English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zaofu

Zaofu translate French

69 parallel translation
Zaofu için çok üzgünüm.
Je suis désolée pour Zaofu.
Pekala, Zaofu'ya gidip Su'yu ve ailesini kurtardım ve tahmin et bakalım başka kimi kurtardık?
Je suis allé à Zaofu sauver Su et sa famille, et devinez qui d'autre.
Zaofu'yu terk ettiğinde, kalbim çok kırılmıştı.
Quand tu as quitté Zaofu, ça m'a brisé le cœur.
Zaofu denilen bir şehirde, Metal Kabilesi'nin olduğu yerde.
La ville du clan du métal.
Eğer güvenle Cumhuriyet Şehri'ne dönmüş olsan, daha rahat ederdim. Üzgünüm ama eğer Zaofu'da bir hava bükücü varsa, sonraki durağımız orasıdır.
Je préférerais que tu sois en sécurité à Republic City. c'est là qu'on va.
Zaofu'ya geldikten sonra Korra yeni hava bükücü olan ve annesi, Lin'in üvey kardeşi olan Opal'le tanışmıştır.
À Zaofu, Korra a rencontré Opal, nouveau maître de l'air, dont la mère est la demi-sœur de Lin.
Endişelenme. Zaofu dünyadaki en güvenli şehirdir.
Ne vous inquiétez pas, Zaofu est la ville la plus sûre au monde.
Korra Zaofu'da güven içinde beklerken Tenzin hava bükücüleri eğitimlerine başlamaları için Kuzey Hava Tapınağı'na getirmiştir.
Pendant que Korra s'abrite à Zaofu, Tenzin a commencé leur entraînement au temple de l'Air boréal.
Zaofu'da Beifong'un kız kardeşi ile birlikteyim.
Chez la sœur de Beifong à Zaofu.
Bu arada, hava bükücü Zaheer Zaofu'nun etrafını kuşatmaktadır.
Pendant ce temps, Zaheer se rapproche de Zaofu.
Zaofu'nun içinden bilgi almışlar gibi görünüyor.
Ils semblaient bien connaître Zaofu.
Doğma, büyüme buralıyım.
J'ai grandi à Zaofu.
Dün gece Zaofu'ya giren saldırganlara yardım ettiniz mi?
Avez-vous aidé nos assaillants à entrer dans Zaofu hier soir?
Bu muhafız sadece 18 yaşında ve tüm yaşamını Zaofu'da geçirmiş.
- Il n'a que 18 ans. Il a passé toute sa vie Zaofu.
Zaheer Zaofu'ya sızarak Korra'yı kaçırmaya teşebbüs etmiştir.
Zaheer a infiltré Zaofu et tenté d'enlever l'Avatar.
Zaofu'da neler oldu?
Que s'est-il passé à Zaofu?
Ayrıca Korra canlı olarak Zaofu'da ne işinize yarayacak?
Et pourquoi vous vouliez Korra vivante, à Zaofu?
Zaofu'da beni ektiğin için çok teşekkürler.
Merci de m'avoir lâchée à Zaofu.
Umarım biz Zaofu'ya gelmeden Hava Tapınağı'nda Tenzin ile konuşmayı başarabilir.
Espérons qu'elle aura joint Tenzin avant qu'on arrive à Zaofu.
Metal Kabilesi kuvvetlerinin tam desteğiyle, onları alt edebiliriz.
Avec la sécurité de Zaofu en renfort, on peut les battre.
Umarım Pabu ve Naga Zaofu'da iyidirler.
J'espère que ça va avec Naga à Zaofu.
Baatar ve ben Zaofu'yu terk ettiğimizde, ailenizle aramızın bozulduğunu biliyorum fakat sence de artık affetme ve unutma zamanı gelmedi mi?
Je sais que notre départ de Zaofu a créé des tensions avec ta famille, mais tu ne crois pas qu'il est temps de passer l'éponge?
Zaofu'dan ayrıldığımızdan beri yaptığımız onca güzel şeyi gördüğüne göre, artık ortaya çıkıp bize yardım etmediğine üzülüyor olmalısın.
Maintenant que vous avez vu tout le bien que nous avons fait depuis que nous avons quitté Zaofu, vous devez regretter de ne pas nous avoir aidés.
Su ve Lin'i, Zaofu ve Cumhuriyet Şehri'ni görebilirim.
Je peux voir Su et Lin, Zaofu et Republic City...
Zaofu'da Suyin Beifong'un yanında büyüyen birisi olarak öğrendim ki unvanını bir nesilden diğerine geçiren Kraliyet Ailesi fikri, artık eskide kalmış ve bir ulusu ileriye götüren şeyler, teknoloji ve yenilikçilik olmalıymış.
