English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Yetim

Yetim translate French

841 parallel translation
Uzun zaman önce, unutulan, terk edilen, Hiç gülmeden yetim oldum.
Oublié, abandonné depuis sa tendre enfance orphelin je suis resté, Sans joie ni chance.
Hiç gülmeden yetim oldum.
orphelin je suis resté, Sans joie ni chance.
Hiç yüzü gülmeyen zavallı yetim çocuk.
Le pauvre orphelin qui n'a jamais eu de chance.
O bir yetim.
Elle est de l'Assistance.
Bir kadın öldü, sevdiğim çocuklar yetim kaldı.
Une femme est morte, les enfants que j'aime sont orphelins.
Öksüz ve yetim olan şu çocuk, Oliver Twist, bugün 9 yaşına basıyor.
L'enfant baptisé Oliver Twist a aujourd'hui neuf ans.
Ve pek çok çocuk yetim kaldı.
Et une multitude d'enfants ont perdu leurs parents.
1948 istatistiklerine göre, Tokyo ya da Osaka'dan daha fazla yetim var. Her ikiside Hiroşima'ya uzak olsa bile.
Selon les statistiques de 1948, nous avons plus d'orphelins que Tokyo ou Osaka qui sont des villes bien plus peuplées qu'Hiroshima.
Şu anda Hiroşima'da kaç yetim var?
Combien y a-t-il d'orphelins maintenant, à Hiroshima?
O bir arkadaşımın çocuğu, bir yetim. Ama o bunu bilmiyor.
Il est orphelin mais il l'ignore.
Ben yetim yada değilim. Hiç kimseden korkmuyorum.
Je me défends toute seule, je n'ai peur de personne.
Otsu bir yetim.
Otsu est orpheline.
Yas tutacakları kayıpları... ve bakmaları gereken, ölenlerin yetim çocukları vardı. Ama çiftliği ele geçirmişlerdi ve nefret ettikleri... Bay Jermans'ı hatırlatan her şeyi yok etmek için vakit kaybetmediler.
Des pertes étaient à déplorer... et ceux qui étaient tombés laissaient des orphelins à élever... mais la Ferme du manoir était à eux... et ils ne perdirent pas de temps avant de détruire... tout ce qui leur rappelait M. Jones.
Artık yetim olmayan Huxley'nin Fahişeleri nihayet kendilerini kanıtlayabilecekti.
Notre bataillon allait enfin avoir l'occasion... de faire ses preuves.
Birdenbire yetim kalırlar.
Trop vite, ils se retrouvent orphelins.
Yetim kalacak.
Il sera orphelin.
Oğlun Petey yetim kalacak.
Votre fils Petey sera un orphelin.
Aileni kaybettiğinde yetim olursun.
On perd ses parents, on est orphelin.
Para almak amacıyla kendinizi dul ve yetim olarak tanıtan mektup yazma sistemi.
Soi-disant veuve et orphelin vous extorquez des fonds.
Yakarır sadece ; yetim çocukları onu affetsin ve anlamaya çalışsınlar diye.
Ses petits orphelins comprendront, Son sort sera le leur.
Zavallı, küçük yetim.
Pauvre enfant trouvé!
Bunlar, saldırıdan sonra yetim kalan çocuklar.
Ces enfants sont restés orphelins après l'attaque.
- On iki yaşında, yetim ve her yıl bir kez onu...
- Qui est cette femme? - Elle a 12 ans, elle est orpheline. - Je la sors une fois par an.
On üç yetim, bir bambu eksik.
Treize orphelins, Il manque un bambou.
Julia artık yetim olmayacaktı.
Julia ne serait plus orpheline, elle allait avoir un papa.
Biliyorum, hep yetim olduğunu söylerdim. Artık, gerçeği öğrenmelisin.
Je t'ai dit que tu etais orpheline.
Yetim olarak başka ne yapılabilir ki?
Que pourrait donc faire un orpheline?
Dorothy yetim olduğunu söylediğinde Bayan Meers de aynısını demişti.
