Zalım translate French
120 parallel translation
Hadi biraz kızalım.
On va se soûler.
İçlerine sızalım.
Il infiltre le gang.
Arızalımı?
Le jeu est cassé?
- İçine sızalım!
On va se faufiler à l'intérieur.
- Telefonunuz arızalı mı?
- Votre téléphone est en panne?
O zaman araçlarımız arızalıdır derim.
Alors, je dirais que nos instruments sont défaillants.
Biliyorum. Arızalı olanı sökmeden yenisini bağlamaya çalışacağım.
Je vais d'abord tenter de raccorder le nouveau avant d'enlever le défectueux.
Arızalı mısın? Cevap ver.
Tu fonctionnes mal.
Konuşabilir misin yoksa arızalı mısın?
Alors dis-moi... Es-tu vraiment capable de parler?
Yazıcımız arızalı...
Ici, la photocopieuse est en panne,
Yanlış anlamayın ama beni de hastaneye arızalı diye geri göndermişler.
Mais ils m'ont renvoyé à l'hosto au motif que j'étais défectueux.
En büyük heyecanı, arızalı bir F-14'le, görüş sıfıra inmişken... bozuk iniş takımlarıyla, sallanıp duran bir uçak gemisine inerken yaşamıştım.
Là où je me suis éclaté, c'est quand j'ai posé un F-14 en rideau sans train avant sur un porte-avions qui valsait dans le schwartz.
Moturun sesinden, kam milinin arızalı olduğunu anlardım ama şimdi kam milinin nerede olduğunu ve nasıl söküleceğine dair en ufak fikrim yok.
Je savais d'après le bruit du moteur que l'arbre à cames avait un lobe plat... mais je n'avais pas idée où se trouvait l'arbre à cames ni comment l'enlever.
DNA'nızı paylaşmak istemiyorsanız, acaba adamlarınız arızalı cihazlarımızı onarabilir mi?
Bon... Puisque vous n'êtes pas disposés à partager votre ADN, pourriez-vous au moins nous aider à réparer notre équipement défaillant?
Bir şeyler uydur. Sanırım arızalı.
N'importe quoi, je crois que c'est pété.
Arızalı yaşlı adam mı?
Pitoyable?
- Arızalı mı?
Elle ne marche plus?
Arızalı ünite A-2 kanalının 200 metre altında
Le réseau défectueux est 200 m plus bas dans le conduit A-2.
Umarım tuvaleti kullanmıyorsundur, arızalı.
Attention, les toilettes sont cassées.
Güvenlik sistemi arızalı sanırım!
Le système de sécurité semble être déréglé!
" Ben mi arızalıyım?
" Moi, je m'égare?
Birkaç ay sonra, oksijen tankının içindeki arızalı bir kablonun, karıştırma sırasında kıvılcım çıkardığı ve Odyssey'deki patlamaya yol açtığına karar verildi.
Les mois suivants, il fut établi qu'une bobine défectueuse du réservoir d'oxygène avait émis une étincelle, provoquant l'explosion qui mutila l'Odyssey.
Ofisi aramanı mı istediler? Telefonunuz arızalı.
Dites-leur que votre appareil est en panne.
Ama artık arızalıyım.
Je suis souillé maintenant!
Artık... benim mimarımısın. Kendisine verilen arızalı çocuğn yerine daha iyi bir çocuk tasarlayan kişisin.
L'homme qui a conçu un fils meilleur pour remplacer le fils défectueux qu'il avait eu.
Arızalı mı?
Oui, je jouis!
Arızalı olmadığından emin olmak istedim. Arızalanmamıştı.
Je voulais m'assurer qu'elle n'était pas défaillante.
Arızalı mı!
Hors d'usage, ca fait 30 minutes que j'attend ici.
Arızalı bir araba gibi ve bunu dışarıdan anlayamazsın.
Je suis un modèle défectueux et il faut m'avoir fréquentée un peu pour le savoir.
Tartımın göstergesi arızalıydı.
que ma balance était HS.
Arızalı kablolara mı bakıyorsun?
Tu cherches un défaut de câblage?
Aslında havagazımız arızalı.
Notre chaudière est en panne.
- Birinin özleyeceğine eminim. Otomatik iniş sisteminiz arızalı mı?
Le système d'atterrissage automatique est en panne?
Doğu 9 otobanında arızalı bir okul otobüsünde... mahsur kaldık ve yardım gelmezse... bir şey bizi öldürecek.
Nous sommes prisonniers dans un bus sur l'autoroute 9... et nous serons tués... si nous ne sommes pas secourus sur-le-champ!
Modül 3'te ki arızalı ısıtma ünitesine bakmamı söylediler.
- Ils sont plutôt tranquilles. Il y a un appareil de chauffage en panne au module 3. Ils m'ont demandé de venir jeter un oeil.
Merhaba, sabahtan beri bu numarayı arıyorum ve acaba, arızalı mıdır yoksa kapatılmış mıdır ya da meşgul ise acilen araya girmek mümkün müdür öğrenmek istiyorum.
J'essaie ce numéro depuis ce matin. Il y a un problème avec la ligne? Elle n'a pas été déconnectée, par hasard?
Tatlım, kamyonetim hala arızalı.
Hey, chérie, la camionnette ne veut toujours pas démarrer.
Araban arızalı mı?
Tu es en panne? En panne?
Bu şey arızalı mı?
Il aurait pas des problèmes?
Wilmore ve Casey yolu temizleyemiyorlar çünkü ekipmanlar arızalı mı?
Wilmore et Casey ne peuvent pas nettoyer les routes parce que l'équipement est cassé?
Bu tuvalet arızalı mı?
Elles sont bouchées, les toilettes?
Arızalı mı?
Columbine?
Pardon, sanırım arızalı biri var içeride.
Excusez moi. Je suppose qu'il se passe quelque chose ici, Apparement.
Hastanedeki tüm tuvaletler arızalı mı?
Toutes les toilettes de tout l'hôpital sont hors service?
Sanırım. gerçekten de arızalısın sen.
Tu ne vois pas?
Buna "şekil hafızalı alaşım" deniyor.
On l'appelle alliage à mémoire de forme.
Arızalı mı?
- Fusible?
Tek hatırladığım, biraz arızalıydı.
Je me souviens juste qu'il était un peu toqué.
- Arızalı mı?
- Qu'est-ce qui cloche?
Yemin ederim, arızalı erkek mıknatısı bu kız.
Elle n'attire que des psychotiques.
Doktor Pratt sistemin arızalı olduğunu biliyordu, düzeltmeye yardım etmeye çalıştı.
Le Dr. Pratt savait que le système était défectueux et a essayé d'aider à y remédier.