Yüzyılda translate French
876 parallel translation
- 20. yüzyılda yaşıyoruz.
- Nous sommes au 20e siècle.
İngiliz krallarının on yüzyılda biriktirdikleri servet, sorumluluğu büyük.
Les richesses accumulées de 10 siècles de rois anglais. Une grande responsabilité.
Ancak 20. yüzyılda hayalet gibi şeylere ve böyle orta çağa saçmalıklarına inanmak gerçekten çok gülünç.
Au vingtième siècle! Nous ne sommes plus au moyen âge!
Dediğiniz gibi 20. yüzyılda bu tür şeylerin varlığına nasıl inanılır.
Ridicule, au 20e siècle.
İlk sahibi 18. yüzyılda yaşayan bir aristokratmış.
Il appartenait à un noble au xviiie siècle.
16. yüzyılda yaşamış gibi onu kimse tanımıyordu.
On ne l'aurait pas mieux connu s'il avait vécu au XVle siècle.
Tesadüfen, 17. yüzyılda Felemenkçeyle elle yazılmış ilginç bir yazma bulmuştum. Görünüşe göre Uçan Hollandalı'nın itirafıydı.
J'étais tombé sur un manuscrit hollandais du 17 ème siècle qui se présentait comme la confession du Hollandais Volant.
Milattan önce 5. yüzyılda bir zorbanın yönetiminde zulüm çeken Atina yurttaşları onu sürgüne gönderdiler.
5 siècles avant J.C. les citoyens d'Athènes ayant souffert d'un tyran... le bannirent.
O olayın 19. yüzyılda gerçekleştiğini unutuyorsun.
Vous oubliez que nous sommes au XIXe.
20. yüzyılda.
Au vingtième siècle.
- Yirminci yüzyılda yaşıyoruz.
Nous sommes au 20e siècle.
Canavar diye bir şey yoktur. 20. yüzyılda yaşıyoruz.
Les monstres n'existent pas. Nous sommes au XXe siècle.
12. Yüzyılda Gobi çölünde karmaşa hakimdi.
Au douzième siècle, le mécontentement grondait dans le désert de Gobi.
Ama şu an bana sanki başka bir gezegende başka bir yüzyılda olmuş gibi geliyor.
Maintenant, il me semble que c'était sur une autre planète, à une autre époque.
Ne yazık ki, Bayan Monroe 17. yüzyılda henüz bu dünyada değildi.
Malheureusement, les femmes ont été exclues du kabuki au 17e siècle.
Bu yüzyılda doğmadığımı söylemekle yetinelim.
Disons que... je ne suis pas né dans ce siècle.
Geçen yüzyılda, Roma'nın putperest zulmüne son verip... yeni bir toplumun kurulmasına yol açacak olan... Hıristiyanlık denen yeni dinin... doğumundan önce... Roma cumhuriyeti uygar dünyanın tam merkezinde yer alıyordu.
Au dernier siècle avant la naissance... de la nouvelle foi appelée chrétienté... qui allait renverser la tyrannie païenne de Rome... et fonder une nouvelle société... la république romaine était le centre de la civilisation.
İşte o yüzyılda... Fethedilmiş Yunan eyaleti Trakya'da... cahil bir köle kadın Spartacus adını verdiği... bir oğlan doğurarak sahibinin servetini biraz daha artırdı.
Le même siècle... dans la province grecque de Thrace, possession romaine... une esclave enrichit la fortune de son maître... en donnant naissance à un fils qu'elle appela Spartacus.
20. yüzyılda, Toplu Savaştan önce Dünya'da kullanılıyordu.
On en utilisait au XXe siècle, avant la Guerre totale.
20. yüzyılda yaşıyoruz. Şişe süt denen bir şey var.
Mais on est au 20e siècle, il y a du lait en bouteilles.
Bu yüzden 20. yüzyılda temiz silah olarak adlandırılırdı.
Surnom d'une arme "propre" de la fin du XXe siècle.
Her yüzyılda, bir despot bunu dener, ama hiçbiri başarılı olamadı.
Tous les 100 ans, un despote essaie, mais sans succès.
- Bilmem. 21. yüzyılda Cardiff'teyiz.
- Euh... Cardiff, 21e siècle
Bu yüzyılda resim yapan Floransalı bir Hıristiyan'ım ben!
Florentin et chrétien, je peins dans ce siècle.
20. yüzyılda, H-bombası nihai silahtı, onların kıyamet günü silahı.
