Zal translate French
587 parallel translation
"Sulama sistemi hafif arızalı." diyor.
Il disait : "Les extincteurs sont défectueux."
Ama arızalı bir teker olduğumu anlayacaksın. Bensiz çok daha kolay ilerleyeceksiniz.
Vous roulerez bien mieux sans moi.
Motoru arızalı.
Le moteur est mort.
- Elektrik tertibatı arızalı.
Le système électrique est mort.
O uçak arızalı.
Il est foutu.
Santral... Arızalı bir telefon bildirecektim.
Je veux signaler une ligne en dérangement.
- Ne hoş. Şu sızan yağa bak. Bahse girerim, vites arızalıdır.
Le pont en a pris un coup.
- Arızalı.
Pourquoi est-il là?
Hepsi arızalı zaten.
C'est pas reluisant.
Bu sefer de regülatörlerimiz ve telsizimiz arızalı.
Cette fois, les graduateurs et la radio sont en panne.
Gözcünün silahı arızalıymış.
L'observateur était blessé aux yeux.
- Buzumuz yok. Buzdolabı arızalı.
- On n'a même pas de glace.
- Telefonunuz arızalı mı?
- Votre téléphone est en panne?
Telefonu arızalıymış!
Son téléphone ne marche pas!
O zaman araçlarımız arızalıdır derim.
Alors, je dirais que nos instruments sont défaillants.
Biliyorum. Arızalı olanı sökmeden yenisini bağlamaya çalışacağım.
Je vais d'abord tenter de raccorder le nouveau avant d'enlever le défectueux.
Tekrar ediyorum, hata tespiti arızalı.
Je répète. : erreur de pronostic
Birçok araştırmacı arızalı enzimleri kombine ederek kimyasalların kontrolü yoluyla süreci tersine çevirebilmekte ve müdahale yoluyla bir bakıma anahtarın moleküler şeklini değiştirebilmektedir.
Mes chercheurs peuvent inverser ce processus grâce à une action chimique qui se combine aux enzymes défectueux et change la forme moléculaire de la clé qui interfère, en quelque sorte.
Arızalı çalışacak hale getirildi mi?
La fusée est-elle défaillante?
Arızalı uçakları ne yapacağını biliyor musun?
Vous savez ce qu'il faut faire des canards boiteux?
Telefon arızalı gibi görünüyor.
Il ne marche pas.
Hadi biraz kızalım.
On va se soûler.
Üzgünüm, bu telefon arızalı.
Désolé, ce téléphone est en panne.
Test cihazı gösteriyor ki, lazer muhabere sistemi arızalı. Acil hava kilidinin orada.
Le scanner indique la défaillance d'un laser de communication près du sas de sécurité.
Bomba arızalı.
La bombe est défectueuse.
Asansör arızalı.
Oh, zut! L'ascenseur est en panne.
Yok, seninki arızalı.
Non, il est cassé.
Telefonda "arızalı" yazısı yazmalı.
Collez dessus un panneau "en panne".
Belkide telsizi dinlemiyor veya telsiz arızalı.
Leur radio est peut-être en panne.
Arızalı bir robotun hayalini gördün, Harry?
- Un dysfonctionnement t'effraie?
Arızalı bir röle jeneratör kapağını devreye soktu.
Un relais défectueux a ouvert les protecteurs du générateur.
- Jeneratörde arızalı bir röle.
- Un relais défectueux.
- Arızalı bir röle...
- Un relais défectueux dans le...
Arızalı bir röleye ve bozuk bir vanaya rağmen bu sistem çalışıyor. Radyasyon kaçağı olmadı.
Il n'y a pas eu de fuite de radiations.
Duydun değil mi? O motor gerçekten arızalı idi.
Tu as entendu le moteur dérailler, hein?
Bence bütün motorlar arızalıdır.
Dès qu'on démarre, pour moi ça déraille.
... Arızalı değilim... O zaman, söyle bana.
NE FONCTIONNE PAS MAL
Konuşabilir misin yoksa arızalı mısın?
Alors dis-moi... Es-tu vraiment capable de parler?
... Arızalı değilim...
NE FONCTIONNE PAS MAL...
... Arızalı değilim...
TU FONCTIONNES MAL
Dingili arızalıydı...
Le pont.
- Valflardan biri arızalı!
- Un des ballasts a lâché!
- Boşaltma pompası arızalı.
- Système hydraulique bloqué.
Yazıcımız arızalı...
Ici, la photocopieuse est en panne,
Klima arızalı, sayın çavuş.
L'air conditionné en panne.
Bilim adamları yıldızal ebatlarda bir hareketli görüntü öngördü bu, 65 milyon yıldan beri Dünya'dan görülmeyen bir şeydi.
Les scientifiques prédisent un spectacle de dimension stellaire, quelque chose de jamais vu depuis 65 millions d'années.
İçlerine sızalım.
Il infiltre le gang.
Arabaya ne oldu? - Motor arızalı.
- Qui apporte le poisson pané?
Telefonum arızalıymış.
Mon téléphone ne marche pas.
Arızalı mısın? Cevap ver.
Tu fonctionnes mal.
Yanlış anlamayın ama beni de hastaneye arızalı diye geri göndermişler.
Mais ils m'ont renvoyé à l'hosto au motif que j'étais défectueux.