Vulcan translate French
485 parallel translation
Ve sonra, Vulcan'ı görüyoruz yıldırımları tavlıyor.. ve tanrıların kralı Zeus'a yolluyor, o da onlarla dart oynuyor.
Et nous voyons Vulcain, forgeant des éclairs et les remettant au roi de tous les dieux, Zeus, qui s'en sert pour jouer aux dards.
Bir Vulcan ile 45,000 feet de uçacaksınız, uçakta MOS tipi iki atom bombası olacak.
Vous piloterez un Vulcan... à une altitude de 45000 pieds... armé de deux bombes atomiques, du type M.O.S..
Bu halka Vulcan'ın tüm uçuş menzilini temsil ediyor.
Ce cercle représente l'autonomie du Vulcan.
Geniş araştırma kaza veya inişle ilgili hiç bir ipucu bulamadı. Ve dünya çapında kayıtlara göre Vulcan'ın inebileceği genişlikte tüm hava alanlarının araştırılması olumsuz sonuçlanmıştır.
Des recherches extensives n'ont montré aucun signe ni d'accident... ni d'atterrissage, et les rapports internationaux ont été négatifs... pour tous les aérodromes assez grands pour recevoir le Vulcan.
O, Vulcan'da görülmüş.
Il a été vu... embarquant sur le Vulcan.
Victor ve Vulcan MK II uçaklarından atılacak... termonükleer bombalar kullanarak... yok etmekle tehdit etmektedir.
Le largage des bombes est effectué par les avions de la force aérienne britannique.
Neredeyse efsane oldun. Anladım ki bir efsanenin eşi olmak istemiyorum. Vulcan'lar da Romulan'lar kadar gizemliydiler.
Il nous fallait trouver un thème qui racontait le début de l'histoire de toute cette franchise.
İlerledikçe, Vulcan'ları keşfettik. Vulcan'lar üzerine bir tez yazmamı talep eden bir mektup aldım.
La direction du département télé était très réticente à faire cette série rétrospective.
Hiç kimse, "İşte Vulcan'lar böyledir," falan demedi.
On savait qu'au 23e siècle, il existait Starfleet... STAR TREK V :
Bunu, Vulcan selamlaması olarak "Star Trek" e taşıdım.
"Onde de choc, 1re partie"
Aileler arası Vulcan ilişkileri hakkındaydı. Onun evrensel ve ebedi bir hikaye olduğunu düşünüyorum.
On s'est écrit au moins une fois par semaine, parfois plus, pendant des années.
Vulcan fikirlerine yaklaşımlarını, bu hareketi o zaman ortaya attım, "Star Trek" te boyun vuruş hareketini gündeme getirdim. Bana öyle geliyordu ki,
Et grâce à internet, on correspond à nouveau, après toutes ces années, ce qui est extraordinaire.
Vulcan'lar ellerini çok kullanan insanlardı.
La technologie permet aux gens de garder le contact.
Çok dramatik. Yoğun. Spock ve Vulcan'lar içinse önemli.
Et je suis touché par une chose en particulier :
Çünkü, Vulcan'a gidip ilk defa diğer Vulcan'ları görecektik. "Uzun ve iyi yaşa" o senaryoda Theodore Sturgeon tarafından yazılmıştı.
les fans de Star Trek, cette série que nous adorons tous, portent une attention méticuleuse à nos scénarios.
Vulcan'ların lideri T'Pau ile tanışacağım bir sahne vardı.
Michael Piller a eu l'idée géniale de proposer aux fans de soumettre des idées d'histoires.
Ah. Vulcan plomeek çorbası.
De la soupe vulcaine au plomeek!
2.8 ışık günü kayıpla rotayı Vulcan'a çevirebilirsiniz.
Si vous faites un détour par Vulcain, vous ne perdrez que 2,8 jours-lumière.
İznimi Vulcan'da kullanmak istiyorum.
Je souhaite aller en permission sur Vulcain.
Vulcan üzerinden Altair VI'a gitmek üzere yoldayız.
