Yerim translate French
4,281 parallel translation
Her düştüğümde veya bir şeylere çarptığımda incinen yerim içeriden kemikleşecek.
A chaque chute ou chaque choc, mon corps va s'ossifier progressivement
Korkarım ki o benim yerim.
Je crains que sa place ne me revienne.
Kalacak yerim bile yok, seni aptal!
Je n'ai plus de maison, imbécile!
Bütün gün o evde kalırsam kafayı yerim.
Je vais devenir folle dans cette maison tout l'après-midi.
Her yerim peynirli.
Je me suis fait enfromager.
Yeni bir kulüp rekoru kırmazsam şapkamı yerim. 0.4 saniye!
Si je ne fais pas un nouveau record du club, je mange mon chapeau.
Seyahat ederken her yerim şişiyor.
Je deviens bouffi quand je voyage.
Beni yakalarsa, bende onu yerim.
S'il le fait, je le mangerai.
Sanki gidecek yerim var?
Où d'autre est-ce que je peux aller?
Her yerim ağrıyor.
J'ai mal partout.
Sabahları sadece yulaf yerim.
Je mange de l'avoine, le matin.
Özel park yerim ve tuvalet anahtarım var.
Elle et Tyler en bavent depuis la mort de James, mais elle est contente d'être revenue à Okmulgee.
Onu korumak için gerekirse kurşun yerim.
Je prendrai une balle s'il le fallait.
Bu benim yerim..
c'est ma place..
Gidecek başka yerim yok.
J'ai pas d'autre endroit où aller.
Benim yerim neresi?
Où est ma place?
İkindi vakti her daim incir yerim.
Je prends toujours des figues l'après-midi.
- Seve seve de yerim.
- Je serais très heureux de les manger.
Orası benim yerim.
C'est ma place.
Her yerim yağa bulanmıştı, iğrençtim mutfağa geçip biraz salsa sosu yedim bir bira içtim, sonra bir bakmışım ki uyuyakalmışım.
J'étais recouvert de graisse, dégueulasse. Je suis allé dans la cuisine prendre une bière. Et là... d'un seul coup... je me suis endormi.
Seni ham diye yerim!
Je vais vous manger!
Oraya koy, ben yerim.
Restez là, je vais manger.
Çok hızlı yemek yerim.
Je mange très vite.
Bunu ben yerim.
Je m'en occupe.
Almazsan onu yerim.
Vous le prenez ou je le mange.
Sonra yerim.
Non, je mangerai plus tard.
Yerim onu ben.
Je ravagerais Bieber.
Hayır, seninle yerim.
Non, je reste.
Luke ölünce ailedeki yerim değişecek sanmıştım.
Luke parti, je pensais que ma place dans la famille changerait.
Tok iken bile yerim. Kabuklu deniz ürünleri hariç her şeyi.
Même quand j'ai plus faim, je mange.
Eğer masa için ısmarlandıysa, biraz yerim, ama muhtemelen menüden başka bir şey seçerim.
S'il est là pour la table, bien sûr, je vais en prendre, mais il y a fort a parier que, je commanderais autre chose.
Her yerim berbat oldu.
Maintenant, je suis tout sale!
Aslın bakarsan, gidecek yerim yok.
En fait, j'ai nulle part où aller.
Her yerim ketçap olmuş.
J'ai plein de ketchup sur moi.
Orası benim yerim.
C'est mon siège.
Ben iki kişilik yerim.
Je suis... un mange deux.
- Yerim tabiki.
ouais, je mange de la viande.
Ne gidecek yerim ne de arayacak kimsem var.
Je ne sais plus où aller, ni qui appeler.
Sikini keser kendim yerim.
Je vais lui couper et la bouffer.
Ben de kaçıp gitmek üzereydim ama sonra düşündüm ve gidecek hiçbir yerim olmadığını anladım.
J'étais sur le point de me retirer et je me suis dit "je n'ai nul part où aller"
Gidecek başka hiçbir yerim yoktu.
J'avais pas d'autre endroit où aller.
Ben de bazı akşamlar hafif yemek olarak harika kökleri limon sıkarak yerim.
Moi aussi, parfois le soir, pour manger léger, je prépare de formidables racines au citron.
Toplumda bana yer olmadığını anlıyordum ama benim de toplum için yerim yoktu ve hiç olmadı.
J'ai compris que dans la société il n'y avait pas de place pour moi... et que je n'avais pas de place pour la société. Jamais eu.
Ama ailemin beniz ziyaret edebileceği bir yerim olsun diyorum.
Mais ma famille pourra venir me voir.
Palos Verdes'de göl kenarında başka bir yerim daha var ve Malibu'da bir dairem.
J'ai une bicoque au bord de l'eau à Palos Verdes et un appart à Malibu.
Lazerle alındı her yerim!
Epilation laser... intégrale.
Tavşan olmadığı sürece avladığın her şeyi yerim.
Je mangerai ce que vous chassez, à moins que ce soit un lapin.
Çünkü uyumak için başka bir yerim yok.
J'ai nulle part ailleurs, pour passer la nuit.
Benim yerim de aynı şeyi yapıyor.
- C'est la même chose chez moi.
Şu polyester çarşaflara bakınca bile her yerim kaşınıyor.
Fêtez la guérison
Oğlum burası benim gizli yerim.
Hey! C'est mon coin, mec!