Yemis translate French
3,179 parallel translation
O adamı dayak yemiş ve sakat halde görmenin seni mutlu edeceğini biliyorum.
Je sais que ça t'a fait plaisir de voir ce type dans cet état.
Kardashian kardeşler yanınızda halt yemiş.
Les Kardashian n'ont qu'à bien se tenir.
Kız kardeşinle öğle yemeği yemiş. Tipton's Reef'de uzun bir yemek hem de.
Il a déjeuné avec votre soeur à Tipton's Reef.
Hepsi kafayı yemiş onların.
ils ont tous perdu Ia boule.
- Kafayı yemiş işte.
- Il est devenu cinglé.
Biri yemiş.
Et ce petit cochon n'a rien eu.
Bisikletçiler, Ermeniler, kafayı yemiş narkotikçiler, herkes olabilir.
Ca pourrait être les motards, les arméniens, des agents de la D.E.A qui agissent seuls.
Sonra da onun yüzünü yemiş.
Et c'est là qu'il lui a bouffé le visage.
Kadını yemiş.
Il l'a dévorée.
Önce kocasını yemiş.
Il a commencé par manger son mari.
J-Stryke'ın küçük kardeşi, vur-kaçta onunla birlikteymiş. J - Stryke bacağına bir kurşun yemiş.
le tueur était en voiture. pas de chance.
O zaman neden ben kafayı yemiş gibiyim?
Alors, pourquoi je suis en train de planer?
- Ayçöreği yemiş.
- Oui, un croissant.
O hâlde ilk isimsiz cesedimiz başından kurşun yemiş diğer ikisi göğüslerinden delik deşik edilmiş.
Donc, l'inconnue numéro 1 a été abattue d'une balle dans la tête, et les deux autres ont la poitrine criblée de balle.
Gördün mü? Altı ay boyunca, nişanlımın neden kafayı yemiş ve sapkın davrandığını, merak ederek dolanıyordum, Şimdi çözdüğüme göre, böyle serbest hissediyorum.
Tu vois, j'ai cherché pendant six mois pourquoi ma fiancée agissait comme une cinglée et était lunatique, et maintenant que je sais pourquoi, je me sens... je me sens libre.
Bir attan göğsünüze çifte yemiş gibi oluyorsunuz.
C'est plutôt comme un coup de sabot contre cette putain de poitrine.
Onun kendi arabası ve şoförü var. Ancak kafayı yemiş bir Gogol ajanı Ari Tasarov'un arabasını durdurur.
Seul un agent cinglé de Gogol arrêterait la voiture de Tasarov.
Başka erkeklerin yarağını yemiş kadınlar için ziyan oldunuz.
Vous courez à votre perte pour des femmes baisées par d'autres!
Vay anasını, bu dişçi köpeğinin ölümünden sonra kafayı yemiş heralde. Baksana oğlum şuraya.
Il a disjoncté à la mort de son chien.
Kızım yanlışlıkla rutubeti çeken bir madde yemiş.
Mon enfant a mangé par erreur un siccatif...
20 yıl yemiş.
Ce qui lui a valu 20 ans.
Başka bir sumo güreşçisini yemiş bir sumo güreşçisi gibi görünüyorum.
Et maintenant je ressemble a un sumo qui aurait mangé un autre sumo.
Orada dayak yemiş olmalı.
Il a dû se faire tabasser.
- Çok kötü dayak yemiş.
- Que s'est-il passé?
Biri organ bağışçısı, diğeri bağırsaktan yemiş.
Il y en a un qui donneur d'organe et l'autre est touché aux intestins.
Dr. Levine gelemiyor, bozuk istiridye yemiş.
Le Dr Levine est dehors. Il a mangé une huitre pourrie.
Ondan kısa bir süre sonra da birilerinden uyuşturucu alırken dayak yemiş.
Pas longtemps après ça il s'est fait tabasser en essayant de se fournir en came.
