Yonetim translate French
3,964 parallel translation
Devlet ve yönetim ekibi... buraları eski haline getirmek için söz verdi.
Le gouvernement et l'équipe de gestion se sont engagés à respecter un plan de restauration des terres comme elles étaient.
Söylemiştim! Yönetim kuruluna hesap veriyorum!
Je vous l'ai dit, je dois répondre à mon conseil d'administration.
Bölgesel kaynak yönetim ofisinin yetkisi altında.
Il dépend du ministère de la Gestion des Ressources.
Son birkaç maçına ve en yakında aldığın cezalara bakarak yönetim, özel olarak konuşmak isteyebileceğin bir şeyler olabileceğini düşündü. - Yedi senedir ligdeyim.
Sur la base de tes quelques derniers matchs et de tes plus récente pénalité, la diretion a pensé qu'il y avait peut-être certaines choses dont tu voudrais parler... en privé.
Yönetim bunu mecburi tutuyor.
Et bien, c'est la direction qui l'a décidé.
Üst Yönetim, Bölüm için bir miktar gizli bütçe koparmayı başarmıştı.
Oversight exploitait un petit budget caché consacré à la division.
Yönetim bütçemizi nasıl sağlıyoruz peki?
D'où vient notre argent pour les opérations?
Sıkı bir yönetim yapıyordun.
du genre perfectionniste. Oui.
- Yönetim Lockhart / Gardner'in geçmişteki büyük grup ilaç davaları takibindeki endişelerini...
- Le Management a exprimé des inquiétudes du fait que Lockhart / Gardner a des antécédents
Yönetim becerilerinin, iyi olmadığını kabul ediyorum ama çekicilikleri var.
J'admets que la nouvelle direction n'est pas très efficace, Mais je les trouve charmants.
Okulunuzun yönetim kurulu çoktan onay verdi bile.
Le conseil de l'établissement a déjà statué dessus.
Doğru ama yönetim bunu istedi.
Certes, mais le conseil m'a demandé de, euh...
ACLU'nun yönetim kuruluna yeni seçildi.
Récemment élue au conseil exécutif de l'Union américaine pour les libertés civiles.
Okul yönetim kurulu, bölge ortaokullarından beden eğitimi dersinin kaldırılmasını kabul etmiş sadece.
Le conseil de l'école vient juste de voter pour l'élimination de la classe de gym dans les collèges du quartier.
Şimdi, okul yönetim kurulu gelecek hafta nerede toplanacak dersin?
Maintenant, où penses-tu que le conseil d'école va se retrouver la prochaine fois?
Ve tüm okul yönetim kurulu bombayı bulduğumuz duvar boyunca oturuyor olacak.
Et la totalité du conseil sera assis le long de ce même mur où nous avons trouvé la bombe.
Kameraları yerleştiriş şeklimiz, ışıklandırma, setler hatta yönetim şeklimiz, Pia.
La position des caméras, l'éclairage, le décor, sans parler de la réalisation, Pia.
Conrad vali olmaya aday olduğuna göre Grayson Global'ın yönetim kurulundaki sandalyesini boşaltmaya zorlanacak... bu da demek oluyor ki Daniel'e yaklaşabilir ve sonunda Helen Crowley'den kurtulabilirsin.
Maintenant que Conrad se présente en tant que gouverneur, il sera obligé d'abandonner sa place au conseil d'administration de Grayson Global, ce qui veut dire que tu peux te rapprocher de Daniel et enfin atteindre Helen Crowley.
C.E.O. olduğun zaman bana, yönetim kurulunda boşalacak bir sandalye için beni aklında tutacağını söylemiştin.
Quand vous êtes devenu PDG, vous m'avez dit que vous me garderiez en mémoire dans le malheureux cas où un siège se libérerai au conseil d'administration.
Ewing Enerjileri'nin yönetim kurulundasın.
Vous faîtes partie de Ewing Energies.
Yönetim yapabileceklerimi görünce ikna olacaktır.
Une fois que le conseil voit ce que Je peux le faire, ils seront convaincus.
Yönetim kurulunun sana baskı yaptığını biliyorum.
Je sais que vous êtes sous la pression du Conseil.
Yönetim kurulu üyeleri yarın akşamüstü oylama yapıp onu ahlak şartı uyarınca kovup kovmayacaklarına karar verecekler.
Le conseil vote demain après-midi pour savoir s'il faut la virer pour non respect de la clause de moralité. Sa vie personnelle s'effondre.
Yönetim kurulu toplantısı saat 5'te.
Réunion du conseil d'administration à 5 heures
Yönetim kurulundakilerin de bazı sırları varmış meğerse.
Les membres du conseil ont quelques secrets eux aussi.