Nous faisons route vers Altaïr VI avec une escale prévue sur Vulcain.
Vulcan'da durmak için yeterli zamanımız yok.
Nous n'avons pas le temps de nous arrêter sur Vulcain.
Hızımızı maksimuma çıkarıp rotamızı Vulcan'a çevirsek törenlere ne kadarlık bir gecikmeyle ulaşırız?
Avec combien de retard arrivera-t-on à la cérémonie si nous passons en vitesse maximum et faisons un détour rapide par Vulcain?
Rotamız Vulcan, Kaptan, Mr. Spock'ın emrettiği gibi.
Nous nous dirigeons vers Vulcain, comme l'a ordonné M. Spock.
Rotamızı Vulcan'a değiştirmişsin.
Vous avez changé le cap pour aller vers Vulcain.
Önce Vulcan'a gidiyorduk sonra Altair'e ve şimdi tekrar Vulcan'a.
D'abord, cap sur Vulcain, puis cap sur Altaïr, puis de nouveau cap sur Vulcain.
- Spock'ı Vulcan'a götürmelisin.
- Il faut emmener Spock sur Vulcain.
Hemen. Onu sekiz gün içinde Vulcan'a götürmezsen ölecek.
Tout de suite, sinon il mourra dans huit jours.
- Vulcan biyolojisi.
- De la biologie vulcaine.
Ve... seni bir şekilde Vulcan'a ulaştıracağım.
Et... je trouverai le moyen de vous envoyer sur Vulcain.
Belki de her ihtimale karşı Vulcan'a dönüş için bir rota çizmelisin.
Peut-être devriez-vous déterminer une trajectoire vers Vulcain, au cas où.
Vulcan'a gitmeliyim.
Je dois faire un détour par Vulcain.
Vulcan için rota çiz.
Enregistrez un cap vers Vulcain.
- Vulcan'a gidiyoruz demeye geldim.
- Nous faisons route vers Vulcain.
Vulcan.
Vulcain.
- Vulcan selamlama frekansındayız.
- On peut communiquer avec Vulcain.
Burası Vulcan Uzay Merkezi.
Ici le Commandement central vulcain.
Ve tüm Vulcan adına hoş geldiniz.
Nous vous souhaitons la bienvenue.
Şimdi "Vulcan kadar sıcak" deyimini anlıyorum.
Je comprends l'expression "Chaud comme Vulcain".
Bu Vulcan kalbi.
C'est le coeur vulcain.
Bu Vulcan ruhu.
C'est l'âme vulcaine.
- Vulcan kanı sende... seyrek diyorlar.
- Vous n'êtes pas... un vrai Vulcain.
Tüm Vulcan'ın özeti gibi.
Tout Vulcain est rassemblé ici.
Vulcan mertliği bu mu? Hava Kirk için çok ince.
C'est comme ça que les Vulcains combattent?
Vulcan'a bunun için gelmedim, değil mi?
Je ne suis pas venu sur Vulcain pour ça.
T'Pau'un, Enterprise'ın Vulcan'a gitmesi ricası onaylandı.
La demande de déviation de l'Enterprise émise par T'Pau a été accordée.
Vulkan'ın Federasyon kapsamında olduğunu biliyorlar.
Ils savent que Vulcan fait partie de la Fédération.
Onu götür, Vulkanlılar, Federasyon üyesidir, bir casus olabilir.
Vulcan fait partie de la Fédération. C'est peut-être un espion.
Önce Vulcan'a gidiyorduk, şimdi Altair'e gidiyoruz.
Je pensais ne jamais le revoir.
Sonra tekrar Vulcan için yola koyulduk, ama şimdi Altair'e gidiyoruz.
Mais ça vous montre bien l'état d'esprit de ces fans.
Bana Vulcan'ları sordular,
Ca fait 2 ans que je le traîne avec moi aux différents congrès.
Rotayı Vulcan'a çevirin.
Mettez le cap sur Vulcain.