Tam anlamıyla kafayı yemiş durumda.
Elle était si étrange plus tôt.
Kafayı yemiş, hadi sür.
Hilarante. Elle est folle. Roule.
Kediler yüzünü mü yemiş?
Les chats ont mangé son visage?
Kedi yavruları mı yüzünü yemiş?
Des chatons ont mangé son visage?
Adamlar açgözlüymüş. Biri diğerini öldürmüş. Kartal iğrenerek sağ kalanı yemiş.
Ils devinrent cupides, l'un tua l'autre, et l'aigle mangea le survivant de dégoût.
Yakın mesafeden göğsüne iki kurşun yemiş.
Deux balles dans la poitrine, à bout portant.
Bozuk sosis yemiş.
Il a mangé une saucisse avariée.
- Anlamı, Gofret üstünde testlerini yapmalısın biraz insan eti yemiş mi bulmalısın.
Ce qui signifie que vous avez fait vos test sur Waffles et avez réalisé qu'elle a consommé de la viande humaine
- Transformer'dan dayak yemiş gibi.
Comme ci je venais de me faire taper par un transformers
Acı günümüzü daha fazla karartmayı istemezdim ama biri Jeremy'nin beyninin birazını yemiş.
Je ne voudrais pas assombrir d'avantage une journée déjà tragique, mais je pense que quelqu'un a mangé une partie du cerveau de Jeremy.
Biliyorum zamanlama biraz kötü oldu ama sanırım birisi Mittens'ın mezarını kazıp cesedinden yemiş.
Ryan, je sais que le moment ne pourrait pas être plus mal choisi, mais je pense qu'il se pourrait que quelqu'un ait déterré mittens et mangé des parties de son corps.
Neşenizin arasına girip zevkinizi kaçırmak istemezdim ama sanırım birisi Kristen'ın plasentasından yemiş.
Écoute, je déteste être un rabat joie, surtout devant tant de joie, mais je pense que quelqu'un a peut-être mangé le placenta de Kristen.
Bill ve Eric kafayı yemiş.
Bill, Eric, ils sont fous.
Arabaya binmeden önce kurşun yemiş.
On lui a tiré dessus avant qu'il monte dans la voiture.
Bryne 1973'de bir kez çevreye rahatsızlık vermekten hüküm yemiş. 16 yaşındaymış.
Il s'avère que Burns a été arrêté une seule fois en 1973 pour un vol avec effraction.
Yemeğini yemiş mi?
Elle a bien mangé?
Ne tür kafayı yemiş birisi çocuğun robotunu parçalar?
Quel genre de dingue détruit le robot d'un gosse?
İki kurşun yemiş.
Il devait avoir un complice - - on lui a mis 2 balles.
Bu adamın aletini kesebilir, biraz şiso hamuru ekleyip yumurta eritir, biraz da wasabi ekler ve hayatındaki en güzel suşiyi yemiş olursun.
Il pourrait lui découper la bite. La mélanger avec une pâte shiso, des oeufs d'éperlan et du wasabi, et vous penserez que c'est le meilleur sushi de votre vie.
Kafayı yemiş gibi hissediyorum.
Je me sens folle dans ma tête.
Sence korumalar arkadaş muhabbetini yemiş midir?
Vous croyez que les gardes croient en leur numéro de copine?
Mide ve pilorik kas sağlam bu sayede kurbanımız en son ne yemiş öğrenebiliriz.
L'estomac et le sphincter pylorique sont intacts, il y a une chance que je voie son dernier repas.
Görünüşe göre kurban öldüğü gece oldukça fazla yer fıstığı yemiş.
La victime a mangé pas mal de cochonneries avant sa mort.
Kimde en fazla yemiş varsa o kral oluyor, en az düğmesi olan ise kambur adam.
Celui qui a le plus de graines est le roi. Celui qui a le moins de boutons est le bossu.