Wembley translate French
49 parallel translation
- Wembley'e.
- A Wembley!
Ama Wembley'de oyun başlamıştı.
Mais le match a repris à Wembley.
Son olarak, bu akşam Wembley'deki uluslararası iğrenç nesnelerde İngiltere, İspanya'yı çürük balıkçıla karşı bir tabak haşlanmış irinle yendi.
Enfin, dans le concours international d'objets répugnants de Wembley, l'Angleterre a battu l'Espagne avec du pus braisé contre un héron putride.
- Wembley'ydi.
- Wembley.
Ed Brown, Bill Wembley,
Ed Brown, Bill Wembley,
Boksta Bu Akşam'da Britanya ve İmparatorluk Ağır Sıklet Şampiyonu Jack Bodell var.
En direct de l'Empire Pool de Wembley, avec le grand combat de poids lourds entre Jack Bodell, champion poids lourd de l'Empire.
- Rastelli?
Captain Wembley!
Neydi bu, Wembley stadyumu işi mi?
Sous les verrous. Le coup du Stade de Wembley?
Wembley isminde.
Agent WembIey.
Saçma! Ve tabiki de memur Wembley'i unutmayalım.
Et n'oublions pas l'agent WembIey.
Londradan Philip Popeu çağır, Wembleyi on dakikada düzeltti.
Qu'Annie appelle Philip Pope à Londres. A Wembley il avait fait des miracles.
"Yarının Atlıkarıncası"
LE CARROUSEL DU FUTUR AVEC EDGAR WEMBLEY III
Bay Wembley?
Monsieur Wembley?
Wembley stadyumu 66'dan bu yana böylesine tanık olmadı.
Wembley n'a pas vu un tel joueur depuis 66.
The Junk Dogs'ı ağırlayabilir miyiz diye soruyor. The Junk Dogs Amerikalı bir rock grubu. Üç gece sonra Wembley Arena'da beş gece konser verecekler.
Comment un hôte qui paie 200 livres pour une nuit à l'hôtel refuse-t-il de payer un chocolat?
Sen onu yedi yüz elli yap. Ben Burlington'ı arayacağım.
C'est leur troisième concert sur une série de cinq à Wembley.
Wembley, 1948'de.
A Wembley, en 1948.
Wembley Stadyumunun ikiz kuleleri... İngiliz futbolunun katedrali...
Les tours jumelles du stade de Wembley, cathédrale du foot anglais.
Yeni takımınızla ilk maçınıza Wembley'de çıkmanız hiç fena sayılmaz.
Belle façon d'ouvrir la saison avec sa nouvelle équipe.
Bir aya kadar Wembley'de Charity Shield maçı demek bu...
Ça veut dire le Charity Shield à Wembley dans un mois.
Wembley stadyumu, Red Rocks...
Wembley, Red Rocks.
Küçük oğlu York Dükü'nden Londra, Wembley'deki Kraliyet Sergisi'nin kapanış konuşmasını yapmasını ister.
Il demande à son second fils, le Duc d'York, de prononcer le discours de clôture de l'Exposition de l'Empire à Wembley, banlieue de Londres.
Burası BBC Ulusal Programı ve İmparatorluk Servisi. Wembley Stadyumundaki Kraliyet Sergisinin kapanışına bağlanıyoruz.
Vous êtes sur le Programme National de la BBC et le Service de l'Empire, qui vous amène au Stade de Wembley pour la cérémonie de clôture de l'Exposition de l'Empire, où Son Altesse Royale, le Duc d'York,
Bertie, ben sizi Wembley'de dinledim.
Bertie, je vous ai entendu à Wembley.
Wembley Stadyum'unda gerçekleşecek bağış konserlerinde yer alan gruplar arasında The Who, Queen, David Bowie, Elton John, Sting ve U2 yer alıyor.
Joueront au concert du Live Aid au stade de Wembley : les Who, Queen, David Bowie, Elton John, Sting et U2.
Ve hiç merak etme, Wembley'de çaldığımızda sana bir VIP girişi ayarlarız.
T'auras un passe VIP quand on sera à Wembley.
Sonra John Silva "Wembley Stadyumu'nda çalmak ister misiniz?" diye sordu.
{ \ pos ( 192,210 ) } Puis John Silva a demandé si on voulait jouer au stade de Wembley.
"Tanrım, Wembley Stadyumu'nda sahneye çıkmak zorundayım lan." diye düşündüm.
"Je dois jouer au stade de Wembley, bordel."
Sabah kalktığımda da "Wembley'de çalacağız lan!" oluyordum.
Et je me réveillais le matin : "On joue au stade de Wembley!"
Wembley o kadar büyüktü ki dev bir canavar kasesinin içindeymişsin gibiydi.
Wembley, c'est immense, c'est comme jouer dans une espèce de cuvette géante.
Tam bir sinir harbiydi, çünkü Wembley Stadyumu'ndaydık.
C'était dur pour les nerfs car c'était le stade de Wembley.
Wembley Stadyumu gibi bir yerde 85,000 kişiye çaldıktan sonra... "Tanrım, şimdi ne yapacağız?" diye boşluğa düştüğümüzü tahmin edersiniz.
On pourrait imaginer qu'après avoir joué au stade de Wembley, devant 85 000 personnes, on ne sache plus quoi faire.
Performansım tüm Wembley titretiyor.
Je fais trembler le stade de Wembley!
Maria ve ben Wembley'deki eski evimize geçeceğiz..
Avec Maria, on déménagera dans notre vieil appart.
Şimdiki adı Wembley Arena olan Empire Pool Konserlerini kaydetmem istendi.
On m'a demandé d'enregistrer Pink Floyd à l'Empire Pool, qui s'appelle maintenant Wembley Arena.
Wembley'de 90 bin kişiden söz ediyorum.
Ils veulent Wembley pour la revanche. 90 000 personnes.
Bayanlar baylar! Wembley! Takımları alkışlayalım, lütfen.
Mesdames et messieurs, Wembley, veuillez accueillir les équipes.
Wembley'de çıkmalıyız.
On devrait se faire... Wembley.
Wembley.
Wembley.
Hata nedir, bilir misin?
Vous savez ce qu'est un défaut, Wembley?
Bir saat içinde, Wembley Stadyumu'nda sahanın tam ortasında ol.
Soyez au stade de Wembley au centre du terrain dans une heure.
Az önce Wembley stadyumunda yaşanan patlamayla ilgili haberler hâlâ geliyor.
On continue de recevoir des infos sur une explosion au stade de Wembley il y a quelques instants.
Bauer, başkanlık makamından onu çıkardı ve Wembley'e götürdü.
Bauer l'a extrait des quartiers présidentiels et l'a conduit à Wembley.
'Wembley'de İngiltere İskoçya'ya karşı.'
- Angleterre-Écosse à Wembley.
'Sonraki sınav.İspanya.Bu öğlen saat üçte Wembley'de.
Prochain match : l'Espagne. Aujourd'hui 15 h à Wembley.
'Wembley'de coşku dolu görüntüler ve eminim benzerleri ülke içinde de.
Le public de Wembley est en extase, comme le reste du pays, je parie.
'Wembley içindeki gerginlik neredeyse dayanılmaz.
La tension ici à Wembley est presque insupportable.
İyi akşamlar, Wembley!
Bonsoir, Wembley!
"Wyld Stallyns, Wemley Stadyumun'da Konser verecek"
LES ÉTALONS SAUVAGES VONT JOUER À WEMBLEY