English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zanaatkar

Zanaatkar translate French

41 parallel translation
Ben usta bir zanaatkarım. Konuşmaya hakkım var. - İyi de seni dinleyecekler mi?
Ça ne plaît pas aux gens... envoyer des êtres humains dans l'obscurité rude et froide... les gens parlent.
Deneyimin meyvesi güzelliktir ama sadece usta bir zanaatkar böylesine bir güzellik yaratabilir.
Ce que vous réussissez est une pure merveille! Seul un vrai maître artisan peut créer une telle beauté!
Olumlu bir yapısı var, mükemmel bir zanaatkar.
Il est heureux et c'est un artisan habile.
Herkesin yeri belliydi, herkes herkese hizmet ediyordu,... köylü, zanaatkar, asker, herkes İnka uygarlığı için yaşıyordu.
Chacun avait sa place, chacun fournissait pour et chacun paysan, artisan, soldat travaillait pour un homme, l'Inca suprême.
Her türden zanaatkarı bünyesinde barındırıp, ömür boyu uzmanlaşmalarına imkan tanıyan, köyden çok daha zengin bir tarım kültürüne bağlı olarak yaşayan bir toplum demektir.
C'est une communauté qui vit sur une base d'agriculture tellement plus riche que le village qui peut avoir les moyens de soutenir chaque type d'artisan et en fait un spécialiste pour la vie.
Heykeltıraş, bir zanaatkar gibi doğanın içindeki formu hisseder.
Le sculpteur, autant que le maçon, sent la forme dans la nature.
Neticede hangi kız, akne izi taşıyan bir zanaatkarın oğlu yerine... bir tanrının oğlunu tercih etmez ki?
Quelle fille ne préférerait l'enfant d'un dieu à celui d'un humain?
Sen zanaatkar oğlu değilsin.
Tu n'es pas le fils d'un artisan.
Pek yetenekli bir zanaatkar değilmiş.
Mais c'était un artisan malhabile.
Bu tahta kutuyu yapmak için bir sürü teknisyen, desinatör ve usta zanaatkarın bir araya gelmesi lazım
Il a fallu une équipe de techniciens et d'ouvriers surqualifiés pour créer cette boîte en bois.
Ben sanatkarım, zanaatkar değil.
Je suis un travailleur des arts.
Yerel bir zanaatkar tarafından yapılıyor.
C'est fait par un artisan local.
Zanaatkar olduğunuzu söylemedin.
Je ne savais pas que vous étiez tonnelier.
Ben bir zanaatkarım, tıpkı bir ortaçağ zanaatkarı gibi.
Je suis comme un artisan du Moyen Âge qui fait son métier.
Evet ben Porsche'u olan bir ortaçağ zanaatkarıyım.
Je suis un artisan du Moyen Âge avec une Porsche.
"Her insan kendi kaderinin zanaatkarıdır."
"Chacun est l'artisan de sa fortune."
"Her insan kendi kaderinin zanaatkarıdır."
"Chacun est artisan de sa fortune."
Zanaatkar çalışmalarından ötürü ve bugün göstermiş olduğu performansından dolayı, kendisini tebrik ediyorum.
Je félicite M. Burrows pour ses succès artistiques et sa présentation devant nous aujourd'hui.
Bir çeşit zanaatkar.
Une espèce d'artisan.
40 usta zanaatkarı gece boyunca çalıştırdık.
quarante maitres artisans on travaillé ici toute la nuit.
- Muhtemelen bir zanaatkar el aletleri kullanmaya yatkın...
- Un bricoleur. Il est habile avec ses outils.
Biz görünmeyen, bilinmeyen ve yenilmeyen bir zanaatkar kardeşliğiyiz.
Nous sommes l'inaperçue, inconnue, invisible fraternité des artisans.
Ona "Şeytanın Zanaatkarı" diyorlarmış.
Ils l'ont appelé / / Artisan du Diable. C'est ça.
Biz zanaatkarız Silas.
On est des artisans, Silas.
Zanaatkarız.
Artisans...
Merhaba, seni koca zanaatkar.
Salut, bel artisan.
Zanaatkar elinden çıkmış banyo ürünleri yapıyorum.
Je fais des produits artisanaux pour le bain.
Zanaatkar mı?
Artisanaux?
Zanaatkar hassasiyetiyle hazırlanmış et tabağımı yediler bile.
Ils me débarrassent de mon plat de viande artisanal.
Skovox Zanaatkarı.
Skovox-Artisan.
Zanaatkar-Zanaatkar-stop - onayla-geçersiz-son-girdi-kodu.
Artificier-stop-confirmer-stop - outrepasser-code-final.
Çocukken gittiğim piyano hocamın bir zanaatkarı vardı.
Mon professeur de piano avait une maison Craftsmen.
Öylesine bir zanaatkar dopingler varsa eminim tepelemişlerdir onları.
Si des stéroïdes artisanaux existent, je suis certaine qu'ils ont sur eux.
Zanaatkar işi salsa soslarımız doğal ve organik malzemelerle elde yapılıyor.
Nos sauces artisanales sont faites à la main avec des ingrédients naturels.
Ekselansları, Boston'daki her zalim ya da sorun yaratanlar için, krala sadık olan 100 tüccar ve zanaatkar var.
Votre excellence, pour chaque scélérat ou trouble-fête à Boston il y a 100 commerçants ou marchands fidèles au Roi.
Filozofuz, zanaatkarız, sultanımız için öldürürüz, ihtişam için değil. Çünkü Hazretleriniz sultanımızın oğlunu Roma'da bir hayvanmış gibi teşhir etti.
Nous sommes des philosophes et des artisans qui tuons pour le Sultan, pas pour la gloire... mais parce que votre Saint Père a traîné son fils dans Rome comme un animal.
Kendini bir sanatçı, zanaatkar olarak görüyor ama onunla hiç tanışmadım.
Il se considère comme un artiste un artisan mais je ne l'ai jamais rencontré.
Zanaatkar atalarımızın geleneğini el yapımı ürünlerle sürdürüyoruz. # Ch-Ch-Ch-Chia! #
Ne cherchez plus le cadeau parfait.
"Sole Food : zanaatkar işi dürüst ticaretli spor ayakkabısı deneyimi."
"Resto Basket. Du commerce équitable de baskets artisanales."
Sen burada holde bir tür köprü trolü gibi bir sandalyede oturuyorsun ve ben içeride bu güzel, sıcak, lezzetli, zanaatkar işi İtalyan yemeğinin tadını çıkarıyorum.
Tu es là, assis sur une chaise dans le couloir comme une sorte de troll de pont, pendant que j'apprécie de la bonne, chaude et délicieuse cuisine italienne artisanale.
Kral, zanaatkarın karısını çalmış.
Ah?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]