Yazmıyorsun translate French
266 parallel translation
Hiç bana romantik mektuplar yazmıyorsun!
Oui qu'à sortir! Monsieur fait le joli coeur dans les écritures... Tu m'as jamais écrit à moi.
Niçin onun karısıyla oğlunu yazmıyorsun?
Pourquoi n'écrivez-vous rien sur sa femme et son fils?
Neden sadece "Son" diye yazmıyorsun?
Et pourquoi pas "fin"?
Bunu neden o defterine yazmıyorsun?
Ça devrait être dans ton guide!
Sen de niye herkes gibi Hemingway'a bezer yazmıyorsun?
Vous ne voulez pas faire comme tout le monde et écrire comme Hemingway?
Anılarını neden yazmıyorsun?
Tu devrais écrire tes mémoires.
Sevgili Apu, neden düzenli olarak yazmıyorsun?
Cher Apu, pourquoi n'écris-tu pas plus souvent?
Niye öyle sevimli şarkılar yazmıyorsun?
Tu devrais t'en inspirer.
Doğru cevabı ezberden okuyorsun da neden mektubuna aynısını yazmıyorsun?
Belles paroles. Et qu'as-tu écrit?
Ateşin yanında oturuyorsun ve ilk defa karına bir şeyler yazmıyorsun.
Tu es assis à côté du feu, et pour la première fois, tu n'es pas en train d'écrire à ta femme.
Baba sen roman kitabı yerine neden yemek kitabı yazmıyorsun?
Papa écrirait mieux un livre de cuisine!
Senaryoyu neden şimdi yazmıyorsun?
Pourquoi tu ne veux plus écrire ce scénario?
Niye bir roket kaçırıp, bir astronotun anılarını yazmıyorsun ki?
Deviens astronaute et écris tes mémoires!
Neden yazmıyorsun hayatım?
Pourquoi ne l'écris-tu pas, chéri?
Polonyalı'dan önce pantolonunu çıkarmaya bu kadar hevesliysen, neden oraya kadının da bu sözleşmedeki ihtiyaçlardan biri olduğunu yazmıyorsun?
Si vous baissez votre culotte devant ce Polonais, pourquoi ne pas ajouter des femmes à la liste?
Belki de genel olarak, ne düşündüğünü yazmıyorsun.
Tu as écrit ce qui est en toi. Si tu avais réfléchi, tu ne l'aurais peut-être pas fait.
Ve şimdi sürpriz mektuplar için zarflara neden adres yazmıyorsun... böylece geri geldiğimde onları postalayabilirim.
Je les descends tout de suite. Préparez les enveloppes pour les lettres surprises.
Liza, Liza, Lizaveta, Niye mektup yazmıyorsun?
Lisa, Lisa, Lisabeth, quand m'écriras-tu une lettre?
Neden yazmıyorsun?
Ecrivez en script.
Neden yazmıyorsun? Yaz hadi!
Tu n'écris pas?
Raoul Briquet, hiçbir şey yazmıyorsun.
Raoul Briquet, tu n'écris rien. Apporte-moi... ce que tu tiens là.
Ona neden yazmıyorsun?
Et si vous lui écriviez?
Sen gerçekleri yazmıyorsun.
Tu n'écris pas la vérité.
Neden yazmıyorsun? Aç bakalım defterini.
Pixote, pourquoi tu n'écris pas?
NasıI oluyorda güzel göslü kadınları yazmıyorsun?
Pourquoi tes femmes n'ont-elles jamais des yeux semblables à des lacs perdus?
Neden kendi hayatını yazmıyorsun?
Pourquoi ne pas écrire sur ta propre vie?
Eğer artık beni sevmiyorsan ve sana dönmemi istemiyorsan, neden bunları yazmıyorsun bana?
Si tu ne m'aimes plus et ne veux pas que je te revienne... Tu ne m'écriras pas pour me le dire?
Yazmıyorsun?
Pourquoi t'écris pas?
- Neden ona bir mektup yazmıyorsun?
- T'as qu'à écrire une lettre.
Neden kimseye mektup yazmıyorsun?
Pourquoi t'écris plus à personne?
Önce ziyaretime gelmeyi bıraktın. Şimdi de mektuplarıma cevap yazmıyorsun.
Tu as arrêté tes visites, et là, tu ne réponds plus à mes lettres.
İnsanların sorunsuz seyahat etmelerini sağlayan kitapları şans eseri yazmıyorsun sayende insanlar güzel ve egzotik yerlere gidip hiç etkilenemiyorlar.
Ce n'est pas un hasard si tu apprends aux gens à voyager... dans des pays merveilleux, exotiques, sans qu'ils en soient touchés.
- Neden sen yazmıyorsun?
- Note-le toi-même.
Niye onlara yazmıyorsun?
De ton côté maternel?
- Neden bunları yazmıyorsun?
- Pourquoi ne pas l'écrire?
Hiç yazmıyorsun?
Tu n'écris jamais!
Haftalardır daktilonun sesini duymuyorum. Yazmıyorsun, değil mi?
Des semaines que je n'entends plus ta machine
- Bunları, neden yazmıyorsun?
Vous n'écrivez rien?
Bizi yazmıyorsun, değil mi?
Tu n'écris pas sur nous.
Ölmüş. Onun hakkında fazla bir şey yazmıyorsun.
Il est mort quand vous aviez 1 2 ans
Niçin bunları yazmıyorsun?
Il faut écrire là-dessus
Öldürdüğün adam üzerine neden bir kitap yazmıyorsun?
Hé, Deebs, fais-nous une B.D. sur ta victime.
Neden adını listenin en başına yazmıyorsun?
Et si vous mettiez votre nom en tête de liste?
Sonuçla ilgili neden nazik bir mektup yazmıyorsun? Helen'e hemen göndermesi için Burton'u görevlendiririm.
Ayez donc la bonté de lui écrire un mot dans ce sens, je lui ferai porter immédiatement.
Yazmıyorsun.
Tu écris jamais...
neden bana yazmıyorsun?
Pourquoi tu n'écris pas?
Neden bu değerlendirmeyi bir daha yazmıyorsun?
Essayez de rédiger une seconde évaluation.
Fujiko, neden bir şeyler yazmıyorsun?
Fujichan, qu'y a-t-il?
Sanki ben yazmışım gibi bakıyorsun.
Tu insinues que c'est moi?
Senaryo yazmıyorsun ya?
Ecrivain?
Neden yazmıyorsun?
Pourquoi n'écris-tu pas?