English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ V ] / Vücutlarımız

Vücutlarımız translate French

238 parallel translation
Vücutlarımız toprak, düşüncelerimiz çamur bizim, ve ölümle yatıp ölümle kalkarız.
Nos corps sont de terre et nos pensées de glaise. Nous dormons et mangeons avec la mort.
Yüzlerimiz 45 gösteriyor, vücutlarımız ise 18 yaşında.
A nous voir, on nous donnerait 45 ans, mais notre corps en paraît 17...
Boğulmuş vücutlarımızı açıp, nefes almalarını sağlamalıyız.
Il faut apprendre au peuple à libérer un corps qui étouffe.
Vücutlarımız o kadar beyaz değil ama güçlü.
Nos corps moins blancs, mais moins fragiles.
Belki de yaşam gücü, ruhlarımız vücutlarımızı terkedince, Tanrının evrenine geri dönüyoruz, hayatın bir parçası olmanın güvenli olduğu yere.
Sans doute, quand notre âme quitte notre corps, retournons-nous à l'Univers Céleste et participons-nous à la vie de la nature?
James, yeni vasiyetname. Ölümlü vücutlarımızın çürümesi. Vaazımın içine bunu da katmamı ister misin?
Vous voulez que j'introduise ce thème dans mon sermon...
Vücutlarımız hayal bile edemeyeceğimiz durumlara uyum sağlamaya elverişli.
Notre corps est une mécanique que nous devons essayer de comprendre.
Vücutlarımızı da o paraya satıyoruz.
On se vend pour 40 yens, c'est kif-kif!
Vücutlarımızın bedelinin et ile aynı olması çılgınca bir şey.
Notre corps, c'est pas de la bidoche!
Bir arada yatalım. Vücutlarımız bizi sıcak tutacak. Aynı Eskimolar gibi.
Utilisons notre chaleur humaine, comme le font les esquimaux.
Vücutlarımız arasındaki sorunlardan oluşmuş bir boşluk ve bunu bünyesinde barındıran kutsal ruh olarak adlandırılan şey.
La contradiction entre le corps, qui est matière, et le miracle qu'il accomplit : l'âme éternelle.
- Vücutlarımızı çalmak için mi?
- Pour pouvoir voler nos corps?
Vücutlarımız, Sargon.
Nos corps, Sargon.
Sonra da mekanik vücutlar yapıp, aklınızı onlara nakletmeyi ve vücutlarımızı geri vermeyi mi düşünüyorsunuz?
Vous voulez construire des corps mécaniques pour accueillir vos esprits et ensuite nous rendre nos corps?
Vücutlarımız kesilmiş ve yara iziyle dolu, sanki savaştan çıkmış gibi kan kaybı ve sürekli acı yaşama gücümüzü tüketmeye başladı.
Nos corps tailladés et traumatisés, comme au cœur d'une bataille, la perte de sang et la douleur constante ont fini d'assécher notre vitalité.
Küçük bir duş alanı kuracağız ki küçük sevimli vücutlarımızı yıkayabilelim. Değil mi Barbara?
On va monter une douche et nous faire beaux, hein, "Barbara"?
On yaşında birbirimize vücutlarımızı gösterirdik.
Elle habitait à l'étage au-dessus.
Kollarımız serbest kaldı ve vücutlarımız serbest oldu ve şimdi biz güzeliz.
Nos poitrines sont gonflées et nos bras sont libres, tout comme nos corps.
Göğsümüz dolu. Vücutlarımız ılık.
Nos poitrines sont gonflées, nos corps sont chauds.
Vücutlarımız hep karşı koyardı. - Hatırlıyorum.
j'en avais sept.
Düşünün, kendi yuvalarımızda yaşarken, kuru, sıcak ve yumuşak vücutlarımız vardı.
Rappelez-vous, nous vivions dans nos propres terriers : Douillettement, bien au sec et au chaud.
Bu oyunu sürdürdük ta ki vücutlarımız bir diğerini keşfetmeye başlayana dek vücutlarımızı karşılıklı yoklamış, yoklamıştık, hatırlıyor musun?
On jouait à ce jeu... jusqu'au moment ou nos corps ont commencé à se chercher,... tu t'en souviens?
Ve çok büyük miktarlarda bilgiyi vücutlarımızın dışında depolamayı öğrendik.
Nous avons donc appris à accumuler l'information... à l'extérieur de notre corps.
Dünya'da, vücutlarımızı zevk için kullanırız.
Ça ne m'intéresse pas. Sur Terre, on se sert les uns des autres pour se donner du plaisir.
Mesela vücutlarımız gibi bir kompleks yapı. Tek tek hücrelerden başlar.
Toute structure complexe, comme nos corps... commence par des cellules.
Aralık ayıydı,... ama içerisi ılıktı çünkü vücutlarımızın ısısı içeriyi ısıtıyordu.
Là encore, les familles ne furent pas séparées, vieux... jeunes... rien ne fut touché... ni leurs cheveux ni leurs bagages, ils portaient leurs vêtements civils.
Değer verdiğimiz şeyler, sevdiklerimiz, dostlarımız, vücutlarımız, zekamız, hepsi bize ödünç verilmiştir.
Tout ce que nous chérissons... nos bien-aimés, nos amis, notre corps, notre esprit... nous sont prêtés. Nous devons les rendre.
Vücutlarımızın kutsallığı bozuldu, değiştirildi.
Nos corps ont été violés, changés.
kısa zamanda onları uzaklaştıramazsak, vücutlarımız hücresel bağlarını kaybetmeye başlayacak.
