Yüzükler translate French
247 parallel translation
Ayrıca çalışma masası çekmecesindeki yüzükler bilezikler ve mücevherleri de almayı unutma.
Et n'oublie pas de prendre les bagues et bracelets les bijoux sont dans la commode.
Sendika aidatlarınızla ve toplanan haraçlarla... 150 dolarlık takım elbiseler, elmas yüzükler alanlar için ne hisseder?
De ces voyous se pavanant dans des costumes à 150 dollars et dont les mains d'assassins s'ornent de diamants payés par vos cotisations?
Saçlarına elmaslar, parmaklarına yüzükler takarım.
Je te couvrirai de diamants et de rubis.
İpek çarşaflar, elmas yüzükler, balayı süitleri.
Draps de satin, bagues de diamants, suites nuptiales.
Parmağında yüzükler vardı,
Elle avait des bagues à chaque doigt
Haremlerden alınmış altın yüzükler.
Des bagues en or prises aux harems.
Bu yüzükler de nereden çıktı?
Où as-tu trouvé ces alliances?
Yüzükler bende.
J'ai les alliances.
Bu elindeki yüzükler kolayca çıktı ; ancak diğer eldeki daha büyük ve değerli olanı ne kadar çekiştirse de yerinden oynatamadı.
Il enleva facilement les bagues qu'elle portait à une main, mais l'autre main portait les bagues les plus précieuses. Il tira et tira mais il ne put les enlever.
Bıçağını çıkardı yüzükler takılmış eli param parça etti.
Il sortit un couteau... et coupa la main qui portait toutes ces bagues.
Tam olarak anlamadığım bir şeyler duydum. Bir düşman ve yüzükler hakkında ve elfler hakkında beyim.
J'ai entendu, mais je n'ai pas compris, sauf que vous parliez d'anneaux et d'Elfes...
Giysiler, silahlar, yüzükler, onlara benzemek için her şeyi.
Vêtements, armes, identifications, bagues pour être comme eux
- Sam, yüzükler sende mi?
Vous avez les anneaux?
- Mücevherler, saatler ve yüzükler falan, bir dolapta, bir ayakkabı kutusundaydı.
On a trouvé des bijoux et des montres dans un carton à chaussures...
Babam hep "Böyle şeylerden uzak dur." der. Çünkü erkeklerin ciddiyetini giysileri, arabaları, taktığı yüzükler gösterirmiş. Erkekler için yani.
Mon père dit qu'il vaut mieux se faire remarquer pour... son sérieux plutôt que ses vêtements, ses voitures, ses bagues pleines de diamants... pour les hommes, c'est-à-dire.
Her iki kolu da yüzükler ve takılarla doluydu...
Elle avait les deux mains couvertes de bagues et de bijoux.
Evet, öyleydi. Çünkü bu yüzükler altındı, esrarengizdi. Ve her parmağa da uyuyordu.
Elle était dorée et mystérieuse, et allait à tous les doigts.
Yüzükler ucuz.
C'est pas cher.
Yüzükler ucuz mu?
"Les alliances, c'est pas cher."
Yüzükler ucuz derken bunu mu kastediyordun?
C'est ça, "les alliances coûtent pas cher"?
Altın zincirler, madalyonlar, yüzükler...
Des chaînes en or, des médaillons, des bagues.
Yeni bavullar, yeni yüzükler ve damadın gözündeki ışıltıdan.
Les valises neuves, les bagues neuves... et l'étincelle dans le regard du monsieur.
Yüzükler lütfen.
L'anneau, je vous prie.
Yüzükler.
Alliances.
Yüzükler.
Alliances...
Yüzükler.
L'alliance?
Yüzükler. Cüzdanlar. Çantalar.
Les bagues, les portefeuilles, les sacs, les broches.
- Bu yüzükler, 3000 dolar.
Les bagues, trois mille dollars.
Yüzükler, bilezikler ve mücevherlerle bezeli bir elbise.
Aux doigts, aux poignets et partout sur ma robe!
§ Parmaklarında yüzükler ve başparmağında ziller §
Avec des bagues aux doigts Et aux pieds des grelots
Yüzükler yuvarlak ve altındandı.
Rondes, en or.
Yüzükler, ihtişam
Magie! Bagues! Toilettes!
Bu yüzükler için.
C'est pour l'alliance.
Yüzükler bende değil. Yüzük bende!
Je les ai!
Yüzükler Boyd'da.
C'est Boyd qui les a.
Kendine adam gibi yüzükler al seni ucuz pislik.
Va t'acheter des vrais bijoux, sale radin.
Ve nişan, ve yeminlerimiz ve yüzükler.
Et aux fiançailles, au mariage, aux alliances.
Yüzükler ve bekârlığa veda partisinden önce..... sağdıcının kim olacağına karar vermen gerekmez mi?
Avant d'enterrer ton célibat, faut choisir ton garçon d'honneur.
- Yüzükler sizde mi?
Vous avez les alliances?
Yüzükler bende.
On a déjà les alliances. Où est ton alliance?
- Yüzükler.
- Les bagues, les bagues...
- Şahit burada, yüzükler de hazır lütfen! - Ama şey...
- Mais...
Güzel yüzükler, parmaklar.
T'as des beaux bijoux.
Sadece saatler ve yüzükler için son bir kez bakmak istiyorum. Neredeyse bitirdik.
On y est presque.
Tamam, yüzükler!
Les bagues...
Yüzükler sende mi?
Tu as les alliances?
Yüzükler.
Il nous faut les alliances.
Yüzükler lazım.
Je les ai pas.
Yüzükler nerede?
Alors, ces alliances?
Yüzükler!
- Les bagues.
Tanrı sizleri bu yüzükler ile kutsasın.
- Bénis, Seigneur, ces alliances que nous bénissons en ton nom.