Yüzmek translate French
774 parallel translation
Matmazel, yüzmek ister misiniz?
Mademoiselle, vous voulez nager?
- Yüzmek için bayağı uzak, değil mi?
- Ça fait un bout, à la nage. - Voulez-vous bien partir?
- Yüzmek.
- Nager.
Yüzmek.
Nager.
- Yüzmek mi?
- Nager?
Güzel sözlerine başlamadan önce sen dün gece neredeydin? - Yüzmek.
Avant que tu te mettes à marivauder, où étais-tu, cette nuit?
- Yüzmek, yüzmek, yüzmek. - Hayır.
Nager... nager!
- Bunu nereden buldunuz Tarzan? - Yüzmek.
D'où cela vient-il?
- Gel Oğlan, yüzmek.
Viens nager, Boy.
Yüzmek yerine içsek?
Piquons plutôt une tête là-dedans.
- Yüzmek mi?
- Piquer une tête?
Eve geldiğinde yüzmek istedin.
Tu aurais dû te baigner, après la soirée.
Yüzmek?
Me baigner?
Yüzmek mi?
Me baigner!
1 mil yüzmek zorunda kaldım.
J'ai dû nager presque un mille.
Tarzan şimdi yüzmek.
Tarzan va nager.
Zandra yüzmek?
Zandra nager?
Madem yüzmek istiyor, yüzsün.
S'il veut filer, laissez-le!
Balık tutmak, kayak yapmak ya da yüzmek için bundan daha iyi bir hava bulamazsın.
Ils jouissent des conditions idéales pour la pêche, le ski, le toboggan et la nage.
- Keklik avlamak, somon balığı tutmak Kiloran koyunda yüzmek, Domuz Cenneti'nde piknik yapmak.
Chasser la grouse, pêcher le saumon, se baigner, pique-niquer à Pig's Paradise.
Etrafında yüzmek için koca deniz varken.
Il y a la mer pour nager!
Kocamla tekne gezitisindeydik ve yüzmek için suya atladı.
Mon mari et moi étions sur le lac. Il a voulu se baigner.
Bence sen yüzmek istiyorsun. Böyle düşünüyorum.
Vous vouliez piquer une tête, hein?
- Yüzmek çok güzel bir spordur.
Il y a un endroit parfait entre les ormes.
Yüzmek isterdim şimdi.
Aller me baigner.
Birden canım yüzmek istedi.
J'ai eu une folle envie de me baigner.
Sen ve Artie dönünce yüzmek isterseniz havuz emrinizde.
Quand vous serez de retour avec Artie, si vous avez envie de nager... il y a la piscine.
Ama Doktor Fulton- - Bunu birinin kafa derisini yüzmek için alıyorum.
Je prends juste ça pour scalper un gars.
Arkadaşımız Baron Walter derimi yüzmek istiyor.
Ben "on", c'est notre ami Walter, il cherche à me casser les reins.
Korkacak bir şey yok. Kadınlar ve yüzmek neredeyse aynı şeydir.
les filles et l'eau où on nage, c'est le même principe.
Ben gemiye binmek, yüzmek, halata tırmanmak, saklanmak.
Je rame, je nage, je grimpe corde, je me cache.
Yüzmek istiyorum.
- Je suis libre comme un cygne.
Kayıp yoktu, ama bazıları kıyıya yüzmek zorunda kaldı. Bunlardan biri de bendim.
Aucune victime, juste quelques hommes à l'eau, dont moi.
Her sabah seni uyandırıp yüzmek için çekiştire çekiştire denize götüreceğim.
Et chaque matin, je te sortirai du lit et t'emmènerai dans l'eau.
Muhteşem, Raymond. Serin bir kadifede yüzmek gibi...
On croirait nager dans un frais velours.
Ölürüp derisini yüzmek istiyorlar, Kunduzun...
Ils voulaient le tuer, lui enlever la peau
Yakılmak ve derisini yüzmek istiyorlar bir kunduzun...
Ils voulaient tuer le castor... lui enlever la peau
Yüzmek, balık tutmak falan.
Avec bain, pêche et autres distractions?
Canım yüzmek istiyor. Yüzmeye gidelim mi, otelci?
Si on allait se baigner, logeur?
- Yüzmek. Ah, tabii.
Tu m'étonnes!
Ve uyanınca, yeniden sana yüzmek istedim.
Et en me réveillant, je voulais nager jusqu'à vous.
O mayoyla yüzmek istemediğimi söyledim ama elimden tutup suya sürükledi tamamen suya girdim sudan çıktığımda çıplak görünüyordum.
J'ai donc refusé de me baigner avec... mais Sébastien m'a attirée de force dans l'eau. Quand j'en suis sortie, j'avais l'air nue.
- Turistler mi? Ne turisti? Geçen yıl birkaç Fransız gelmişti, "bilyeyle" yüzmek için kumsala gittiler.
On a eu des touristes français qui se baignaient en "sdrip"!
Yüzmek için seni davet etmiş.
Elle vous a invité à nager.
Dağların ve ormanların üzerinde yüzmek
Jusqu'à la montagne et son sommet
Oyun yok, yüzmek yok ve geçerli bir sebep olmadan okulun dışına çıkma yasak.
Fini le hockey sur gazon, la natation, et ne quitte l'école sous aucun prétexte.
Martin, Yüzmek de istersin tabi!
Tu dois prendre un bain.
Yüzmek isterseniz 15 nolu kabinde mayo olacaktı.
Si vous voulez vous baigner, il y a un maillot.
Yüzmek için.
Aller nager.
Yüzmek.
Nager?
Gece yarısı yüzmek ne hoş olur.
Nous prendrons un bain de minuit.