Wendice translate French
37 parallel translation
Wendice.
J'y suis!
Anladığım kadarıyla çavuş sizi sadece birkaç dakika gördü Bayan Wendice. Evet.
L'inspecteur ne vous a vue que brièvement.
Siz saati fark ettiniz mi Bayan Wendice?
Vous vous souvenez de l'heure?
Bayan Wendice, dün gece olanları bana aynen gösterebilir misiniz?
Montrez-moi ce qui s'est passé hier soir.
Bayan Wendice, neden polisi olaydan hemen sonra aramadınız?
Pourquoi ne pas avoir prévenu la police immédiatement?
Dün gece Bay Wendice'le beraber olduğunuza göre bize yardımcı olabilirsiniz.
Vous pourrez peut-être nous aider.
Bay Wendice'in saati durmuştu, saatlerimize bakmıştık.
Vous en êtes sûr? Sa montre s'était arrêtée et on a vérifié l'heure.
Bildiğiniz gibi, Bayan Wendice gelip telefona bakmak istediğinde saldırıya uğramış.
Mme Wendice a été attaquée au moment où elle lui répondait.
Bay Halliday, Bay ve Bayan Wendice ifade vermek üzere ofisime geliyor. Lütfen bana adresinizi verin.
M. et Mme Wendice vont venir faire leur déposition.
Bayan Wendice'le ilişkinizden haberi var mı?
Il est au courant de vos rapports?
Sözünü etmedim, çünkü Bay Wendice'in bu ilişkiyi bildiğinden emin değildim.
Je ne voulais pas en parler devant lui.
Bayan Wendice mektubumu kaybettikten sonra bu iki notu almış.
Mme Wendice a reçu ça après avoir perdu ma lettre.
- Tam olarak ne duydunuz Bay Wendice?
Qu'avez-vous entendu?
Roger karakola geliyor. Bay Wendice, size tavsiyem...
Il va nous rejoindre au commissariat.
Avukatımız ihtiyacımız olan tavsiyeyi verecektir, teşekkürler.
M. Wendice, je vous conseille... Notre avocat nous conseillera!
Size göre tutuklu Margot Mary Wendice... suçlu mu, suçsuz mu?
L'accusée est-elle coupable ou non coupable?
Müfettiş bey, siz gitmeden önce sanırım Bay Wendice'in söylemesi gereken bir şey var.
Attendez! Je crois que M. Wendice a un mot à vous dire.
Bu parayla Swann adındaki adama ödeme yapacaktı. Swann, Bayan Wendice'i öldürdükten sonra.
Il était destiné à payer Swan après l'assassinat de Mme Wendice!
Sonra Wendice otelden telefon etti. Böylece karısı...
Ensuite, il s'est dissimulé jusqu'au coup de fil.
Ayrıca, otelden döndüğünde Bay Wendice nasıl içeri girdi?
Et M. Wendice, comment est-il entré?
Bu arada, size söylememi istediler. Polis karakolunda Bayan Wendice'e ait bazı şeyler var. Ne gibi şeyler?
On m'a chargé de vous dire que nous avons encore des objets appartenant à Mme Wendice.
Hoşça kalın Bay Wendice. Bir daha görüşeceğimizi sanmam. Güle güle müfettiş bey.
Nous ne nous reverrons probablement plus.
Bayan Wendice'i kurtarmak istiyorsanız susun. Bana bırakın. Siz nasıl...
Si vous voulez sauver Mme Wendice, laissez-moi faire.
Wendice'e o kitapları ve el çantasını ver anahtarı gördüğünden de emin ol.
Remettez les livres et le sac à Wendice. Faites en sorte qu'il remarque la clé.
Bayan Wendice'in anahtarı nerede?
Non. Où est la clé de Mme Wendice?
Ama madem oradaydı, Wendice neden az önce onu kullanmadı? Çünkü orada olduğunu bilmiyor.
Pourquoi Wendice ne s'en est-il pas servi?
Wendice'in Swann'ın cebinden aldığı... -... ve el çantasına geri koyduğu anahtar...
La clé que Wendice a enlevée à Swan et remise dans le sac était...
Benden telefon bekliyor. - Ya Bayan Wendice?
- Je préviendrai le Ministère...
Tony Wendice.
Tony Wendice!
- Bayan Wendice mi? - Evet.
Mme Wendice?
Bay Wendice, evin önü çok kalabalık.
Il y a foule dehors.
New York'tan Bayan Wendice'e bir mektup yazmışsınız.
Vous avez écrit à Mme Wendice de New York.
Bayan Wendice, el çantanızı kaybettiğinizde...
- Dans le jardin.
Bayan Wendice, ifade vermeye geldiğinizde orada başka polis memurları da olabilir.
D'autres policiers pourraient assister à votre déposition.
Ben Tony Wendice.
Une chance que vous soyez là!
Bayan Wendice, size söyleyeceklerim şok etkisi yapabilir.
Ça va être un choc...
- Artık korkmasına gerek kalmayacak.
Et Mme Wendice?