English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zehrini

Zehrini translate French

145 parallel translation
Bir insan meşe zehrini nereden alabilir? Ve hangisi kızarıklık yapar?
Où peut-on acheter du sumac vénéneux, et quelle est l'espèce irritante?
- Yönetmen sensin, zehrini seç
C'est toi le réalisateur. Choisis ta mort.
Jim, burada, imansızlık ve şüphe zehrini yayıyor.
Jim a répandu le poison du doute et du scepticisme.
Sejanus... omuzunda oturan ve zehrini senin kulağına fışkırtan o kara örümcek.
Sejanus, cette mygale perchée sur ton épaule qui te distille son venin dans l'oreille.
Ayrıca Yılan'ın Kurbağa'yı.... yakalama planı başarısız olunca... Akrep kendi zehrini kullandı!
C'est la fléchette du scorpion qui a détruit le crapaud, pas le caisson.
Önce, altı arının iğnesinin zehrini kendime enjekte edeceğim.
Je vais d'abord m'injecter... une dose de venin correspondant à 6 piqûres de tueuses.
O şeyin zehrini öğrenebilmek için bir yere gitmeye ihtiyacım yok.
Pas besoin d'aller nulle part pour cerviner que c'est du poison.
Şimdi ticaretini sonucuna gelebilir ve Amerikan zehrini Gürcistan kanallarından yurduna yollayabilir.
Il va pouvoir inonder le pays du poison américain. En passant par le réseau géorgien.
Bazen kalbim şöyle diyor fare zehrini içip son kez uyumalıyım.
Des fois, y a mon coeur qui me dit : "Autant avaler de la mort aux rats. " Et dormir pour de bon. "
Belki o çocuğun korkunç kötülüklerle yüzleştiğinde içindeki cesaretin birazı, ben hayatta zorluklarla karşılaştığımda bana geçer diye. Korkaklarla, sığ görüşlülerle yüzleştiğimde. İsimsiz telefonların ardına saklanan, nefret ve zehrini kusan öfkeli yobazlarla.
Le courage de ce petit garçon devant le mal qu'il affrontait... peut m'aider à faire face aux vicissitudes de ma vie... à faire face aux esprits bornés, lâches, sectaires... et intolérants qui se cachent derrière des appels anonymes... pleins de haine et de mépris.
" zayıflamış zehrini fışkırttı,
" lançant aussitôt un venin
Zehrini bana da bulaştırdın!
Vous m'avez contaminé.
Zehrini almaya gideceksin galiba.
Chacun son poison.
Bunun yerin 911'i aramak isteyen olursa biz de kurşun zehrini devreye sokarız.
Si l'un de vous décide d'appeler les secours à la place, je vous empoisonnerez au plomb.
Beyaz adamın zehrini almaktan vazgeç.
Cesser de prendre les poisons du blanc.
Ancak o zaman zehrini salgılıyor.
Alors seulement il libère le poison.
Sizin için dünyanın bütün zehrini içmeye razıyım.
"Pour vous" "Je boirai tout le poison du monde"
- Zehrini biliyor musunuz?
- Venimeux?
Zehrini al, Harold.
Prends ton poison, Harold.
Hey, bu fare zehrini bütün mutfağa döktüm.
J'ai mis de la mort aux rats partout.
Şimdi, bakalım Bay Ayı fare zehrini nasıl seviyor.
On va voir si M. l'ours apprécie la mort-aux-rats!
İnancın bir işareti olarak, kullar, ölümcül yılanları tutar ya da zehrini içlerler.
En signe de foi, Ies fidèles manient des serpents mortels et boivent du poison.
Zehrini seç bakalım.
- C'est le moment de choisir ta voie.
Zehrini kusmana izin vermeliydim.
Ce sont les femmes d'Henry VIII.
Mantarın zehrini vücudundan atacak ve kendini daha iyi hissedeceksin.
Bois, le poison des champignons sortira de ton corps, tu te sentiras mieux.
Limon, zehrini seç.
Choisis une croûte, Lem.
Yani, Marie orada zehrini bilerek akıttı.
Marie a délibérément été répandre son fiel là-bas.
Zehrini kustuğun bütün o insanlardan özür dilemek istiyor olmalısın.
Ça te donne envie de revenir en arrière et de t'excuser envers tous les membres de l'équipe
İğnesi içimden geçerek zehrini sana verdi.
Le dard m'a traversé, tu as été empoisonnée.
- Defol buradan. - Zehrini de yanına al.
Fous le camp!
Tok'ra'nın geliştirdiği ortakyaşam zehrini kullanırsak hayır.
Nous savons déjà que ça ne blesse pas la physiologie humaine.
Bu yüzden gidip zehrini başka yerde akıt.
Allez cracher votre venin ailleurs.
Yılan zehrini ne yapacak ki?
A quoi peut bien servir du venin de serpent?
Zehrini seç.
Choisis ton poison.
Biraz hızlanıp, böcek zehrini ciğerlerimizden atsak fena olmaz.
On pourrait accélérer le rythme, pour évacuer le poison de nos poumons.
- Zehrini uzak tut, Josette.
Garde ton venin, Josette.
Ver şu zehrini.
Apportez-moi le dossier.
- Zehrini sec, Bay Campbell.
- Quel poison voulez-vous?
Tamam, Abby. Kulağına fısıldaya fısıldaya zehrini akıttın. Seni geri kafalı, cadaloz.
Vous lui empoisonnez le cerveau, mégère rétrograde bornée.
Kendi zehrini içmeye zorlanan bir seri katil.
Un tueur en série forcé à boire son propre poison.
Fakat mantığa ters düşecek şekilde, en ustalaşmış deniz yılanı zehrini tamamen terk etmiştir.
Mais, paradoxalement, la plus hautement spécialisée serpent de mer de toutes les a abandonné venin tout à fait.
Bu kadının zehrini kusmasını haklı göstermeye başlayamazsın.
Vous ne pouvez pas excuser cette femme qui crachait son venin.
Ama bu çocuğun kendi zehrini içtiği kendi bombasına oturduğu anlamına gelirdi.
Il aurait alors bu son poison et se serait fait sauter.
Akrep, zehrini böcekleri felç etmek için üretir.
Le venin de scorpion est fait pour paralyser les insectes.
50 ton demir çocuğu ezsin ve zehirli tanker zehrini saçsın da yarım saat içinde hepimiz ölelim istiyorsan buyur, gir içeri!
Tu veux que les 50 tonnes écrasent le gosse et le réservoir? Si tu veux qu'on crève tous, vas-y, te gêne pas.
Zehrini söyle?
De Poughkeepsie.
Bu şekilde telaşlandırıldığı zaman halusinojen bufotenin olan zehrini salgılıyor.
Lorsqu'il est énervé comme ceci, produit ce poison qui est un hallucinogène, la bufoténine.
Zehrini salgılamaya başladığı an onu yalarsın, çok etkilidir.
Dès qu'il commence à sécréter le poison, vous le léchez et êtes défoncé.
Kara kurbağa zehrini yalayarak epey risk aldın.
Tu as quand même pris des risques en léchant ce venin de crapaud.
zehrini nötr hale getiriyoruz.
Nous prenons 9 gemmes et neutralisons leurs poisons avec des plantes spéciales.
Sana zehrini akıtmış!
Il t'a contaminée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]