English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yaşiyoruz

Yaşiyoruz translate French

47 parallel translation
ÖLDÜRMEK İÇİN YAŞIYORUZ
NOUS VIVONS POUR TUER
TEKNİK SORUNLAR YAŞIYORUZ
Vous avez été promu quand?
TEKNİK SORUNLAR YAŞIYORUZ
DIFFICULTÉS TECHNIQUES
LÜTFEN BEKLEMEDE KALIN TEKNİK SORUNLAR YAŞIYORUZ
Veuillez patienter DIFFICULTÉS TECHNIQUES
Haiti'de Biz uzun mesafeli ilişki yaşiyoruz.
On est dans une relation à distance. Oh, je vois.
BAZI TEKNİK SORUNLAR YAŞIYORUZ.
Désolé. Nous éprouvons des difficultés techniques.
Lyi yasiyoruz.
- Nous vivons bien.
Biz böyle yasiyoruz.
Non, c'est notre ordinaire.
- Hangi sehirde yasiyoruz?
- Et où vivons-nous?
Güvenli bir muhitte, güzel bir evde yasiyoruz.
Nous avons une belle maison dans un quartier sûr.
su anda bir nedensellik durumu yasiyoruz sayilir.
Cela voudrait dire que nous vivons dans un lien de causalité.
Nasil hasta bir toplumda yasiyoruz ki, "hos" kötü bir sey olarak görülüyor?
Une société sans gentillesse est une société malade, non?
Ekonomide globallesmekte olan bir dünyada yasiyoruz.
Nous vivons une époque de transition économique mondiale.
Ben be oglum 8 km. ötede yasiyoruz.
On habite un peu plus loin, à 8 km.
Ama olay biz zaten her gun farkli bir olay yasiyoruz.
Mais le hic, c'est qu'on en prend tous les jours.
Iyi ki bu kucuk huzurlu coplukte yasiyoruz
C'est bien de vivre dans Une petite ville de bouseux débiles
dag kasabasinda yasiyoruz!
Notre petite ville
Sik uçanlarin anlayacagi gibi türbülans yasiyoruz.
Comme les habitués l'auront sûrement remarqué, nous traversons une zone de turbulences, ce matin.
Biz yillardır kaçak yasiyoruz neredeyse yok gibiyiz...
Nous fuyons depuis des années, il ne reste presque plus...
Biz zor zamanlar yasiyoruz... kotü düsüncelerimiz sevgiye dönüsmeli.
Nous vivons des temps durs... Où les meilleurs nous sont arrachés.
- Önemli degil Paul. Bir haftadir ayri yasiyoruz.
- On s'est séparés la semaine dernière.
Ama burada yasiyoruz.
- Mais on vit ici.
Aynen oyle. Bunu yasiyoruz.
On est en plein dedans.
Rahatliyoruz Yasiyoruz,... kuslarin sesini dinliyoruz.
On se détend. MIMIQUE : On se détend?
Evet, klasik bir zaferle bitiremedik bu görevi ama hepimiz yasiyoruz, bu da bir seydir.
Oui, ce n'était pas ce qu'on appelle un succès, mais on est vivants, donc c'est positif.
BURADA HUZURLU BIR SEKILDE YASIYORUZ.
Nous vivons ici en paix.
Cok uzak koylerde yasiyoruz.
On vit loin d'ici.
Ne olur ozaman? ... Gercek... Zungarlarla yuz yuze geldik, carpistik ve yasiyoruz gordugunuz gibi.
Pour tout dire, on a déjà croisé des Dzoungars.
LÜTFEN BEKLEMEDE KALIN TEKNİK SORUNLAR YAŞIYORUZ
Veuillez patienter
Eger bu gerçekten dogruysa o zaman hiçbir seyin imkânsiz olmadigi bir dünyada yasiyoruz demektir.
Et si c'est vrai... alors nous vivons dans un monde où tout est possible.
Saplantili ve kontrollu bir Dunya'da yasiyoruz.
On vit dans un monde parano.
Amerikan rüyasini yasiyoruz ahbap!
Je vis juste le rêve américain mon ami!
Evet, ama bana göre yeni bir ekonomide yasiyoruz ve... kaynaklarimizla asiri tutumlu olmak da çok tehlikeli.
Oui, mais à mon avis nous sommes dans un nouveau modèle économique et il y a plus de risques pour nous à être trop prudents avec nos finances.
Yarim saattir birlikteyiz ama simdiden ayni evde yasiyoruz.
On est sorti pendant 30 minutes et on vit déjà ensemble.
Hepimiz onun gölgesinde yasiyoruz ama neredeyse kimsenin haberi yok.
Nous vivons tous dans son ombre et presque personne ne le sait.
Çünkü biz burada yasiyoruz ama sen sadece bir ziyaretçisin.
Parce que nous vivons ici et que tu es en visite.
Baska bir gün savasmak için yasiyoruz.
On vit pour combattre un jour de plus.
Biz yasiyoruz ama amcam öldü.
On a survécu mais mon oncle est mort.
Kumarhanenin arkasinda cift uniteli bir mobil evde yasiyoruz.
On vit dans un mobile home derrière le casino.
Televizyonun altin çaginda yasiyoruz.
Il se trouve que nous vivons à l'âge d'or de la télévision.
Tüm çabalarima ragmen bölünmüs bir evde yasiyoruz.
"Malgré mes efforts, nous sommes une maison divisée."
- Biz onunla yasiyoruz.
Nous vivons avec lui.
Birlikte yasiyoruz gibi birsey.
On vit quasiment ensemble.
Biz sadece orada yasiyoruz.
On en fait tous partie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]