Zevkti translate French
1,716 parallel translation
Seni görmek büyük zevkti, yarın büyük gün. Önemli bir sunumum var, onun için biraz uyumalıyım. Sana iyi geceler.
J'ai été ravi de te voir, mais demain, j'ai une présentation importante au bureau.
Copper, bizi dar bir yerden çıkarttığın için teşekkürler. - Zevkti!
Merci, tu nous as sauvé la mise, Rouky.
Çok teşekkür ederim Wilfred. Bu büyük bir zevkti.
Merci, Sir Wilfred, vous nous avez gâtés.
Benim için bir zevkti.
Dans ce cas, c'était un plaisir.
Seninle tanışmak bir zevkti küçük bayan.
C'est un honneur et un plaisir, chère demoiselle.
- Benim için zevkti. - Evet, çok teşekkürler.
Tout le plaisir était pour moi.
Bende olan sadece zevkti bebeğim.
Je n'ai pris que du plaisir baby.
Benim için zevkti.
Je vous en prie.
Ah, bir zevkti.
Tout le plaisir est pour moi.
Seni konuk etmek bir zevkti. Değil mi, Gaby?
Ca a été un plaisir de vous hébergé.
Benim için zevkti, peder.
- De rien, mon Père.
Sizinle iş yapmak zevkti.
Faire des affaires avec vous est un plaisir.
Benim için zevkti
Je vous en prie.
Benim için zevkti.
Ca m'a fait plaisir.
Güzel. Benim için zevkti Ritchie.
Oh, wow, ça me fait tellement plaisir, Ritchie.
- Seninle tanısmak bir zevkti Hector.
J'ai été enchantée de vous rencontrer, Hector.
Benim için zevkti.
C'est un plaisir.
Benim için zevkti.
Ca me fais plaisir.
Dinle, eğer bunu kafanda çözebilirsen kapı her zaman açık. Seninle tanışmak zevkti, Red. Tanıştığımıza sevindim.
Ecoutez, si vous changez d'avis, la porte sera toÏ... joÏ... rs ouverte.
No Benim için bir zevkti.
Non. Je t'en prie.
- Benim için zevkti.
- Le plaisir était pour moi.
Sizinle çalışmak bir zevkti.
Ravie d'avoir traité avec vous.
Zevkti.
- Ça m'a fait plaisir.
Sizi tedavi etmek bir zevkti...
Enfin bon, c'était un plaisir de vous soigner, et...
Patricia, Sacred Heart'ta olman bizim için büyük bir zevkti.
Patricia, ce fut un plaisir de vous avoir au Sacré Coeur.
Benim için zevkti.
C'était un plaisir.
Zevkti.
Avec plaisir.
Size öğretmek, sizin gelişimizi izlemek ve şimdi dünyaya adımını attığınızı görmek benim için bir zevkti.
Et ça a été un plaisir de vous enseigner, de vous regarder grandir, Et maintenant, de vous voir entrer dans le monde.
Çemberin ikinci halkası olmak benim için bir zevkti.
Ça a été un plaisir de faire partie du deuxième cercle.
İtiraf etmem gerekir, ikinizle de çalışmak zevkti.
Eh bien... je dois admettre... que ça a été un plaisir de travailler avec vous deux.
Seninle iş yapmak büyük zevkti.
Content d'avoir traité avec toi.
Zevkti benim için.
C'était très amusant.
Benim için bir zevkti.
Je t'en prie.
Benim için zevkti Benim için zevkti.Komiser
De rien. C'était un plaisir, Capitaine.
Sizinle tanışmak büyük zevkti ama bir yıldır bu işin peşindeyim.
Ecoutez, ne le prenez pas mal. C'est un plaisir de vous rencontrer, les gars, mais je suis sur ce coup-là depuis plus d'un an.
- Bizim için zevkti.
Ce fut un plaisir. Quoi?
Zevkti.
Du plaisir.
Benim için zevkti.
Avec plaisir.
Benim için zevkti.
De rien.
Şimdiden ikinizin birlikte ne kadar iyi olduğunu görüyor musunuz? Yapma, bu delice! Seninle tanışmak bir zevkti.
Eh bien, regardez comme vous êtes déjà bien tous les deux.
- Benim için zevkti.
Avec plaisir.
Sizinle tanışmak zevkti.
- C'était agréable de vous rencontrer.
Lütfen ama. Benim için bir zevkti.
Non, s'il vous plait, ça m'a fait plaisir.
- Bizim için zevkti.
C'est un plaisir.
Vay canına! Büyük bir zevkti bay Başkan.
Ça a été un plaisir, M. le Président.
- Benim için zevkti.
Tout le plaisir était pour moi.
- Benim icin zevkti.
- Ca me fait plaisir.
- Sizinle iş yapmak bir zevkti.
J'aime faire des affaires avec toi.
Benim için zevkti.
Oh, tout le plaisir était pour moi.
Benim için zevkti.
- De rien
Bana ödünç verdiğin için teşekkürler, Wally. Benim için bir zevkti.
- Merci pour le prêt, Wally.