Xeno translate French
28 parallel translation
Yunanlı değil, Bir yabancı!
Pas grec! Un xeno!
Upuzun saçları olan bir yabancı
Un xeno avec des cheveux longs - sur la tête!
Kızım bir yabancı ile nişanlandı
Ma fille fiancée à un xeno.
Kuru tosta benzeyen ailesi olan bir yabancı
Un xeno et sa famille toast.
ona Xenoıs diyoruz.
Nous les appelons Zenoes.
Çok fazla parazit var görünüşe göre orada birden fazla Xeno var.
Obtention de trop d'interférence. Transmission satellite compromise. Dépistage de multiple Zenoe regroupé dans le secteur...
- Xeno atımı eyerlesin. - Efendim!
- Fais seller mon cheval par Xénon.
- Xeno Fenner.
- Xeno Fenner.
Xeno Fenner mi?
Xeno Fenner?
- Xeno'ya bir şey mi olmuş?
- Un problème avec Xeno?
Xeno'ya ne olmuş?
Qu'est-ce qui se passe avec Xeno?
Galiba çalışma koşulları iyileşip Xeno hapisten çıkarılırsa, o mühürleri bulabiliriz.
Si les conditions de travail s'améliorent, et que Xeno sort de prison, on devrait pouvoir retrouver ces joints.
Eh, en azından Xeno'yu serbest bırakıp, onlarla çalışma ve yaşama koşullarını geliştirmek hakkında konuşmaya başlarsak, karşı çıkışları azalacaktır.
Eh bien, si on libérait au moins Xeno et qu'on évoquait l'amélioration des conditions de vie et de travail, les protestations cesseraient.
Cabott ve Xeno'ya bakacağım.
Je vais voir Cabott et Xeno.
Zeno'nun Paradoksları gibi.
C'est comme le paradoxe de Xeno.
Bu Xeno.
Voici Xeno.
Çünkü çocuklar uyandığında mutfakta ben yerine Xeno'yu bulmalarını istemiyorum.
D'accord, parce que mes enfants ne peuvent pas se réveiller et trouver Xeno dans la cuisine.
Terrence King. Sıska götümle yataktan buralara kadar sürüklendim ve çocuklarımı Xeno denen şu an çocuklarımı ürkütmekle meşgul dövmeli adamla bıraktım.
Terrence King, j'ai ramené mes fesses de bonasse hors de mon lit et laissé mes enfants à la maison avec un mec tatoué nommé Xeno qui est probablement en train de leur foutre la trouille en ce moment!
Bu arada Coogan'ın arkadaşları yeniden gelmeye kalkarsa diye Xeno'yu sana göndereceğim.
En même temps je vais envoyer Xeno chez vous juste au cas où les amis de Coogan envisageraient de revenir.
Ben bu işi hallederim, Xeno.
Je l'ai Xeno.
Bunu hallederim, Xeno.
Oui, je l'ai, Xeno.
- Xeno'yu hatırlarsın.
Tu te rappelles de Xeno. Oh.
Xeno, ışıkları kapa.
Xeno, éteins toute les lumières.
İyiden de öte. Bu üs, her yabancı biyologunun rüyası.
C'est le rêve, pour un xéno biologiste.
Ben yabancı arkeologu değilim ama eşim öyleydi.
Je ne suis pas un xéno-archéologue. Mais ma femme l'a été.
İyi bir yabancı arkeologu bunu hemen fark ederdi dürüst bir arkeolog da bulgularından bahsederdi.
Tout bon xéno-archéologue l'aurait reconnu et avec un peu d'honnêteté, il aurait mentionné sa découverte.
Xeno, gittiklerini söylüyor.
Oh. Xeno a dit qu'ils étaient partis - - les journalistes.
Yüzüne vurmak gibi olmasın ama Amerika hakkında ne düşünüyorsun?
Sans vouloir faire xéno, tu aimes les États-Unis?