English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vücudun

Vücudun translate French

1,860 parallel translation
Senin yaşında olduğum dönemi hatırlıyorum her şey değişir vücudun, düşünme şeklin hissetme şeklin.
Tu sais, je me souviens quand j'avais ton âge. Tout change... dans ton corps, dans ta tête, et ce que tu ressens.
Bu senin vücudun başkasının değil ve sen kendi vücudunu sevebilirsin.
C'est ton corps. Il n'appartient qu'à toi, et tu devrais juste... Tu dois juste l'aimer.
Bu vücudun alarm sistemidir.
C'est le système d'alarme de notre corps.
Vücudun geldiği gibi gitmesi gerektiğine inanırlar.
Ils pensent que le corps doit partir comme il est venu.
Vücudun yalan söyleyebilir ama etrafındaki ışığın asla.
Car la chair peut mentir mais l'aura ne peut pas
- Vücudun alışması zaman alıyor.
- Il faut un temps pour s'habituer.
Bazı ilaçlar vücudun kendi kendini serinletmesini engelleyebilir ama öyle olup olmadığını görmek için Abby'nin toksin raporunu bekleyeceğiz.
Tu sais, certains médicaments peuvent interférer Avec les processus de régulation thermique du corps, mais nous devrons attendre le rapport de toxicologie d'Abby pour voir si c'est un facteur.
1080, sodyum fluoroasetatın özel adıdır. Vücudun oksijeni işleme özelliğini engeller,... kalp durmasına neden olur.
1080 c'est le nom commun du sodium fluoroacétate, qui perturbe les possibilités du corps à utiliser l'oxygène, induisant l'infarctus.
Ve Beth Selby'nin kanında anti-Rh pozitif antikorlar çıkacak. Yani kadınlar hamile olunca vücudun ürettiği antikor.
Et le sang de Beth Selby va indiquer la présence d'anticorps anti-Rh positif, lesquels sont produits par la femme quand elle est enceinte.
Seninle konuşsaydım, atletik vücudun sağlıklı baldırların, etkileyici özelliklerin hakkında konuşurdum.
Dans votre cas, j'aurais parlé de votre physique de coureur, de la tonicité de vos mollets, de vos cuisses impressionnantes.
Sağlıklı bir vücudun var Nina.
Vous avez un corps sain, Nina.
Polimer parçacıkları, ilacı vücudun gerekli bölgesine taşır.
Les particules polymériques amènent la drogue exactement où elle doit être libérée.
Vücudun tüm hücrelerini işgâl ederek molekül yapısını biyometale dönüştürüyor böylece insan vücudu içeriden dönüştürülmüş oluyor.
Ce virus remplace les cellules du corps par une structure moléculaire en bio-métal. Le corps humain est peu à peu transformé en machine.
Biliyor musun, çok şıksın ve bunun gibi gerzek bir herifle takılmak için fazla güzel bir vücudun var.
Tu sais, tu es bien trop classe et bien trop bien foutue pour traîner avec un gland pareil.
Vücudun o kadar da harika değil.
Tu n'es pas si bien foutue.
Dünya simgesi, karanlık niyet 2 ters şekil bu başka bir vücudun yaşamı ve geyik boynuzu şekli..... bu da eski yaşamın tekrar dönmesi.
Le cercle de notre monde. De sombres desseins. Le champ inverse du 2, autrement dit la vie destinée à un autre corps.
Hidrojen sülfat, vücudun ihtiyaç duyduğu oksijenin yerine geçer.
Le sulfure d'hydrogène prend en charge les besoins de l'organisme en oxygène.
Vücudun parçalanışının kameradaki görüntüleri.
- L'image du corps est démembrée par la caméra.
Kamera cinsel bölgeyi çekerken sadece vücudun belli bir bölümünü izleriz.
- On ne voit qu'un aprtie fragmentée du corps, vu que la camera n'enregistre que les parties génitales.
Vücudun parçalanması değil önemli olan vücudun görüntüsünü parçaladığımızda sansür kurulunu yok etmiş oluruz.
- Ce n'est pas le démembrement du corps en lui même, c'est plus important, -... on démembre "l'image" du corps, puis on peu détruire la censure.
Vücudun normal bir şekilde çalışıyor.
Votre organisme fonctionne correctement.
