English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zararsızım

Zararsızım translate French

225 parallel translation
burada değil.seni temin ederim ki buradabenden başka kimse yok, ve bende oldukça zararsızım.
Il n'est pas ici. Je suis seule et je suis sans défense.
Yalnızca zararsızım.
Je suis inoffensif.
Ben zararsızım.
Je suis inoffensif.
Zararsızım!
Je viens en paix.
Tıpkı atım gibi, ben de zararsızım.
Et tout comme mon cheval, je ne ferais pas de mal à une mouche.
Zararsızım.
Je suis inoffensif.
Zararsızım ve daha ölmeye de hiç niyetim yok.
Je suis inoffensif. Pas d'euthanasie.
Ben Peg Boggs. Yerel Avon temsilcinizim ve kirazlı turta kadar zararsızım...
Je représente Avon, je suis aussi inoffensive qu'une biche...
Sadece bir genç kız arzusu ama buna itiraz ederek alevlendirmemeli, bırakalım birkaç dansla kendisi zararsızca tükensin.
Un caprice de jeune fille. Il faut prendre garde de ne pas trop s'y opposer, et espérer que cela passe après quelques danses.
Kibar, zararsız Adem'i.
Si doux, si inoffensif! Il habite à la Y. M.C.A.
Ben tamamen zararsız, sıradan bir adamım.
Je suis un type inoffensif.
Bir adam öldürdüm ve zararsız bir adamın ölmesine seyirci kaldım.
Je viens de tuer un type... et de voir un gars inoffensif se faire refroidir.
Kendisi için çalıştığım zararsız, iyi bir adamı neden öldürmek isteyeyim ki? Bir neden mi?
Pourquoi j'assassinerais un chic type comme mon patron?
Ama Bay Dowd bugün zararsız görünüyordu.
M. Dowd avait l'air très inoffensif.
Bu aşk işte, canım. Zararsız bir akıl rahatsızlığı.
L'amour c'est comme ça, ma chère.
Ama deneylerim için yeni bir güç kaynağı daha zararsız ve beynime zarar vermeden geçip gidebilecek bir enerjiye ihtiyacım vardı.
Mais ce dont j'avais besoin pour mes expériences, c'était une autre source de puissance, quelque chose de plus stable, quelque chose qui circulerait dans mon cerveau sans m'affaiblir.
Werner gibi zararsız bir herifi kim öldürmek ister aklım almıyor.
Je n'arrive pas à croire qu'on puisse tuer un brave type inoffensif comme Werner.
- Zararsız mı?
- Inoffensif?
- Zararsız mı? Zararsız yerliler?
- Des Indiens soumis?
Birkaç dakika sonra, yeniden zararsız Bayan Milchrest olacağım.
Dans quelques minutes je serai l'inoffensive Miss Milchrest.
O zararsız, peri masalları mı?
- Ces petits contes inoffensifs?
Zararsız mı?
- Inoffensifs?
Zararsız mı?
Inoffensif.
Adamlarımı aşağıya getirmeden önce zararsız olduğundan emin olmalıyım.
Mais avant de faire venir l'équipage, j'en veux la preuve.
Eğer yeterince yaklaşırsak, hızımızla onları zararsız hale getirebiliriz.
En nous approchant suffisamment d'eux, nous les neutraliserons rapidement.
Tarayıcılarımız bu gezegenin zararsız olduğunu gösterdi.
D'après nos détecteurs, cette planète était tout à fait inoffensive.
Duygularımın tamamen zararsız olduğunu bilir.
- Elle sait que mes sentiments sont purement amicaux.
Hayvanların da ehlileştirilip zararsız hale getirilebileceğini unutmayalım.
Pardon. Les animaux peuvent être inoffensifs.
Siz buna zararsız mı diyorsunuz?
Sain et sauf? !
Bay Jaffe, bu temelde herkesin düşkün... olabileceği zararsız sapkınlıklardan mı?
Mr Jaffe, est-ce une de ces perversions sympa... à laquelle tout homme puisse se livrer?
- Zararsız mı? Bu tehlikeli bir silah!
C'est une arme dangereuse!
Dr. McKeever, bunları seni mutlu ve zararsız... tutmak için vermem gerektiğini söyledi.
Le Dr McKeever m'a dit de te donner ça pour te rendre le moral et la sérénité.
Bunları doğal karşılarlarsa, sistemin cahil ve zararsız olduğunu anlarım. Dokunmam.
Si l'on juge ces phénomènes naturels, c'est que le Système est ignorant et inoffensif.
Zararsız mı? Eski basım.
- Et bien, c'est la vieille édition.
Çoğunlukla zararsız mı?
- Globalement inoffensive?
- Gerçekten zararsız mı?
- Il est vraiment inoffensif?
Bütün yaptığım zararsız beyaz satmak.
Je ne fais que vendre de l'herbe inoffensive.
Gördüğün gibi, bir tefeci problemi için, yalnız ve zararsız bir dul yardımımızı istedi.
Une veuve sans défense a demandé notre aide pour arrêter des usuriers.
Sen bizim zararsız basit bir iş yapacağımızı söylemiştin.
Vous aviez dit que ce serait simple, sans blesser...
Kendi yaşam alanına doğru hareket eden şu küçük, zararsız cırcır böceğiyle tanışın. Şimdi bu böceğin doğal düşmanlarını tanıyalım. Bir yengeç akrep.
Regardez ce petit et inoffensif cricket en train d'évoluer dans son milieu naturel le scorpion-crabe
Bunun dışında oldukça zararsız olduğunu düşünüyorum, tatlım.
Mis à part cela, je crois qu'il est inoffensif.
Ama mürettebatımı herhangi bir tehlikeye atmadan önce, bu çocukların zararsız olduğuna dair elimde net kanıtlar olmalı. Hazırlıklara başlayın.
Procédez à l'examen.
Bana onun biyolojik olarak zararsız olduğunu ve mürettebata... risk yaratmadığını gösterirseniz, size elimdeki tüm güçle yardım edeceğim.
Si vous démontrez qu'il est biologiquement inoffensif sans mettre l'équipage en danger, je ferai tout pour vous aider.
Çocukların zararsız olduğunu kanıtlamalıyım. Bunu da arızalara karşı güvenli bir çevrede yapabilirim.
Il me faut un isolement contrôlé pour prouver qu'ils sont sans danger.
- Kesinlikle zararsız mı?
- Ce n'est pas nocif, non?
- Zararsız mı?
- Non nocif?
Yaptığımız en kötü şey : "Şu gerçekten çok çirkin olan tuhaf cesetlerle çalıştığımızda onlar hakkında zararsız şakalar yapmak."
La pire chose qu'on fait, c'est de prendre les corps grotesques, les vraiment laids, et de faire des blagues inoffensives sur eux.
Onları küçük zararsız bir eğlenceden mahrum bırak mı istersin?
Vous voudriez les priver d'un innocent moment de détente?
Çünkü, beni tanırsın, en zararsız insanım ben.
Tu sais que je suis inoffensive.
Bay Tanis, onun zararsız olduğunu söylüyor.
- M. Tanis la dit inoffensive.
Zararsız mı?
Par rapport à quoi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]