Vulkan translate French
537 parallel translation
Bir Vulkan sadakatsiz olamaz. Bu şimdiki komutanıyla ilgili olarak da geçerli.
Un Vulcain ne peut se montrer déloyal envers ses supérieurs.
- Berlin'den. Johnnie Vulkan. - Ah, evet.
- De Johnnie Vulkan qui est à Berlin.
Samantha Steel, Johnnie Vulkan.
Samantha Steel, Johnnie Vulkan.
Vulkan bize, birisini geçirmemizi istediğinizi söyledi.
Vous voulez faire passer quelqu'un?
Şu Vulkan'ın, Broum denen adamla bir bağlantısı olduğuna inanıyorum.
Je crois que Vulkan est de connivence avec Broum.
Vulkan adamın ta kendisi, yani Paul Louis Broum.
Vulkan est Paul Louis Broum.
1 944'te, ismi Johnnie Vulkan olan bir direnişçiyi öldürdü.
En 1944, il a tué un résistant nommé Vulkan.
Gittilerse Vulkan üstünde bir etkim kalmadı demektir.
Alors, je n'ai plus de moyen d'action sur Vulkan.
Acil çıkman gerekirse Vulkan'a sor!
Adressez-vous à Vulkan.
Samantha'ya, senin ve Vulkan'ın Broum ile çalıştığınızı hep söyledim.
Vous et Vulkan étiez de mèche avec Broum.
Vulkan nerede?
Où est Vulkan?
- Vulkan'ın planı nedir?
Quel est le plan de Vulkan?
Ona, senin hikayene inandığımı söyle, ne yaparsan yap, onu konuştur. Bunları Vulkan'a ver.
Remettez-lui ceci.
- Tabii, biliyoruz. Bir Vulkan kanından geliyorlarsa, ki sanırım geliyorlar, bir saldırı zorunlu oluyor.
S'ils ont du sang vulcain en eux, et c'est probable, alors il faut impérativement attaquer.
- Onlar için öyle. Vulkan'da aynen Dünya gibi sömürge bulma süreci yaşadı.
Vulcain, comme la Terre, a connu une période de colonisation.
Vulkan bu defa senin yardımın olmadan bunu yapacağız
Cette fois-ci, nous nous passerons de vous, Vulcain.
Van Gelder'in aklını araştırmak için eski bir Vulkan tekniği kullanmalıyım.
Je dois utiliser une méthode vulcaine pour sonder l'âme de Van Gelder.
Vulkan insanları için bu özel bir şeydir.
C'est quelque chose de personnel pour les Vulcains.
- Sen yarı Vulkan'lısın, değil mi?
- Vous êtes en partie vulcain, pas vrai?
Ya da hiç âşık olup olmadığımı sor. Bana gezegenin Vulkan'ın dolunaylı sakin bir gecede nasıl gözüktüğünü anlat.
Dites-moi à quoi ressemble Vulcain, l'été, par une soirée de pleine lune.
- Vulkan'da ay yoktur, Bayan Uhura.
- Vulcain n'a pas de lune, Mlle Uhura.
Vulkan'lar sınırlı telepatik yeteneklere sahiptir.
La télépathie est innée chez les Vulcains.
Takdirnameler, Vulkan Bilimsel Şeref Madalyası.
Décorations : légion d'honneur et médaille de la bravoure.
Teğmen, ben yarı Vulkanım.
Lieutenant, je suis à moitié vulcain.
Vulkan'ın Federasyon kapsamında olduğunu biliyorlar.
Ils savent que Vulcan fait partie de la Fédération.
Seni o Vulkan kulaklarından astıracağım.
Tu seras pendu par les oreilles.
- Ben bir Vulkan zihin testi öneriyorum.
- Je suggère une fusion mentale.
Açıkça, Vulkan olmayan dille, İngilizce olarak, şanslıyız.
Traduction : on a eu de la chance.
- Babam Vulkan gezegeninden.
- Mon père vient de Vulcain.
Vulkan aklın başında değil.
Vous perdez votre tête de Vulcain.
Binbaşı Sonak'ın ailesini Vulkan Elçiliğinden bulabilirsiniz.
Les Sonak peuvent être joints par l'ambassade de Vulcain.
Mümkünse o da Vulkan olsun.
Par un Vulcain, si possible.
Son duyduğumda Vulkan'daydın.
Nous vous savions sur Vulcain...
Vulkan'dayken, bugüne kadar karşılaştığım en güçlü bilinci algılamaya başladım.
Sur Vulcain, un appel a retenti en moi, plus puissant que tous les autres.
Bones, Seleya Dağı Vulkan'da.
Il est sur Vulcain.
Büyükelçi, Vulkan'a gelip size başsağlığı dileklerimi bizzat iletecektim.
M. l'ambassadeur, je serais venu sur Vulcain vous exprimer ma sympathie.
Onunla birlikte Vulkan'a gelmeliydin.
Vous deviez l'amener sur Vulcain, vous le savez.
İkisini de Vulkan'daki Seleya Dağı'na getirmelisin.
Les conduire au mont Seleya sur Vulcain.
Doğrusunu istersen Vulkan tasavvufundan hiç anlamam.
Je n'ai jamais compris le mysticisme vulcain.
Hastalığına teşhis koyduk : Vulkan zihin birleşmesi.
Vous souffrez d'une fusion mentale vulcaine.
Yakında Vulkan kanının yandığını hissedecek.
Bientôt, il sentira brûler son sang vulcain.
Bütün Vulkan erkekleri her 7 yılda bir katlanmak zorunda oldukları şey.
Les Vulcains mâles doivent le subir tous les 7 ans.
Kulaklarında bir sivrilik göremiyorum, ama bir Vulkan gibi konuşuyorsun.
Vos oreilles ne sont pas pointues, mais vous parlez comme un Vulcain.
Vulkan'ın en büyük hocalarından biri olacağı öngörülüyordu.
Il était évident qu'il deviendrait un des grands érudits de Vulcain.
Vulkan inanışınca yasaklanan bir bilginin peşindeydi.
Le savoir qu'il briguait était interdit par nos croyances.
Taraftar aramaya başladıktan sonra Vulkan'dan sürüldü.
Il a fait du prosélytisme et a été banni de Vulcain, à jamais.
Sybok'un annesi Vulkan Prensesi'ydi ama kardeş gibi büyütüldük.
C'est exact. Sa mère était une princesse vulcaine. Après sa mort, on a été élevés ensemble.
Sen de Vulkan.
Vous aussi, Vulkan.
Organialıya benzemiyor. Vulkan'lı bir ticaret adamı, belki.
Un marchand vulcain peut-être.
Bir Vulkan'lı.
Un Vulcain.
Son sürat Vulkan'a.
Droit sur Vulcain.