English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yapalım mı

Yapalım mı translate French

16,565 parallel translation
- Oylama yapalım mı? - Şimdiden mi?
Pourquoi ne pas déjà voter?
O zaman üç buçuk milyon dolar yapalım.
Alors je mise 3,5 millions.
Hadi artık yapalım şunu.
On est allé trop loin.
Haydi Yapalım şunu.
Faisons-le.
hadi bir şeyler yapalım!
Faisons quelque chose!
Hadi yapalım şunu, Wahab!
Faisons-le Wahab!
Şimdi bilgisayar korsanlığı kariyerimde ilk suçumu işlemek üzereyim ve diyorsun ki,'Hey Wahab, hadi yapalım şunu!
Et là, je suis sur le point de commettre mon premier crime de ma carrière de hacker... "Hé Wahab, faisons-le!"
Bunu niye yapalım da?
Je vous demande pardon mais... pourquoi?
Bak sana ne diyeceğim, bir takas yapalım.
Oui, je vais vous dire, faisons un échange.
Affedersiniz. Seviyoruz ne yapalım.
Pardon.
- Tamam, hadi yapalım.
Très bien, allons-y.
Tamam, tamam, şöyle yapalım.
Très bien. Bon, nous y voilà.
Vaktiniz varsa benimle bir şeyler için, hızlıca bir görüşme yapalım.
La fortune sourit aux audacieux. Joignez-vous à moi, je peux vous conseiller.
Yapalım bu işi. Harika.
- Ken... lançons-nous.
Tamam, yapalım hadi.
Tu sais quoi?
15 yapalım şunu.
Disons 15 minutes.
"Renk değişikliği yapalım."
Si le printemps arrive, qu'il en soit ainsi Si le lendemain, un amoureux succombe, qu'il en soit ainsi
Biz ne yaparsak yapalım, hayatta kalacaklar.
Quoi qu'on fasse, ils survivront.
Sayın Yargıç, ne yaparsak yapalım bir sonuca varamıyoruz.
Votre Honneur, on n'avance pas.
Bir araştırma yapalım.
Vous savez quoi? Faisons une recherche.
Tamam çocuklar, hadi değerlendirme yapalım.
Okay les gars, on résume!
Bu arada bazı raundlarda küfretmeme ve soru sormama gibi birkaç kural vardı ama bence şimdilik onlar olmadan yapalım, çünkü ilk seferin. Kimsenin bayılmasını istemeyiz.
pas d'insultes et pas de questions dans certains tours mais je pense qu'on devrait faire sans, pour le moment, parce que c'est votre première partie, et on ne veut pas tout gâcher.
Yakında şunu bir daha yapalım.
Il faut refaire? a bient?
- Hadi yapalım.
- C'est d'accord.
Peki, biliyor musun? Şöyle yapalım.
Bon, tu sais quoi?
- Aw, Sadece yapalım.
Allez, c'est parti. - Ouais.
Burada ne yaparsak yapalım, Arınma Gecesinde bu ev ve Senatör tehlikede. Anladın mı beni?
Quoi qu'on fasse ici, cette maison et la Sénatrice sont en danger la nuit de la purge.
Hadi yapalım şu işi.
Allons-y.
Beklerken ne yapalım?
Que pourrions-nous faire?
Adam evin içindeyken yapalım derim.
Je pense qu'on devrait le faire même s'il est dans la maison.
Bırak onlar işlerini yapsın, biz de kendi işimizi yapalım.
Ils ont leur boulot, on a le nôtre.
Ne gerekiyorsa yapalım.
On fera ce qu'il faut.
Yapalım şu işi.
On finit le morceau.
Karışmayın da işimizi yapalım.
Cessez d'intervenir, laissez faire.
Anlaşma yapalım.
Passez un accord.
Tamam, yapalım o halde.
Ok. Faisons ça maintenant.
Tekrar yapalım diye mi?
Pour qu'on puisse refaire ça?
Şuna ne dersin, yarı yarıya yapalım.
Qu'est-ce que tu dis de ça? On fait 50-50.
- Hadi dostum, yapalım şunu!
{ \ 1cH00ffff }
Tekrar kavga etmek istemiştin, hadi yapalım.
Tu voulais une revanche, allons-y.
Myosotis hadi yemek yapalım.
Myosotis nous fait à manger.
Kutlama yapalım hadi.
Allons fêter ça?
- O hâlde onsuz yapalım.
Faisons-le sans elle.
- Pekâlâ öyleyse yapalım şunu.
D'accord, allons-y.
- Al, seninle bir anlaşma yapalım.
- Je vous propose un marché.
Hadi yapalım.
Faisons ça.
Onu 8 yapalım.
On va en prendre huit.
Varsayım yapalım.
Faisons une supposition.
Yapalım.
Faisons-le.
Senin fikrin ne? Pazarlık mı yapalım?
Une autre négociation de peine?
Biz ne yaparsak yapalım çok insan ölecek.
Il y en aura de toute façon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]