English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yatak

Yatak translate French

10,372 parallel translation
Koca, kendini elinde 45'likle yatak odasına kilitlemişti.
Le mari s'était enfermé avec un 45.
Kocaman bir yatak odam var, biliyorsun.
Tu sais que j'ai une chambre complète.
Hala bir beynim olduğu için mi yoksa hayatımı kurtardığın için mi bilmiyorum. Ya da burada yatak odanda uzandığım ve seni gençken gizlice kaçtığını düşünmemden mi?
Je ne sais pas si c'est parce que j'ai encore mon cerveau ou que tu m'as sauvé la vie... ou... le fait que je sois allongée dans ton lit, et que je t'imagine faire le mur quand t'étais ado.
Boş bir odam var ve bir de şişme yatak var.
J'ai une chambre d'amis et un matelas gonflable.
# O bana "yatak odanda ibadet et" diyor #
♪ Elle me dit de vénérer dans la chambre à coucher ♪
Kathy'yle yatak odasında durumunuz bu muydu? - Sakın onun adını ağzına alma.
C'était comme ça, au lit, avec Kathy?
Yatak odam şu kapıdan girince.
Ma chambre est juste ici.
Saklanmanı ve Akio'yu yatak odasına götürmeni istiyorum.
Je veux que tu te baisses, je veux que tu prennes Akio dans la chambre.
Yatak odası için sipariş verdiğim şu yeni lambaları almaya gitmem gerekiyor.
Il faut que j'aille chercher ces nouvelles lampes pour la chambre.
Üç yatak için röntgenin hazır.
Je vais faire des radios en salle 3.
Bu bilardo masasından da iyi yatak olur hem.
Et cette table de billard fait un très bon lit. Ouais.
Bu aptal barda yaşamak istemiyorum yatak niyetine bilardo masası kullanmak istemiyorum.
Je ne veux pas vivre dans ce stupide bar... avec un billard comme lit.
Bluebell'in kurucusu yatak odamda mı?
Le fondateur de Bluebell dans ma chambre?
Yatak odalar Yatak odalar
Dans le boudoir Dans le boudoir
- Yatak odasında yerde.
Par terre dans la chambre. Merci.
Arka tarafa bakma, yatak odası orada.
Ne regarde pas par là.
- Pekâlâ, çık yatak odasında ve okuluna hazırlan.
S'il te plaît, vas-y. Dégage et prépare-toi pour l'école. Raina!
Sana güzel bir yatak hazırladık.
Il est pas mal, ce lit.
Benim yatak odamda asılı.
Je l'ai mis dans ma chambre.
Garajla ana yatak odasını incelemeyi bitirdik şu sıralarda da ofisin işi bitmek üzere.
On a terminé avec le garage et la chambre principale, et ils finissent le bureau.
- Yatak odasında. Tamam. - Gidelim.
Dans la chambre.
Nicole'un, Ron'un ve O.J.'nin kanı, O.J.'nin yatak odasındadır.
Nicole et Ron et le sang dans la chambre d'O.J.
Yatak odasına fırlatıp kolunu neredeyse tamamen büktü.
Il lui a quasi arraché le bras en la jetant dans la chambre.
Eşi silah sesini duyduğunda, elinde bir şeyle yatak odasından koşarak bana geldi.
Puis sa femme est arrivée avec quelque chose dans les mains.
Yatak mutfak takımlarını satmak gibi mesela?
Pour vendre des lits, des canapés, des cuisines...
Noam! Yatak zamanı.
Noam, tu viens te coucher?
Müsait olan kaç yatak var?
Combien avez-vous de lits?
Tabii olayi izlemen gerekiyordu yatak odasindaki web kamerasina. .. ve mutfak'taki akilli TV'ye ulasmak icin Stacie'nin bilgisayarina bir truva ati yukledin,
Vous aviez aussi besoin de voir ce qui se passait, vous avez installé une porte dérobé dans l'ordinateur de Stacie qui est dans sa chambre donc vous aviez accès à la caméra de même que dans la caméra intégrée de la petite TV dans la cuisine.
Şimdi yatak odasına geri dön.
Maintenant retourne dans la chambre.
Çok güzel bir odaydı. Kocaman bir yatak vardı ama ikimiz de banyoda yerin üzerinde yayılmıştık tüm gece boyunca.
C'était une belle chambre, lit immense, et nous deux recroquevillés sur le sol de la salle de bains ensemble, toute la nuit.
İki yatak odalı bir dairenin nakliyesi var, yetişir miyim?
Serai-je revenue à temps pour déménager le F3?
Harika, Yoğun Bakım birkaç yatak boşalttı.
Les soins intensifs viennent de libérer des lits.
İkimiz, Marakeş, Kabil, yatak ve kahvaltı, Belgrat.
Toi et moi, Marrekech, Kabul, le petit déjeuner au lit à Belgrade.
Burası senin yatak odan değil.
Tu n'es pas dans ta chambre!
Lisbon ve Cho, Lily'le yatak odasındalar.
Lisbon et Cho sont dans la chambre avec Lily. Bien.
- Karanlık. - Yatak odası?
Comment est la cuisine?
- Yatak odasını seversin diye düşünüyorum.
- Petite. - Le salon?
Geçen hafta içerisinde bu yattığım dördüncü yatak falan ve kilit altına alındım, karantinadan ve psikanalizden geçtim.
Me détendre? Ce sera mon quatrième lit cette semaine, j'ai été enfermée, mise en quarantaine, psychanalysée.
Helen Kruger, dört numaralı yatak.
Euh, Helen Kruger, bloc 4.
Dört numaralı yatak.
- Bloc 4. Je m'en occupe.
Bu ürkütücü çift cinayet yukarıdaki büyük yatak odasında yaşanmış. Donovan'ın hayaletini bulmak için en olası yer orası.
Cet horrible double meurtre s'est passé en haut, dans la chambre principale, où on a le plus de chances de trouver le fantôme de Donovan.
Yatak ayarlayabilir miyim diye bakacağım.
Je vais vous trouver un lit.
Selam Sherry, bana bir yatak ayarlaman lazım.
Il faut que tu me trouves un lit.
Yatak için teşekkürler Sherry.
Merci pour le lit.
O zaman, eğer eminseniz baş yatak odasını görmek istemezsiniz...
Si vous en êtes si certaine vous ne souhaiteriez pas voir la chambre du maître...
Yedi yatak odası, sekiz banyo çatı terası da Al Fresco yemek salonuna göre düzenlendi. Kütüphanenin de birkaç birinci baskı kitapları var.
Six chambres, huit salles de bain, un toit-terrasse pour diner à l'extérieur, et la bibliothèque a... une importante collection d'éditions originales.
- Yoğun bakımdan bir yatak isterim.
J'appelle les soins intensifs.
Yatak odan nasıl?
Comment est ta chambre?
- Burası yatak odan demek. - Evet.
Alors voilà ta chambre.
Yatak odasında!
J'ai cru que j'allais mourir!
- Yatak odasında.
Il est dans la chambre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]