Birkaç yönetim kurulu üyesi var ama ulaşılmaları mümkün görünmüyor.
il y a plusieurs membres de direction. mais bizarrement ils sont tous injoignables
Ben büyük bir derneğin yönetim kurulu başkanıyım.
Je suis la présidente du conseil d'administration d'une grande fondation.
Resmî olarak yeni yönetim kurulu olduk.
- Ooh.
Parasını yönetim kurulu verdi. Kesinlikle kullanılmasını istiyoruz.
Le conseil d'administration a payé pour ça et nous voulons à tout prix qu'il soit utilisé
Ciddiyim. Tabii tabii. Evet, Cristina bir yönetim kurulu toplantısı yaptı.
Bailey, vous avez votre laboratoire de génétique, pour de vrai
Yönetim kurulu başarabileceğinizi düşünüyor.
Mais je ne peux sûrement pas...
Ve çalışanlar sizin yeni yönetim olduğunuzu öğrendiklerinde, yer değiştirdiler.
et quand les employés ont découvert que vous étiez la nouvelle direction, ils, hum, ont fait volte-face.
Yönetim bize bırakılmıştı.
Cette responsabilité nous a été confiée.
Çevre Güvenliği ve Tehlike Yönetimi'nin yönetim kurulundayım.
Je suis au Conseil d'administration pour la Sécurité et les dangers environnementaux.
Yönetim onun değil haberin üstünü örtmeyi önemsiyor.
L'administration se soucie d'enterrer l'histoire, pas elle.
Bu yönetim birçok zorluğa meydan okudu.
Vous savez, cette administration a fait face à de nombreux défis.
Chris bana aptalca bir yönetim eğitimi liderliği kursu aldırmaya çalışıyor.
Chris m'oblige à suivre un stupide séminaire de management.
Artık Hayvan Kontrol Departmanı'nı sen işletiyorsun Chris Treager yönetim eğitimi semineri veya "Ka-tumts" için gerekli niteliklere sahipsin.
Vu que tu es à la tête de la fourrière, tu es qualifiée pour le Séminaire de Management de Chris Traeger, ou "SeMCaT".
12 yıldır Parklar Departmanı'nın başındayım ve hiç "Yönetim eğitimi" kursuna katılmadım.
Ça fait 12 ans que je suis chef de service, et je n'ai jamais suivi de séminaire de management.
Herkes "Yönetim Treni"'ne binsin.
Montez à bord du "Train du management".
Seni yönetim danışmanlığının lanet kıçının sivilcesindeki lanet olası bir yıldız işareti yapacağım!
Tu seras une putain d'astérisque sur un bouton du cul du conseil en gestion!
Baker'ın size CEO ve yönetim kurulu üyelerinin mülakat zamanları listesini attığını da gördüm.
Le rapport est sur votre bureau. Et j'ai aussi vu un e-mail de Baker avec une liste de PDG et de présidents de conseil d'administration et leur disponibilité pour un entretien.
Tabi.Yönetim seviyesindeki önemli bir pozisyonda bir şansı hak ediyorsun ki bu pozisyonda yönetimdeki yeteneğinden faydalanabilirler.
- Oui, mec. Qu'est-ce qui se passe avec vous deux? Vous êtes soudainement meilleurs potes?
Yönetim kurulundakiler haklıydı.
Les gars de la commission scolaire avaient raison.
Yönetim sorunları,.. AB komisyonu üyesi olduğu günlerdeki lokanta faturaları.
Gestion directive, critiques internes, notes de frais de Bruxelles.
- Olmaz, efendim. Whistling Pines'da öyle yapabilirler fakat Leisure Park'ta disiplinli bir yönetim mevcut.
C'est peut-être comme ça à Whistling Pines, mais ici à Leisure Park, on fait preuve de rigueur.
Bütün yönetim dosyaları. - Ne gördüğünü görmeliyim.
Tous leurs dossiers administratifs.
Yönetim kurulundayım.
D'accord, je fais partie de la direction.
Tüm o yönetim anlaşmazlıklarımıza rağmen muhteşem bir geceye ev sahipliği yaptık.
Et malgré nos différents évidents sur le management, nous avons réussi à organiser une super soirée.
Günün birinde doktor, bir şirketin yönetim kurulu başkanı veya senatör olabilirsiniz.
Tu pourrais être un docteur ou le chef d'une société... ou-ou-ou un sénateur un jour.
İleri düzey OCD'yi aşarak askeri insansız hava uçaklarında kullanılan yönetim programını dizayn eden insan.
Ont surmonté de graves troubles obsessionnels compulsifs pour devenir ( OCD ) : Obsessive-Compulsive Disorder concepteur en chef pour les logiciels opérationnels utilisés dans des drones militaires.