Yazarlar translate French
1,254 parallel translation
Zamanımızın büyük yazarları, hakkında kitaplar doldururdu.
Les grands auteurs rempliraient des livres sur lui.
Yıllarca bu endüstride ne zaman bir Afrikalı-Amerikalı karakter kötü ya da iyi olsun beyaz sanatçılar ya da yazarlar tarafından sunulsa onları zenci diye ayrı tutan ırkçı isimlerle damgalandı.
Pendant des années, dans cette industrie, chaque fois que des personnages Afro-Américains - bons ou méchants - étaient inventés, en général par des artistes et écrivains blancs, c'étaient des personnages ridicules aux noms racistes qui les distinguaient en tant que nègres.
Yazarların meraklı olma hakkı vardır.
Un écrivain a le droit d'être curieux.
Diyorum ki ; metin yazarlarınla ilgilen.
Je dis qu'il faut rechercher votre auteur.
Bağımsız yazarların bile kuralları vardır.
Les travailleurs indépendants ont aussi des règles!
Onun gibi yazarlar böyle şeyleri umursamaz.
Ces choses-là ne sont pas arrivées à ce genre d'auteurs.
Yapımcılar ve yazarların ortaklığı sabit değildir.
Les producteurs et les auteurs n'ont pas de partenaires fixes.
Çok basit, siz entel yazarlar, bunu asla düşünemezdiniz.
La solution est trop simple pour des intellos comme vous.
Geri kalan yazarlar da bu acayip köpek için bir isim düşünsünler.
Les autres, pensez à un nom pour ce chien branché.
Hepsi, o berbat yazarların suçu.
Les scénaristes sont nuls.
Hawthorne, döneminin en ilginç yazarlarından biriydi...
Hawthorne était un des auteurs les plus intéressants de son époque...
Ben, ahh, ben Port Huron Bildirgesinin, yazarlarından biriydim...
J'étais l'un des auteurs de la Déclaration de Port Huron.
Bir tane daha mı? Tüm yazarlarınla yatıyor musun?
Elle aussi, mais vous couchez avec tous vos auteurs, dites-moi!
Bunun sadece yazarlar birliği olduğuna emin misin?
Tu es sûr que c'est la crampe de l'écrivain?
Belki bu yazarlar toplantısı değil, Gerry.
Ce n'est peut-être pas la crampe de l'écrivain.
Büyük yazarların tariflerini yapabilirsin.
Vous feriez "Recettes des grands auteurs."
O zaman belki onu listede üst sıralara yazarlar.
On le remontera peut-être sur la liste.
Siz yazarlar, çok duygusalsınız.
Délicat, notre petit écrivain!
Benim yaşımda birinin çocuk hikayeleri yazarlarıyla neden görüşmek istediğini eminim merak ediyorsunuzdur.
Vous devez vous demander pourquoi une femme de mon âge sollicite ainsi audience à des auteurs de contes pour enfants.
Büyük yazarlar, sanatçılar, sosyete kesimi, Hollywood saltanatı ile haşır neşir olan herkes.
Les grands écrivains, les artistes, les gens de la bonne société, tous côtoyaient les rois d'Hollywood.
Aslında şu gerçekle yüzleşmemiz gerek. Yazarların birçoğu hâlâ kibirli birer ahmak.
En fait trop d'écrivains sont de vaniteux imbéciles.
"Cennet ve Cehennem, Max Fischer'ın yeni oyunu. Oyun Yazarları Cemiyeti Onaylı"
"PARADIS ET ENFER" Une pièce de Max Fischer
Bu hafta ne? Bedava Arnavut yazarları mı?
C'est pour libérer les auteurs albanais?
Sen bir yazarsın. ... ve yazarlar sanatçıdır. Ve bir çok sanatçı biraz yumuşaktır, bilirsin.
Tu es un écrivain, donc un artiste, et les artistes sont un peu fofolles.