Si on ne les élimine pas, nos corps vont perdre leur cohésion cellulaire.
Onun da maddesel bir yapısı olmaz, fakat bu boyuta geri döndüğümüzde her şey bıraktığımız gibi karşımıza çıkar. Binalar, ağaçlar, hatta vücutlarımız.
Elle devient immatérielle elle aussi, mais quand nous revenons, tout est comme nous l'avions laissé, les bâtiments, les arbres, même nos corps.
Vücutlarımız bu şekilde çalışmadığı için şanslıyız.
Nos corps ne fonctionnent pas ainsi.
Hepimizin içinde bulunan,... insan ruhunun gölgelerinde saklanıp ortaya çıkmayı bekleyen,... ve vücutlarımızı hırpalayan bir canavar gibi kötü bir şey mi bu?
Le mal est-il inné en chacun de nous, tapi dans l'ombre de chaque âme humaine, prêt à surgir? Monstre qui viole notre corps et asservit notre volonté?
Vücutlarımızın nesillerin üreme ihtiyacı için kullanılan basit araçlar olduğunu öne süren teoriler var.
Vraiment? Selon certaines théories, nos corps ne font que servir de véhicule à la reproduction des gènes.
Bizim vücutlarımız oradan çocuk bile geçiriyor.
C'est conçu pour laisser passer un bébé! Ouais, mais.. la vache!
Rol yapma kısmından sonra kızları ve erkekleri ayrı odalara koyuyorlar... ve bir kadın danışman bizimle vücutlarımız hakkında konuşuyor.
Et après le petit jeu de rôle, ils séparent les garçons et les filles, et une CPE vient nous parler de notre corps.
Yani, Greg ile olan seksi bir tür meditasyon gibi düşünüyorum... vücutlarımızın daha yüksek bir bilinç düzeyinde birleşmesi gibi.
J'aime croire que l'amour avec Greg est une forme de méditation... où nos corps s'unissent pour atteindre de plus hauts sentiments.
Vücutlarımız birbirine karıştı...
Nos deux corps ont littéralement... fusionné.
Vücutlarımız bu tür istilacılara karşı doğal savunmalara sahiptir.
Mais le corps a des défenses naturelles contre cela.
Vücutlarımız aslında, grup olarak sosyal hayat yaşayacak şekilde tasarlanmamış.
Nos corps n'ont pas été conçus pour la vie de groupe.
Evrim vücutlarımızı her yönüyle hayatın 3 milyar yıl önceki gibi, buhar havuzlarında basit oluşundan bugüne atalarımızın vücudundan adapte etmiştir.
L'Evolution a adapté nos corps à partir de ceux de nos ancêtres, et ce depuis que la vie est apparue dans les marmites bouillonnantes d'il y a 3 milliard d'années.
Vücutlarımız da hayatta yeni zorluklarla karşılaşır ve herbiriyle uğraşmak için çalışırız.
Notre corps doit lui aussi faire face à plusieurs défi et nous nous métamorphosons pour y faire face.
Ve şimdi de, vücutlarımızı Tanrı'nın yarattığını ve eğer vücutlarımızı Tanrı yarattıysa ve seks vücudun kendini ifadesiyse Tanrı'nın yarattığı seksin nasıl günah olabileceğini mi söyleyeceksin?
Après tu vas me dire que Dieu a créé le corps... et que, puisque le sexe est une expression de ce corps créé par Dieu... comment une action produite par ce corps pourrait être considérée comme un pêché?
YaşIı olanlarımız tökezlediğinde... gençlerimiz bayrağı devralacak ve vücutları harap olana dek taşıyacaklar.
Quand les plus anciens d'entre-nous hésiteront... La jeunesse se dressera et résistera jusqu'à sa déchéance physique.
Hiçbir söz, hiçbir öpücük ve vücutlarınızın hiçbir hareketi..... benden esirgenmeyecek.
Chaque mot, chaque baiser, chaque geste, rien ne m'échappera.
Vücutlarımız kendinden geçmiş halde.
Il y a beaucoup de couleurs.
Vücutlarımız birbiri içinde erimiş, kan kırmızı bir havuzda yıkanıyor gibiyiz.
Je vois tout en rouge.
Coşkulu genç aşık Mösyö Redfern, orada Arlena'nın beyaz mayosunun... ve kırmızı Çin şapkasının üstüne doğru eğiliyordu. Birkaç gün önce de belirttiğim gibi plajda yatan tüm vücutlar... birbirlerine benzerler.
L'ardent jeune amant, M. Redfern... penché sur un corps superbement hâlé... portant le maillot blanc d'Arlena... et le chapeau rouge du Tonkin.
Öbür kadınların vücutları bizim oyuncağımız olur.
Le corps des autres femmes sera notre jouet
Birlikte olduğumuz eğlencenin zirvesinde olduğumuz, en romantik aktivitelerimizde, aşkımızın vücutlarımızdaki fiziksel izdüşümü anında, ve Bundy'ler de her ne yapıyorsa... kişisel mahremiyetimiz ihlal edildi.
Du beurre!
Adamlarımın vücutlarını kullanarak bizim sempatimizi kazanacağınızı mı düşündünüz?
Vous pensiez gagner notre sympathie en utilisant leur identité?
Aldığımız raporlar kabataslak olsalar da insanların mutasyona uğrayarak değiştiklerini vücutlarının şişip çarpıklaştığını bildiriyor.
Nous avons des informations, incomplètes pour la plupart... de mutations, leurs corps enflent et se déforment... changeant d'une manière ou d'une autre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]