Ameliyat sırasında, vücudun bebeğin kalp-akciğer makinesi gibi hizmet verecek.
Pendant l'opération, votre corps servira d'assistance respiratoire et cardiaque au bébé.
Sol el, vücudun altında kalmış.
Ostéoporose Et... oui
ve çekecekler, öylesine çekecekler ki vücudun çılgına dönecek.
et ils tireront fort, si fort que votre corps se compulsera.
İçindeki hayat çekilirken, vücudun nasıl kıvrandığını, siz zaten çok iyi bilirsiniz doktor bey.
Vous savez bien, Herr Doctor, comme le corps se révolte quand la vie le quitte.
Vücudun soğuğa karşı verdiği bir tepkidir.
C'est une réaction au froid.
Bir meslektaşımın söylediğine göre vücudun bu hastalıkla savaşabilmesi için yapılacak en iyi şeyin egzersiz yapmak olduğunu söyledi.
Bien, j'ai entendu parler d'une théorie intéressante. Un jeune monsieur de ma connaissance jure Qu'il peut combattre la maladie directement en se faisant suer naturellement par de l'exercice toutes les nuits.
Ne hoş vücudun var senin öyle!
Quel corps de rêve, dis donc!
Vücudun kendini toplasın.
Laissez souffler votre corps.
Vücudun, dört parçaya ayrılacak.
Votre corps sera coupé en 4.
Zihnin ve vücudun Funke, zihnin ve vücudun.
L'esprit et le corps, Funke. L'esprit et le corps.
Vücudun bozuk eti kusması gibi, kafirler de güzel Dunsboro'nun bağrından uzaklaştırılacaklar.
Comme le corps régurgite les mets gâtés, l'impie doit être arraché du sein de l'honnête Dunsboro.
Vücudun değişiyor.
Eh bien, votre corps change.
Clark, vücudun zarar görmüyor olabilir ama zihninin de zarar görmeyeceğini kim söyledi?
Ton corps est peut-étre invincible, mais qui sait si ton cerveau l'est?
Vücudun, para dolu bir kumbara.
Ton corps vaut de l'or.
Aşı vücudun etli bölgesine yapılacak.
Injecte le vaccin dans une partie charnue du corps.
Tanrım, vücudun harika!
Mon Dieu, c'est la grande forme.
18 yaşında bir kız gibi vücudun var.
Et bien, tu as le corps d'une ado. Tu...
Özet olarak, top mermileri küçük parçacıklar halinde etrafa dağılarak organ kaybına, kafa kopmasına, vücudun ikiye bölünmesine dörde bölünmesine ya da insan bedeninin fena halde sakat kalmasına sebep olur.
En résumé, les éclats d'obus vont fractionner, amputer, décapiter, sectionner, fendre, ( verre brisé ) et mutiler grossièrement le corps humain.
Teknisyenler vücudun sıcaklığını olay yerinde 21 derece olarak ölçmüşler.
OK, quand mon technicien a pris la température du corps de votre victime sur place, elle était de 21 ° c.
Vücudun DNA eşini bulduk.
On a eu une correspondance grâce à l'ADN pour le corps.
Ne? Vücudun o parçasının, klinik terimi bu, Booth.
C'est un terme médical pour cette partie du corps.
"Wow, harika bir vücudun var" demelerini mi?
"Wow, vous le savez, vous avez vraiment une grande construction."
Nasıl olurda vücudun sana ihanet eder?
À cause de ce corps qui vous a trahi.
Bence vücudun tam bir...
Je dirais que tu as un corps de...
Vücudun fabrika ayarlarına geri dönmesi gibi.
Le corps revient à ses paramètres de départ.
Gerçekten.Senin mükemmel bir vücudun var.
Sérieusement, vous avez, genre, le corps parfait.
Böyle bir vücudun tadına kim bakmak istemez ki?
Je veux dire qu'il ne voudrait pas marquer un corps comme cela?
Şimdi vücudun zehri metabolize edecek ve serum kanında oluşacak. Ne?
Ton corps absorbe le poison et le sérum anti-virus se créera dans ton sang.
Uyuşturucu kullandığında, 30 güne kadar... vücudun ürettiği enzimi tespit edebiliyorsun.
On peut détecter l'enzyme que le corps produit 30 jours après la prise.
Vücudun kan ürünlerine tepki gösterdi.
Je mets une autre perf.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]