Yazarlar bunu sever.
Ça plaît aux auteurs.
Tiyatro yazarları bize aşk hakkında hiçbir şey öğretmez.
Un dramaturge n'enseigne rien en fait d'amour.
Kişilik sahibi yazarları severiz. Halkın ilgisini çeken yazarları.
Nous voulons des auteurs originaux.
Yazarlar da çok hassas oluyorlar.
Les écrivains. Des gens sensibles!
Bu bilim kurgu yazarlarına sorulabilecek bir soru!
C'est du domaine de la science-fiction!
Öyle olsa bile. Şiirlerin yayımlandı, ve birçok önemli insan, çok ünlü yazarlar, durumunun görüşülmesi için sana destek çıkmaya başladılar.
Tu es publié, du coup beaucoup de gens importants, des écrivains célèbres, te soutiennent pour que tu sois re-jugé.
Şiirleri yazarlar ve sanatçılar tarafından bir şartlı tahliye istemine dönüşen
Putain! Il y a foule devant la prison d'Oswald pour soutenir
Yazarlar spor ceket giyerler.
Les scénaristes en mettent.
Carrie, New York Star'ın köşe yazarlarından biri.
Carrie écrit une colonne géniale dans le New York Star.
Bahse girerim ki National Lampoon un yazarları da böyle yapıyordur.
Je parie que les scénaristes de "National Lampoon" font comme ça.
Krallar, bilim adamları ve ünlü yazarlar.
rois, savants, écrivains!
Fakat bu yazar, yazarlar da oldukça iyiler.
Mais cet écrivain... ces écrivains sont drôlement bons.
Pasaportuna ne yazarlar?
Qu'est-ce qu'on met sur son passeport?
- Bütün o en iyi yazarlar işte. Shakespeare, Dickens, Moby Dick. Onların kitapları.
- Shakespeare, Dickens, Moby Dick...
Onlar kendi küçük hikayelerini yazarlar, biz de bizimkini.
Ils inventent des histoires, nous inventons les nôtres.
O Diyoramada seni balık bağırsaklarıyla sarmalayıp, altına şöyle yazarlar :
Dans ce diorama... tu seras couvert de faux boyaux, avec un écriteau :
Yazarlar bile.
Même des écrivains.
- Söylediğin her şeyi yazarlar.
C'est toujours pareil avec toi!
Dostları boksörler, şarkıcılar, yazarlar, oyuncular gazeteciler vesaire.
Boxeurs, chanteurs, écrivains, acteurs, journalistes, etc.
"Yazarlar", "Kaosa karşı Sicim Kuramı"... Ve "Kir-Sil".
"Auteurs", "Théorie du Chaos" et "Rythmique".
Genelde yazarlarının adlarını hatırlamam, ama bu farklıydı.
D'habitude j'oublie les auteurs, mais celui-là... Ah oui, pourquoi?
Peki tüm o yazarlar ne işe yarıyor?
Alors, à quoi servent tous ces auteurs?
Bir kısmı feminist yazarlar tarafından yazılan makalelerde, kadınların içten içe, kontrol edilmekten ve onları elde edebilecek erkeklerden hoşlandıkları yazılı.
disent qu'une femme aime être dominée. Au moins un peu. Et qu'elle veut un homme capable de la prendre.
Vampirler tabutta uyumazlar. Bu kötü yazarlar ve ve cahil medyanın yaptığı yanlış yorumlardan biri.
Les vampires, les cercueils, c'est une fable... colportée par les écrivains.
Ne? Tıp, Amerikalı oyun yazarları ve Küçük Asya'ya artık Türkiye denildiğini bilebilirim.
Je connais la médecine, les dramaturges américains et je sais que la Turquie était l'ancienne Asie Mineure.
Bir de yazarlar.
La police... Et les écrivains.
Köşe yazarları işlerini benim gibi yapmalılar.
C'est mon métier.