"Il va falloir se fixer un plafond raisonnable."
sonraki yüzyılda, çeteler 1960'lara doğru tekrar toparlandı onların gücü 20 yıldan uzun süre hissedildi.
Des années plus tard, les gangs se reconstituent. En 1960, leur pouvoir est plus fort que dans les années vingt.
20. yüzyılda, Hidrojen Bombası kıyamet günü makinesiydi.
Au XXe siècle, leur machine infernale, c'était la bombe H.
Eğer yanılmıyorsam, uzun ömürlü de. Tahılın kökü trikaleye dayanıyor, soyu, 20. yüzyılda Kanada'ya kadar izlenebilir...
Une plante vivace, si je ne me trompe, dérivée du triticale, céréale hybride née au Canada au XXe siècle...
O taç 5. yüzyılda imparatoriçe Theodora tarafından takılmış.
Cette espèce de couronne a été portée par l'impératrice Théodora au 5e siècle.
Aslında farklı bir yüzyılda yaşamak isterdim.
J'aurais préféré un autre siècle :
Dünyada 12 yüzyılda oldu diye onlarda o kadar sürmesi gerekmez.
Il a fallu 12 siècles aux Terriens, mais pas forcément à eux.
Bones, 20. yüzyılda Asya'daki orman savaşlarını hatırladın mı?
Bones, vous rappelez-vous les guerres du XXe siècle en Asie?
20. yüzyılda...
Le XXe siècle ne possédait pas la...
20. yüzyılda, bunu Tahiti Sendromu olarak adlandırıyorduk.
Au XXe siècle, on l'a désigné sous le nom de syndrome de Tahiti.
Ama 20. yüzyılda oldu.
Mais c'est arrivé au XXe siècle.
Bu, düzeni ayakta tutuyor ve ülkenin ahlakını 19. yüzyılda bulunduğu yerde ve cinsel devrim öncesinin karanlık günlerinde tutuyor.
C'est un retour au 19e siècle, et aux jours horribles précédant la révolution sexuelle.
Beşinci yüzyılda, bir zamanların güçlü Roma İmparatorluğu dağıldığında Batı Avrupa'nın yumuşak karnı doğunun barbar kavimlerine karşı davetkar biçimde korunmasız kaldı.
Au cinquième siècle, le grand Empire Romain s'effondrait, livrant le point vulnérable de l'Europe Occidentale aux hordes barbares venues de l'Est.
Buna benzer bir divanın getirildiğini hatırlıyorum. Headingley'de, M.Ö. 9.yüzyılda, siyahlara karşı.
Je me souviens d'un divan similaire amené sur le terrain à Headingley en l'an 9 av. J.-C. contre les basanés.
Bu resimleri İspanyol bir asker 18. yüzyılda yapmış.
- C'est un soldat espagnol du XVIIIe siècle qui a peint toutes ces fresques.
" 18. yüzyılda yapılan Belediye binası, merdivenleri ve kabul odası.
" Hôtel de Ville XVllle siècle : Escalier remarquable.
- 19. yüzyılda.
Au 19ème siècle.
18. yüzyılda.
Au 18ème siècle.
Baksana, George. 18'inci yüzyılda yaşasaydın, Napolyon'u büyük bir mareşal yapardın.
George, vous auriez fait un bon maréchal napoléonien... au 1 8ème siècle.
İnsanların hala 19'uncu yüzyılda, o saçmalığa inandıklarını görmek.
Dire qu'il y a encore des gens qui croient à ces absurdités au 19e siècle.
Kısa ve öz bir şekilde belirttiğin gibi, 19'uncu yüzyılda yaşıyoruz.
Comme vous l'avez dit avec tant de concision, nous sommes au 19e siècle.
Buck Rogers 20. yüzyılda!
Buck Rogers au XXe siècle!
Günümüzden çok önce, daha 12. yüzyılda adil savaşın ne olduğunu anlamış kendisi
Il a écrit ça au xiie siècle, avant notre époque. Il savait ce qu'était une guerre juste.
4. yüzyılda yaşamış bir Yunan filozofu?
"Philosophe Grec du IVème siècle."
Bu 16. yüzyılda ülkemizi birleştiren ilk adam hakkında bir filmdir.
Ce film conte
Sonunda hangi yüzyılda olduğumuzu biliyorum, evladım. Bak.
Ah, au moins nous connaissons le siècle, mon cher garçon, regardez.
Eli silahlarla yüklü insanların olduğu 20.yüzyılda değiliz. Asırlardır dışarıya çıkmadın.
Je suis trop occupé pour envisager toutes les implications.