDMARK
LES WESTENBERG, Operasyondan Sorumlu Başkan Vekili Batı Yakası Bölümü, Loews Cineplex Sinemaları
LEN WESTENBERG, VP DES OPÉRATIONS DE LA CÔTE OUEST À LOEWS CINEPLEX
NBC-GE-Universal-Kmart'ın yeni başkan yardımcısı.
Nouveau VP du développement pour NBC / GE / Universal / Kmart.
Starfish Capital'ın başkan yardımcısının oğlu olunca...
Mais le fils d'un VP supérieur de Starfish Capital- -
Sanırım hikâyenin canına okumak istemişiz.
Susan Howard VP, Séries dramatiques Il faudrait plonger directement dans l'histoire.
Buraya geldiğinden bu yana başında doktor olmadan subklavyen damarı açtın, beyin cerrahiyi aramadan shunt yerleştirdin.
Depuis ton arrivée, tu as placé une voie sous-clavière sans supervision. Tu as mis une dérivation VP sans appeler la Neurochir.
Herkesin patronu. O vp.
C'est le VP.
Senin yönteminle yapacağız başkan yardımcısı.
On fera à ta sauce, VP.
BYC Plak'ta SO'nin VP'siyim.
Vice-présidente d'AR pour BCY Records.
- TK travma 3'te, muayene ve hastalık geçmişi, tatlım.
- HE pour le VP en 3, mon chou.
- TK da ne?
- C'est quoi VP?
- Kim? TK'lı adam.
Le type aux VP.
Ne dersin Başkan Yardımcısı?
VP?
Sen artık benim başkan yardımcım değilsin Göçebe.
Tu n'es plus mon VP... nomade.
Yani başkan yardımcısı, Clay'in arkasından mı çalışıyor?
Le VP oeuvre dans le dos de Clay?
Hasta da Rob'un karısı, Claire Grant,... o da Grant'da dijital pazarlama bölümünün başkan vekili.
Le patient est sa femme, Claire Grant, qui est VP du Marketing Numérique chez Grant.
Hem başkan vekili hem de hamile.
Elle est VP et enceinte, d'accord?
Ayrıca, ekibinizin 7 / 24 ulaşılabilir olduğunu sanıyordum!
Le groupe VP doit être joignable 24 heures sur 24.
Parmak izi karşılaştırma elde etmek için protokolü çiğnediğinizi ve Yüzbaşı Vachewski tarafından nasıl uygulandığını yazıyor.
Je signale la comparaison d'empreintes hors procédure diligentée par la VP en la personne du capitaine Vachewski.
Acil toplanmamız lazım.
Réunion de guerre au VP.
Rossi ve işbirlikçileri davasından alındın.
Tu lâches l'enquête sur Rossi et la VP.
O ve Kaplan önceden tanışıyorlarmış,... yani bu basit bir polis soruşturması değil.
La VP a eu affaire à lui. Je suis sûr qu'ils ont des choses à cacher.
Bordier şüpheli işlerinizi örtbas etmek için artık burada değil.
Bordier n'est plus là pour couvrir la VP.
Ben sizin ayak işlerinizi yapan hizmetçiniz değilim!
Je suis pas la femme de ménage de la VP.
Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı.
VP des relations d'entreprise.
VP taraması Julia'nın akciğerinde pıhtı olduğunu doğruladı.
La tache sur le poumon est bien un caillot.
Ve eğer olur da Chicago'ya gelirseniz, sizi yemeğe ya da bir şeyler içmeye götürmek isterim.
Je joue aussi. - Ah oui? Oui, je suis dans une ligue avec certains des autres VP, mais je suis vraiment nul.
Araç kazası.
- A VP.
İç Güvenlik Başkan Yardımcısı.
VP de la sécurité interne.
Ayaklarımın altına serebilirsin, kaltak.
C'est ton seul moyen de me faire retirer ce cuir. mais tuer le VP du club originel? cabrón.
Anlayacakları dilden konuşmak zorundayız. Onları dizlerinin üzerine çöktürmek istiyorum.
J'aurai la peau de la VP.
Senin bir iş becermen bile mucize!
La VP, on se demande ce qu'ils branlent.