English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Y ] / Youtube

Youtube translate French

843 parallel translation
Demek istediğim, Youtube kanalımızın 2 milyon takipçisi var.
Notre chaîne YouTube a presque 2 millions de vues.
Biz sadece bunu YouTube da izlemek istiyoruz, değil mi çocuklar?
Tout ce qu'on veut, c'est que ça passe à la télé, n'est-ce pas les gars?
Sana olanları YouTube'dan izledim.
J'ai vu ce qui t'est arrivé sur YouTube.
Bunu YouTube'a koyacağım.
Je vais mettre ça sur YouTube.
- YouTube bedava, dangalak.
- YouTube est gratuit, abruti!
Ya da Youtube'dan indirdiğiniz videolardan.
ni téléchargé sur Youtube.
Ve normal olarak, kabul ederdim ama sonra, senin özrün Youtube'da 200 binden fazla izlendi.
Et en temps normal, je la prendrais, mais tes excuses ont généré plus de 200 000 visionnages sur Youtube.
Evet, biliyorum. Sizi youtube'de izliyorum.
Je sais, je regarde ça sur YouTube.
Özür dilerim tatlım. git pasta ye yada youtube yada başka birşeyler izle.
Chéri, je suis désolée, va manger du gâteau ou regarde Youtube.
Sonra Newsweek haber yapacak. Sonra CNN bunu haber yapacak.
Et "Newsweek" le reprend, puis CNN fait un sujet et YouTube finit par s'en saisir.
Evet, YouTube videona kaç yıldız verdim biliyor musun?
Oui, tu sais combien d'étoiles, sur cinq, je donne à ta diffusion sur Internet?
- Bu sabah YouTube'da.
Sur YouTube, ce matin.
Bize ilk otu veren ve klüplere gizlice sokan sendin. Şimdi de kalmış diyorsun ki film yapımcılığı bu hayattan daha iyi.
T'es le mec qui nous a donné notre premier joint, amené dans notre premier club, et tu vas me dire que la vie de réalisateur pour YouTube est meilleure que ça?
YouTube'da daha kolay göründüğüne eminim.
Je suis sûr que ça avait l'air plus facile sur YouTube.
YouTube'dayım.
Je suis sur Youtube.
- YouTube'a koymayacaksın onu.
Tu ne vas pas poster ça sur YouTube *.
Evet, Başkentte neler oluyor! YouTube da kalın.
Ouais, ce qui se passe à D.C. reste sur YouTube.
- Bunu YouTube'a koymalıyız.
- Ce devrait être sur YouTube.
YouTube'un en çok izlenen videosu olacak.
Bientôt la vidéo la plus populaire sur YouTube.
YouTube'da çok tıklanmıştı.
Il y a eu beaucoup de visionnages sur YouTube.
YouTube'daki bir mesaj panosunda rastladım.
Si quelqu'un m'écoute, nous sommes à Tokyo. Je l'ai trouvée sur YouTube.
Suratına yüz tane sandviç tıkıştır ve Youtube'da kendini izle gibi mi?
Où tu te bourres d'une centaine de hot-dogs et te regardes sur le net?
Ve youtube'daki herkes senin çiftlik çocuğunun aslında bir uzaylı olduğunu öğrenecek.
Et le monde entier apprendra que votre ami agriculteur... est un... extra-terrestre!
YouTube'da 60 defa izledim.
Je l'ai maté sur YouTube au moins soixante fois!
Ya da youtube da en çok izlenen kadın olmazdım!
Cette vidéo n'aurait pas été la plus téléchargée sur YouTube! Elle ne voit que le mauvais côté des choses.
Bu youtube'ta bile çıkacak, ya da belki, kendi dost-ajanda sayfana koymak istersin.
Ça va sur Youtube, ou tu aimerais peut-être le mettre sur ta page perso?
Bu, youtube'ta bile çıkacak.
Ceci va sur Youtube.
Bu youtube'ta bile çıkacak.
Ça va sur Youtube.
Niyetimiz sadece, onu youtube'ta yayınlamaktı.
On allait juste le mettre en ligne sur Youtube.
Küçüklerin YouTube videosu ise şimdiden 10 milyon kez izlendi.
Et la vidéo de tes petits potes? Déjà 10 millions de visiteurs sur YouTube!
Chad Hurley ve Steve Chen YouTube'u 1,65 milyar dolara satmıştı. Kim bilir Mark Zuckerberg Facebook için ne kadar alacak.
Chad Hurley et Steve Chen viennent de vendre YouTube pour 1,65 milliard, et qui sait combien Mark Zuckerberg vendra Facebook?
Umarım bu sabah yolladığım YouTube klibinden bahsetmiyordur.
J'espère vraiment que ce n'est pas cette vidéo Youtube que je lui ai envoyé ce matin parce que c'est un peu...
YouTube'da canlı yayındayız. Şimdi göreceğiz, neden yapıldığını.
On est en direct sur YouTube.
Hayır, sadece You Tube'dan bir şeye bakıyorum.
Non. Je regarde juste un truc sur YouTube.
Çıkan bağlantılardan birisi YouTube'a gidiyor, Rus'un birinin videoları var.
Et un des liens pointait vers YouTube, où ce Russe a un tas de vidéos.
- Her mitingden alınmış görüntüler var.
Il a des vidéos sur YouTube, de chaque rassemblement.
YouTube profiliyle MySpace profilini karşılaştırdım ve "blog" una göre eski bir komünistmiş.
- Non. J'ai recoupé son profil YouTube avec MySpace, et d'après son blog, c'est un communiste de la vieille école.
Chase, Stolfsky adını YouTube'da arat ve JDate ile kontrol et!
Chase, cherche le nom Stolfsky sur YouTube et recoupe ça avec JDate.
Kesinlikle. Bir şarkı yaz, bol bol prova yap, şarkıyı kaydet, videosunu çek, videoyu YouTube'a koy, sonra da görmesini bekle.
Tu dois juste écrire une chanson, la répéter, l'enregistrer, la mettre sur YouTube et attendre qu'il la voie.
YouTube'da acayip ünlü olacağız.
On va passer sur YouTube.
Merhaba, YouTube.
Bonjour, YouTube.
Şu YouTube işini paraya çevirme fırsatın var.
Vous avez la possibilité de capitaliser YouTube sur cette chose.
O göğüs çekimlerini Youtube'a koyanın da o olduğundan nerdeyse emindim.
Je suis sûr que c'est elle qui a mis tes seins sur YouTube.
Hey Rondeau, YouTube için?
- Hé, Rondeau! Au YouTube?
YouTube'da yayınlayayım da gör.
Attends que je mette ça sur YouTube.
Bize inanmıyorsanız youtube a bakın.
Si vous n'y croyez pas, regardez YouTube.
Dinleyin çocuklar. Youtube'ta 8 saatte 2 milyon kez indirilmiş.
Deux millions de téléchargements sur YouTube en huit heures?
Ama sizin küçük patlamanızın youtube'a konulduğunu öğrenmek seni neşelendirebilir.
Tu seras ravi d'apprendre que la vidéo de ta prestation circule déjà sur internet.
Youtube, Ebay.
- Du cinéma où elle travaille.
YouTube'da bir numara olacak.
Un clip génial de plus.
Önce YouTube'dan öğrenirsin sandım.
J'espérais que tu le voies sur YouTube.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]