Yemeyecek misin translate French
197 parallel translation
Yemeğini yemeyecek misin?
Tu ne manges pas ton repas?
- Yumurta yemeyecek misin Gilda?
- Pas d'œufs pour Gilda?
Ölü inek pek hoş bir görüntü değil. Yemek yemeyecek misin?
Le cuir de vache, quand c'est frais, c'est tout ce qu'y a de vache.
Elbette, ama kalıp bir şeyler yemeyecek misin?
Tu ne veux pas rester manger un morceau?
Yemeğini yemeyecek misin?
Koji! Tu as déjeuné?
- Yemek yemeyecek misin?
Votre déjeuner?
- Yemeyecek misin? - Aç değilim.
- Non, je n'ai plus faim.
Yemek yemeyecek misin?
Et pour déjeuner?
- Sen yemeyecek misin?
- Où est ton repas?
Sugi, bunu yemeyecek misin?
Dis, Sugi, tu ne manges pas ça?
Yemeyecek misin?
Pourquoi pas toi?
Yemek yemeyecek misin?
Vous ne mangez pas?
Abla, pastanı yemeyecek misin?
Tu ne manges pas ça?
Bir şeyler yemeyecek misin?
Vous ne mangez rien.
- Yemek yemeyecek misin?
Tu viens déjeuner? J'ai pas envie.
Yemeyecek misin?
Vous ne mangez pas?
- Bir şey yemeyecek misin?
- Tu vas manger quelque chose? - Non.
Connie, biraz daha kalıp pastamdan yemeyecek misin?
Connie, tu manges pas un peu de gâteau?
Onu yemeyecek misin?
Vous ne mangez pas ça?
Biraz yemeyecek misin?
Tu ne vas pas courir en mangeant.
Gitmeden önce yemeyecek misin?
- Tu ne manges pas avant?
Tatlı yemeyecek misin?
Tu ne veux pas de dessert?
Hiç yemek yemeyecek misin?
Vous ne mangez jamais?
Tatlını yemeyecek misin?
Tu prends pas de dessert?
- Sen yemeyecek misin?
- Tu ne manges pas?
Kelly, Tatlım, Yemeğini yemeyecek misin?
Kelly, pourquoi tu ne manges rien?
Yemeyecek misin?
Tu ne manges pas?
Ama bir şeyler yemeyecek misin, Mike?
Tu ne veux rien manger, Mike?
Baba, hamburgerini yemeyecek misin? Hayır.
- Tu ne manges pas?
Yemeyecek misin?
Tu manges rien?
- Krep yemeyecek misin? Laboratuardan önce kurye şirketine uğramam gerek.
Nah, je dois aller chez Federal Express avant d'aller au laboratoire.
- Sen yemeyecek misin?
Et toi?
Yiyecek misin, yemeyecek misin?
Tu manges ou pas?
O sosisi yemeyecek misin?
Tu ne les manges pas?
Sen bir şey yemeyecek misin?
Tu manges pas?
- Yani bir daha pizza yemeyecek misin? - Asla olmaz.
- Tu ne manges pas chez lui?
- Hiç yemeyecek misin?
Tu n'en veux pas?
- Sen yemeyecek misin?
Tu ne manges pas?
Yemeyecek misin?
Tu ne vas pas manger?
- Sen yemeyecek misin? - Ben kendime tavada bir yumurta kırarım. Bira ister misin?
Tu veux une bière?
Şimdi. Yani onu yemeyecek misin?
Tu ne vas pas manger ça?
Dede. Yemek yemeyecek misin?
- Tu ne manges pas?
Sen yemeyecek misin?
Tu n'en veux pas?
Sandviç'ini yemeyecek misin?
Tu veux pas manger ton sandwich?
Yemeğini yemeyecek misin?
- Vous ne mangez pas?
Yemeği bizimle yemeyecek misin, Rose?
Tu manges pas avec nous, Rose?
Yemeyecek misin yani?
Tout ce travail, et tu ne manges rien?
Yemeyecek misin?
Tu manges pas?
- Yemeyecek misin?
Tu ne manges pas?
- Yemek yemeyecek misin?
Tu ne dînes pas avec nous?
Hiçbir şey yemeyecek misin?
Tu ne manges rien? Je ne te comprends pas.