Mme Meers a dit ça aussi quand Dorothy a dit qu'elle était orpheline.
Bu yetim çocuklar hep pahalıya patlar. - Nereden buldunuz onu?
Ces garçons de l'assistance coûtent plus qu'ils ne valent.
Gerçeği söyle rezil, yoksa kızın düğün gününde yetim kalır! Ama...
ou ta fille sera orpheline, le jour même de ses noces.
Eğer arşivlere bakacak olursan göreceksin ki onlar yetim değil, fahişeydi.
Si vous consultez les archives, vous vous apercevez... que c'étaient pas des orphelines, mais des prostituées.
Görme yetim senin ellerinde yok oldu.
Tu m'as rendue aveugle.
Şimdi o bir yetim.
Désormais, il est orphelin.
Bizi yetim bırakma Tanrım! Bizi kurtar Tanrım!
De l'orphelinat, sauve-nous, Seigneur!
... son mirasçım ise, lanetin gerçekleşmesini önleyen... Evelyn ismiyle bilinen köylü bir ailenin yetim çocuğudur.
"et enfin, celle qui se prénommait Evelyn. " Cette pauvre Evelyn, orpheline d'une famille de paysans, " qui a empêché la malédiction de se réaliser.
Fechner'ın yetim bir oğlu olduğu, ailesini terk ettiği ortaya çıktı.
Il a su qu'il laissait un nourrisson et ne vivait plus avec sa femme.
Eminim her yetim bunu ister.
J'imagine que c'est le cas de tout orphelin.
Sanmam ki bu müstakbel el çantaları yetim olsun.
J'imagine que ces futurs sacs de voyage ne sont pas orphelins.
Cui Guodong bir Çinli. Ama, yetim. Japonlarca yetiştirilmiş.
Malgré que Cui Guodong soit chinois, c'est un orphelin qui fut élevé par des Japonais.
Bazıları yetim... ya da koruma altında ya da- - Biliyorum.
Certaines sont orphelines ou pupilles... tu sais bien.
Gerilerinde kalan savaşla, bu insani yardımlar sayesinde binlerce Koreli yetim çocuk barış dolu bir geleceğe iyimserlikle bakmayı öğrenecekler.
Avec la guerre derrière eux et grâce à cette aide, des milliers de petits orphelins coréens envisagent désormais avec optimisme un avenir plus paisible.
BM Çocuk Örgütü ve Kızılhaç 30,000'den fazla yaralı ya da yetim çocuk için yardım isterken cesetler dağ gibi yığıldı.
Les cadavres se multiplient alors que l'Unicef et la Croix-Rouge cherchent à sauver 30000 enfants blessés ou orphelins.
Eğer kendini bir yetim yapmak istemiyorsan.
À moins de vouloir devenir un orphelin.
1555'de Roma'da tıpkı böyle bir yetimhanede 3 yetim, sadece şeytani bir zihnin yaptırabileceği korkunç şeyler yapmışlar.
En 1555, en plein Rome, dans un orphelinat comme celui-ci, trois orphelines furent responsables d'atrocités que seul un esprit diabolique peut avoir conçu.
Bu zavallı yetim çocukları sokakta bırakamazsınız! - Bu cinayet olur!
Vous ne pouvez pas laisser ces orphelins à la rue.
Ve sonra bir yetim- -
Et puis un orphelin...
Sonra yedeği, altı yaşında bir yetim onun yerine geçerek, hemen gemiyle yurtdışına gönderilmiş... babası da ona refaket etmiş- - herşey yolunda gitmiş.
Puis un orphelin de six ans... a été mis à sa place et envoyé immédiatement outre-mer... accompagné par son père... ça a marché.
Karımı dul, çocuklarımı yetim bıraktın.
Ma femme est maintenant veuve, et mes enfants n'ont plus de père.
Çocuklarım yetim kalmamalı.
- Quoi? Que mes gosses ne soient pas orphelins.
Yetim misin?
Orpheline?
Senin bir yetim olduğunu bilmiyordum.
Vous êtes orphelin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]