En grandissant à Zaofu avec Suyin Beifong, j'ai appris que l'idée d'une famille royale se transmettant le titre de génération en génération était archaïque, et que la technologie et l'innovation devraient être ce qui fait avancer une nation.
Kraliçe düşüp de herkes senden Toprak Krallığı'nı bir arada tutmak için yardım beklerken senin tek yaptığın, Zaofu'da saklanmak ve sonuçlarla uğraşmayı diğerlerine bırakmak oldu.
Quand la reine a été déchue et que tout le monde t'a demandé de protéger le Royaume de la Terre, tout ce que tu voulais faire, c'était de te cacher à Zaofu et de laisser les autres se charger des conséquences.
O zaman Zaofu'yu da neyin beklediğini biliyorsun.
Alors tu sais ce qui attend Zaofu.
- Biraz keyfi kaçtı. Çünkü Kuvira tüm birliklerini Zaofu'da topluyor ve biz de burada tıkılıp kaldık.
Il est pas content parce que Kuvira emmène toutes les troupes à Zaofu et nous, on doit rester ici.
Zaofu.
Zaofu.
Zaofu, uzun zaman önce evim olmaktan çıktı.
Zaofu a cessé d'être ma ville il y a longtemps.
Zaofu'ya girmemiz gerektiğinden emin misin?
Tu es sûre qu'il faut aller à Zaofu?
Kuvira Zaofu'ya doğru ilerliyorsa, ben de öyle yapacağım.
Si Kuvira va à Zaofu, moi aussi.
Zaofu'dan vazgeçmiyorum. Tüm ordunuzu getirseniz de umurumda değil.
Je ne te céderai jamais Zaofu, que toute ton armée soit là ou pas.
Zaofu asla seni lideri olarak kabul etmeyecektir.
Va-t'en. Zaofu n'acceptera jamais de te suivre.
Görüyorum. Zaofu.
Ça y est, je vois Zaofu.
Bırakalım kendi hallerinde yaşasınlar sonra da yaşasın, İmparatorluk birleşmiş olsun.
et si on ne prenait pas Zaofu? On pourrait les laisser tranquilles, et hourra, l'empire est unifié!
Zaofu her zaman modern ilerlemenin öncüsü olmuştur ve şimdi bunu herkesle paylaşma şansın var.
Zaofu a toujours été un modèle de progrès, c'est l'occasion de le partager.
Kuvira ve Baatar o gün, yanlarına Varrick'i güvenlik güçlerimi ve bir kaç Zaofulu zengini de alarak ayrıldılar.
Ce jour-là, Kuvira et Baatar sont partis avec Varrick, ma garde et certains des plus riches citoyens de Zaofu.
Beni de aynen tehdit etti, ve şimdi de Zaofu'yu tehdit ediyor.
Elle m'a menacé aussi, et elle menace Zaofu.
Zaofu'yu almana müsaade edemem.
Vous ne pouvez pas prendre Zaofu.
Zaofu antlaşmayı reddeden son şehir.
Zaofu est le dernier obstacle.
Tamam, ben yukarıya çıkıp, dağın etrafından dolaşarak Zaofu'ya arkadan gizlice girelim derim.
Je propose de faire le tour par la montagne pour entrer dans Zaofu.
Zaofu'ya gitmiyoruz.
On ne va pas à Zaofu.
Kuvira Zaofu'yu cebren işgal etmekle tehdit etmektedir.
Kuvira menace de prendre Zaofu de force.
Beni dinleyin, Zaofu'lular.
Votre attentions, citoyens.
- İnanınız ki, siz barışsever Zaofu'lulardan geriye kalan temsilcileriniz benimle, şafak vakti şehrin dışında buluşup şehrinizin kayıtsız şartsız teslimiyetini sunana kadar intikam almaya çalışmayacağım.
N'ayez crainte, je ne me vengerai pas sur les sages habitants de Zaofu, tant que leurs dirigeants restants me rencontrent hors de la ville à l'aube, pour une complète reddition.
Zaofu ile yetinmeyeceğini biliyordum.
- Je savais qu'elle irait plus loin.
Neredeymiş?
Zaofu.
Öyle ya, gerçekten Zaofu'ya saldıracak değilsin herhalde?
Vous allez quand même pas attaquer Zaofu... si?
Ya da... belki de Zaofu'yu ele geçirmemiz gerekmiyordur.
Et si...
Zaofu bize katılacak.
Zaofu va nous rejoindre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]